|
|
Devlet mi Şirket mi?Kategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 17 Mart 2015 09:52:44 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’deki bir ödül töreninde yaptığı konuşmada, başkanlık sistemine geçilmesi gerektiği mesajını verdi. Başkanlık sistemine karşı olanların, ülkenin darbelerle şekillenen sistemle idare edilmesini istediklerini savunan Erdoğan, “Bu sistemde ısrar etmek milletimize haksızlıktır” dedi. Dedi de konu ne şöyle bir bakalım.
Türkiye’de bir zamanlar bir reklam vardı sloganı “Ağızı olan konuşuyor”. Uzun bir süredir özellikle politika konusunda siyasetçiler, sözde yorumcuların birçoğu konuşuyorlardı da ne diyorlar belli değil. Bugün sizinle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Balıkesir’deki bir ödül töreninde yaptığı konuşmada söylediği, kısaca “Benim derdim, bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” sözüne bir bakalım. Bu sözlerde adı keçen iki adet tüzel yapı var. Birincisi Devlet, ikincisi Anonim şirket. Peki nedir bunlar? * Devlet; kısaca toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet tüm sosyal yaşamı kapsar ve tanzim eder: Sosyal refah, iç düzen, halk sağlığı için uğraşır, bundan meşruiyet kazanır. Kural koyar, düzenler, yetkilendirir, yasaklar... Tüm dünyada temel soru ise neler devlet kontrolüne bırakılmalı, neler bireye bırakılmalıdır? Bu soruya genelde verilen yanıt "Yalnızca bireyi ilgilendiren konular bireye, birden fazla kişiyi etkileyen konular devlete bırakılmalıdır." Doğru mu başka bir zaman tartışırız Tarih boyunca birçok devlet tanımı yapılmıştır ama devlet kurumunun oluşmasına yol açan etkenlerin başında tarım devriminin geldiğini biliyoruz. Devlet; Platon’da “birlikte yaşama zorunluluğundan doğan” , Aristoteles’te “doğal bir oluşum”, Ancillon’da “dil gibi iletişim ve toplumsallıktan doğan”, Hobbes’da “herkesin herkese karşı savaşını sona erdirmek için ortaya çıkan”, Rousseau, Spinoza ve Locke’da “toplum sözleşmesinin sonucu”, Fichte’de “saf insan amacının yüce aracı”, Schelling’de “mutlak olan”, Hegel’de “tözel irade olarak ahlaksal tin”, Cicero’da “hukukun sonucu” olarak betimlenir. Günümüzde de birçok siyaset bilimci ve filozofun yaptığı ayrı tanımlar vardır. Hukuki açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; "Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir." Günümüzde devlet üç temel unsurla tanımlanır: İnsan unsuru: Halk, halklar ya da millet unsuru olarak da adlandırılabilir. Belirli bir alanda birlikte yaşayan ve çeşitli bağlarla ortak yaşama iradesi gösteren insan topluluğudur. Egemenlik unsuru: Siyasal iktidar unsuru olarak da adlandırılan bu unsur, Devletin esas kurucu unsurudur. Belirli bir yeryüzü parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesidir. Egemenlik kavramı otoriteden farklı olarak ülke içinde biricik meşru güç kaynağı olmayı ifade ederken ülke dışında (uluslararası alanda) bağımsız olmak anlamına gelmektedir. Ülke unsuru: Ülke, coğrafi anlamda bir bütünlük teşkil eden ve sınırları belirlenebilir bir kara, deniz hava parçasını ifade eder. Televizyonlardaki tartışmalardan gördüğüm kadarı ile kısaca devlet ile hükümet arasındaki farkları da belirlemekte fayda vardır diye düşünüyorum: 1.Hükümet, devletin bir parçasıdır. 2.Devlet, devamlı ve süreklidir. Hükümet ise geçicidir, kısa ömürlüdür. 3.Hükümet, devlet otoritesinin işletilmesini sağlayan bir araçtır. Hükümet sadece devletin beyni olma görevindedir. 4.Devlet, kişisel olmayan bir otoritedir. Memurlar bürokratik usullere göre işe alınır ve görevliler, hükümetin ideolojik isteklerine duyarsız olacak şekilde, seçilir. 5.Devlet, ortak iyiyi ve genel iradeyi temsil etmeye çalışır. Fakat hükümet ise belli ideolojileri temsil eder. Peki, devlet şekilleri neler? Üniter Devletler: Siyasi otoritenin tek merkezde toplandığı, merkezî otoritenin tek bir anayasa ile sağlandığı devletlerdir. Yasama organının yaptığı kanunlar bütün ülkede uygulanır. Örnek… Danimarka, Fransa, İngiltere, İsrail, İtalya, İrlanda, Norveç, Yunanistan, Türkiye… Karma Devletler: Birden fazla devletin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bir anlaşma ile birleşmeleri sonucu oluşan devletlerdir. Dünyada iki tip örneği var. Konfederasyon: Bağımsız devletler tarafından egemenliklerini koruma şartı ile oluşturulan ve üye devletlere diledikleri zaman ayrılma hakkı tanıyan karma devlet biçimidir. Örnek, Almanya, ABD Federasyon: Ortak bir anayasa altında birleşen devletlerin oluşturduğu devlet biçimidir. Bu tip devletlerde ayrıca her federasyonun kendi anayasası, yürütme ve yargı organları vardır. Örnek: Kanada, Avusturya, İsviçre, Avustralya Devletin yönetim şeklide Egemenliğin kaynağına göre belirlenir. Monarşik Devlet: Egemenliğin tek kişiye ait olduğu devlettir. Oligarşik Devlet: Egemenliğin belli bir sınıf veya gruba ait olduğu devlet biçimi. Teokratik Devlet: Egemenliğin kaynağının dine dayandığı devlet biçimi. Din adamlarının sözü geçer. Her şeye din adamları karar verir. Demokratik Devlet: Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimidir. Deme ki neymiş bir ülke federasyon olunca demokratik olur diye bir şey yokmuş! Ülke, üniter demokratik olabildiği gibi. Federative monarşik ya da teokratik de olabilir. Anlayacağımız bazılarının dediği gibi federasyon o ülkeyi demokratik kılmıyor. Önemli olan egemenliğin kimde olduğudur. Bugünkü Türkiye hangi devlet şeklindeki egemenlik yönetiminde ve hangi devlet şeklinden egemenlik tipine döndürülmek isteniyor? * Konuşmaya konu olan ikincisi yapı Anonim şirket. Anonim şirket nedir? Ticari bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında işletmek amacıyla kurulan, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu bulunan şirket türüdür. Anonim Şirketlerin özellikleri şu şekilde özetleniyor: * Her türlü iktisadi ve ticari etkinliği yapabilmesiyle geniş bir faaliyet alanına sahiptir. Ancak bu faaliyetin şirket ana sözleşmesinde yer alması gerekir. * Gerçek arasında kurulabileceği gibi tüzel kişiler veya gerçek ve tüzel kişiler arasında da kurulabilir. * Bir Anonim Şirketin kurulabilmesi için en az 5 gerçek ya da tüzel kişi gereklidir. * Anonim Şirket sermayesi minimum 50 bin TL’dir. * Anonim Şirketlerin yapılanmaları ve organizasyonları Türk Ticaret Kanunu’ndaki düzenlemelere tabidir. Ancak, bunun yanısıra ortak sayısı 250’yi geçen ya da borsada kota edilmiş hisse senedi ve tahvil ihraç eden Anonim Şirketler aynı zamanda Sermaye Piyasası Kanunu’na tabidir. * Anonim Şirket sermayesi, değeri birbirine eşit hisselere bölünmüştür. Anonim Şirket hisseleri tedavül kabiliyetini haiz kıymetli evrak niteliğindeki hisse senetleri şeklinde bastırılabilir. Anonim Şirket hisse senetlerinin nama ya da hamiline olarak düzenlenmesi mümkündür. * Anonim Şirketlerde kararlar farklı bir oran öngörülmemişse çoğunluk oyu ile alınır. Ancak Türk Ticaret Kanunu bazı hallerde ağırlaştırılmış oranlar da içermektedir. * Anonim Şirketlerde şirketi temsil ve ilzam görevini üstlenen organ Yönetim Kuruludur. Yönetim Kurulu en az üç üyeden oluşur. Gelelim konunun başına: “Benim derdim, bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” Anlayacağınız en az beş kişilik bir grup ve onlardan biri CEO* olacak. Kalanlar da CEO’nun kölesi. Ne de olsa sandığın dışında siyasetle uğraşması yasaklanan halkın yüzde ellisinin bir fazlasının seçtiği kişi CEO oluyor. Ve buna halkın iradesi denecek. Ve elbette bu şirketin amacı doğal olarak kar etmek olacak ya da olmalı. Peki devlette bu nasıl olur: Çok kolay ne sistem değiştirmeye gerek var ne de başka bir şeye... Egemenlik, yani halkın iradesi elinde olduğuna göre direk ve dolaylı vergileri topla gelir kısmına yaz. Yol, okul, hastane, sosyal yardım gibi gider kalemlerini kaldır. Al sana kar! Yönetim Kurulu en az üç üyeden oluşuyor ya, hanım, kız bir de oğlan al sana yönetim kurulu. Merak etme bu sistem yeni dediğinizde Tanrı’nın izni ile 10 yıl daha gider. 10 yıl sonra kim öle kim kala… Şaka bir yana, üzücü olan Cumhurbaşkanı bu sözleri söyleyince orada kelli felli dinleyenlerin alkışlamaları! Hocam ne anladınız da neyi alkışlıyorsunuz? *Bu arada CEO lafına da sinir oluyorum. CEO - Chief Executive Officer- yani Türkçesi İcra kurulu başkanı. Yok canım Cİ İ O deyince sanırım daha havalı oluyor İKB de neymiş.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|