Suriye’de bulunan Süleyman Şah Saygı Karakolu’na yönelik olarak yapılan askeri operasyon gündeme bomba gibi düştü. Hükümet kanadı konuyu “başarılı bir operasyon” olarak sunuyor. Operasyonun üzerinden çok kısa bir zaman geçtiği için tüm taraflar görüşlerini ortaya koymadı. Biz de bu kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için Siyaset Bilimci Tayfun Şahin’den konuyu değerlendirmesini istedik.
Sayın Şahin Türkiye güne Şah Fırat Operasyonuyla uyandı. Bu operasyon ne anlama geliyor?Sabah saatlerinden beri medyaya servis edilen görüntüleri ve açıklamaları göz önüne alırsak konuyu bir cümleyle özetleyebiliriz: “Şah Fırat Operasyonu Ucuz Bir Hollywood Filmidir”. Özellikle bayrak dikme görüntüleri, tüm çekimlerin profesyonel bir ekip tarafından, ön hazırlık yapılarak gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Hatta yurttaşlarımız internette “Raising the Flag on Iwa Jima” yazarlarsa karşılarına çıkan fotoğraflarla bugün servis edilen fotoğrafların benzerliğini kendileri de göreceklerdir. Maalesef ABD tarafından yoğun olarak kullanılan tekniklerle halkımız kandırılmaya çalışılıyor. Özenle çekilmiş görüntülerle kamuoyu “sözde bir kahramanlık” hikâyesine odaklandırılırken aslında büyük bir başarısızlığın üstü örtülmeye çalışılıyor.
Hükümetin yaptığı açıklamalardan çok farklı şeyler söylüyorsunuz. Resmi açıklamalara inanmamak için bir gerekçe var mı?Söz konusu olan AKP hükümetiyse bu sorunun cevabını her yurttaş kolaylıkla verebilir. AKP’nin ve Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin bugüne kadar sömürmediği bir olay kaldı mı? Türk milletine ne zaman doğruyu söylediler ki? Bakın daha önce dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na ve dönemin MİT müsteşarına ait olduğu söylenen ve kamuoyunun zihnine “Gerekirse Suriye’ye 4-5 adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırır savaş gerekçesi üretirim.” cümlesiyle kazınan olayları hatırlayın. Karşımızda siyasal ikbal için her şeyi göze alan, Türk milletini her türlü tehlikeye atabilecek bir iktidar var.
Aslında bugünkü geri çekilme konusu Musul Başkonsolosluğu çalışanlarının IŞİD tarafından rehin alınması ve ardından serbest bırakılmasıyla da bağlantılı. O günlerde “IŞID’a ne verildi?” sorusunun cevaplardan biri “Süleyman Şah Türbesi’nin” boşaltılmasıydı. Bugünkü geri çekilme operasyonunu da tarihsel süreci içinde değerlendirmek lazım. Muhtemelen hükümet türbeyi boşaltma kararını çok daha uzun süre önce aldı ve bugün kameralar eşliğinde geri çekilme gerçekleştirildi. Bundan sonraki günlerde bol bol tank ve bayrak görüntüleri izleyeceğimiz anlaşılıyor. Televizyonlarda da haritalar, fotoğraflar, askerlik anıları vs üzerinden konu magazine edilecek gibi görünüyor.
Peki hükümet neden böyle bir oyuna ihtiyaç duysun? Böyle bir oyunun gerekçesi ne olabilir?Baktığınız zaman resmi açıklamaya göre operasyonun gerekçesi olarak savaş şartlarının Suriye’de hâkim olması denilmiş. Bu gerekçe her halükarda komiktir. Suriye’deki savaş koşulları dün oluşmadı. Bahsedilen savaş koşulları yıllardır mevcut. Ancak Erdoğan’ın aynı savaş koşullarında yapmış olduğu açıklamalar var. Süleyman Şah saygı karakolu Türk toprağıdır. Eğer oraya saldırı olursa 75 milyona karşı yapılmış sayarız diyen Erdoğan’dı. Asıl soru budur? Ne değişti de bugün o bölge terk edildi? Değişen şeyleri söyleyelim. Erdoğan ve Davutoğlu hükümeti sıkıştı. Suriye’de işler tasarladıkları gibi gitmiyordu. Ama daha önemlisi Türkiye’de de işler rayından çıktı. Bakın birkaç gün önce muhalefet partileri Süleyman Şah Türbesindeki askerlerin rehin tutulduğunu dile getirdi. Bugün geri çekilişi görüyorsunuz. Hükümet, sıkıyönetim uygulamalarını “İç Güvenlik Yasası” adı altında Türkiye’ye dayatırken mecliste muhalefet milletvekillerini merdivenlerden aşağı atabiliyor. Böyle bir ortamda biriken tepkileri hafifletmek gerekiyordu. Hükümet benzer şeyleri seçim sürecinde de yapacak. Güçlü Türkiye, milliyetçilik vs söylemleriyle kitlelerden oy almaya çalışacaklar. Şah Fırat olarak isimlendirilen “geri çekilmeyi” de bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekir.