Bu yazımda sizlere, deyimler ve özdeyişleri anlatan kompozisyonlardan oluşmuş bir resimden söz etmek istiyorum. Söz konusu tablo, Hollandalı ressam Pieter Brueghel (baba) tarafından 1959 yılında meşe ağacından bir pano üzerine yağlıboya ile yapılmış olan, 117 X 163 cm. boyutlarındaki “FELEMENK ÖZDEYİŞLERİ” adlı resimdir. Bu resimde yüzden fazla Felemenk deyim ya da atasözü betimlenmiştir.
Resimde betimlenen özdeyişlerden birçoğu günümüzde de kullanılmaktadır. Buna örnek olarak, “Büyük balık küçük balığı yutar (
Ayrıntı 06)” gibi atasözleriyle, “Dalgaya karşı yüzmek”, “Kafasını duvara vurmak
(Ayrıntı 12)” gibi deyimleri gösterebiliriz.
Brueghel resimlerinde insanların ahmaklığı, yaşamın absürdlüğü ve günahkarlık gibi konuları işlemiştir. Bu tabloda da günahkar insanlar yaşamın getirdiği absürdite içinde ele alınmış, resme konu kişilerin yüzleri ise ahmaklıklarını vurgularcasına boş bakışlarla ve aptalca ifadeyle yansıtılmıştır.
Oğul Brueghel tarafından bu resmin yirmiden fazla kopyası yapılmıştır. Her kopya farklı bazı özdeyişleri de içermektedir.
FELEMENK ÖZDEYİŞLERİ adlı bu tabl
oda kimi kompozisyonlar birden fazla deyim ya da atasözünü anlatmaktadır. (Ayrıntı 05) de hayvan kırkan iki adam betimlenmiştir. Bu kompozisyon “Biri koyun kırkar, diğeri domuz” deyimini simgelemektedir ve gerçek yaşamda bir kişinin daima bir diğerine göre daha avantajlı durumda olduğunu anlatır. Ama aynı kompozisyon “Hayvanları kırkın ama derilerini yüzmeyin” özdeyişini de simgeler ve elinizdeki olanağı gereğinden fazla zorlamayın anlamını taşır. (
Ayrıntı 01) de betimlenen kompozisyon ilk olarak “Aya karşı işemek” deyimini simgeler ve gereksiz çabayla zamanını boşuna harcanması anlamına gelir. Kompozisyonun ikinci işlevi “Kulağının arkasında diş ağrısı olmak” deyimini anlatmadır. Bunun anlamı ise, sağlıklı olmasına rağmen hasta rolü yapmaktır. (
Ayrıntı 09) daki kompozisyon “Domuz tarlaya açık kapıdan girer” atasözünü simgeler ve felaketler ihmallerden doğar anlamını taşır. Kompozisyon aynı zamanda “Mısırın azaldığı yerde domuz çoğalır” özdeyişini anımsatır ve anlamı, birinin kazandığı yerde bir diğeri zarar eder şeklindedir.(
Ayrıntı 13) “Kıçını kapıya silmek” deyimini betimlemekte ve bir konuyu önemsememek anlamını taşımaktadır. Kompozisyon ikinci olarak “Omuzunda yükle dolaşmak” deyimini betimlemekte ve bir şeyin olduğundan daha kötü durumda olduğunu düşünmek anlamına gelmektedir.
Diğer kompozisyonlar insanların ahmaklıklarını sergilemek üzere kurgulanmıştır. (
Ayrıntı 02) “Aynı delikten pislemek” deyimini anlatır ve doğruya ya da yanlışa körü körüne, hep beraber koşmak anlamını taşır. (
Ayrıntı 03) “Bir elinde ateş, diğerinde su taşımak” deyiminin anlatımı olup, aptalcasına iki yüzlülük yapıp huzursuzluğu körüklemek anlamındadır. (
Ayrıntı 04) “Aynı kemiğin peşindeki iki köpek anlaşamaz” özdeyişini simgeler ve aynı yararı kovalayan insanların anlaşması olanaksızdır anlamına gelir. (
Ayrıntı 07) “Çobanları sen değilsen, bırak kazlar kaz kalsın” atasözünün anlatımı olup, seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma anlamındadır. (
Ayrıntı 08) “Dana boğulduktan sonra kuyuyu kapatmak” deyimini simgeler ve iş işten geçtikten sonra önlem almanın saçmalığını vurgular. (
Ayrıntı 10) “Eski çatıya çok yama gerekir” deyimini anlatır, nesnelerin eskidikçe daha çok onarıma gereksinimi olduğu, bunun için devamlı bakım yapmak gerektiği vurgulanır. (
Ayrıntı 11) “İsa’nın yüzüne sahte sakal takmak” deyimini simgelemekte ve dindarlık kisvesi altında türlü dolaplar, sahtekarlıklar yapıldığını anlatmak istemektedir. (
Ayrıntı 14) “Pelerinini rüzgara göre asmak” deyimini betimler ve hareket tarzını toplumun fikir, düşünce, davranış ve geleneklerine uygun seçmek gerektiğini vurgular. (
Ayrıntı 15) “Tavuğun yumurtasını alıp, kazınkini bırakmak” deyimini anlatan bu kompozisyon, yaşamda kötü seçimlerden kaçınmak gerektiğini anlatır. (
Ayrıntı 16) “Tekerine çomak sokmak” deyiminin anlatımı olup, insanların genelde rakiplerinin ya da kıskandıkları kişilerin, ama genelde yararlarına ters düşenlerin planlarını engellemeye kalktıklarını vurgulamaktadır. (
Ayrıntı 17) “Tersine dünya” deyiminin simgesi olan bu kompozisyonda, yaşam boyunca işlerin genelde istenmediği biçimde tersine geliştiği gerçeği anlatılmaktadır. (
Ayrıntı 18) “Yumurtası için tüm balığı pişirmek” deyimini simgelerken, elde edilecek ufak yararlar için büyük zararlara neden olmamak öğütlenmektedir. (
Ayrıntı 19) “Kocasına mavi pelerin giydirmek” deyimi ise kocasını aldatmak anlamını taşımaktadır. Tablonun ilk adı da resmin tam orta yerindeki bu kompozisyondan hareketle MAVİ PELERİN konmuştu.
Bu yazımın kapsamına ancak bu kadar atasözü ve deyimin açıklamasını sığdırabildim. Tablo, günümüzde, Berlin’de Sttatliche Museum’da asılıdır. Brueghel bu resimde hileyi simgeleyen kolonyal maviyi ve günahı simgeleyen krimson kırmızısını kullanmıştır.