|
|
Keskin virajda yol ayrımıKategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 07 Şubat 2008 15:51:19 Araç kullananlar bilir. Viraja hızlı girerseniz, bir de yol ayrımı varsa kararsızlık ölüm getirir. Türkiye de son tartışmalarla 'Laiklik ile İslam' yol ayrımında bulunuyor. Devletin geneksel yapısının altı oyuluyor. Anlaşılan hedef karşı devrim. 71 yıllık laik gelenek temelden sallanıyor.
Bu metin Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinden. Eminim bu metni yazan kişi Kuran ile İncil’in arasındaki farkın ne denli büyük olduğunun faklında değildir. Tarihsel bilgilerde elbette hata yok fakat laiklik anlayışı hiçbir zaman batı normlarında olamaz. Bu söylediğim veya söyleyeceklerim ile, kesinlikle bugünki Türkiye’de Diyanet’in tek tip bir inanış ile sürdürdüğü konumunu savunmuyorum. İncil İsa örneği ile bir Hristiyanın nasıl erdemli, iyi bir insan olacağını öğütler. Çağdaş sosyal yaşamdaki kuralları koymaz. Ayrıca Hristiyanlığın 2000 yıllık birikimi, deneyimleri, devrimleri, ekonomik ve güç dengeleri var. Bu deneyimler ışığında laiklik doğmuş ve gelişmiş. Tam olarak çalışıyor mu? İspanya seçimlerinde ne kadar çalıştığı tartışılıyor. Bu tek örnek değildir. Örnekler hem de yakın tarihe ilişkin örnekler çoğaltılabilinir. Gelelim İslamiyete. Kuran-ı Kerim, İncildeki herşeyi çok küçük farklar ile içerir ama en büyük farkı kendi çağının gereklerine göre tüm sosyal, ekonomik, hukuksal yapıyı düzenleyen kuralları koymuş ve batının geçirdiği süre ve deneyimi geçirmemiştir. Bu yüzden de Türkiye dışında öyle veya böyle de olsa nüfüsünün büyük çoğunluğu müslüman olan başka bir ‘ben Laiğim’ diyen devlet yok. Yakın tarihlere kadar batı düşmanlığı ile politika üreten görüşten gelip sonra biz değiştik diye iktidar olan, batının ahlaksızlığına vurgu yapmasına rağmen batının en büyük gurubuna girmeye çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne bakalım. Batılı bir gazeteden alıntı yaparak başladık yazmaya, öylese Batılıların desteklediği AKP tanımlarına bakalım. Önceleri “ılımlı İslamcı” tutmadı. Light cola gibi. Daha sonra “Neo-İslamcı” (Yeni İslamcı) daha entellektüel! Bir ara “İslami kökenli”…. Sonra Neo-Osmanlı bazen Genç Osmanlı. Bu da komşuları rahatsız eder… Neyse… Ne derlerse desinler sonunda mutlaka bir İslam ya da Batı için İslamı çağrıştıran Osmanlı var. Bu bir batılı için hiçbir zaman olumlu bir çağrışım yapmaz her ne kadar AKP batı ile kolkolayız dese de. Tabii kim kimi kullanıyor tartışılır. Yüzü doğuya doğru olduğundan mı bilinmez, AKP yönetimi, ses getiren açıklamaları iktidar olduğu Türkiye’de değil de, Batı’dayken doğudaki Türkiye’ye yapıyor. Başta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İspanya’da “Türban siyasi simge olsa ne olur!” açıklaması. Daha sonra AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış’ın, Almanya'nın Berlin kentinde 25 Ocak'ta Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nde türban sorusu üzerine yaptığı "Meclis'te görev yapanlar kimlerdir? Milletvekilleri. Kimin vekili? Milletin vekili. O zaman millet neyse, vekil de o olmalıdır. Farklı olmamalı. " açıklaması. Tabii her ikisine de söylenecek çok söz var ama onları başka yazılara bırakalım ve soruları sormaya başlayalım. Bu kadar gerilimi yükselten açıklamalar planlı ve proğramlı mı? Gerçekten, yok canım demek isterdim ama bu kadar da rastlantı olmaz. Türban özgürlügü anayasa değişikliği ile kalkacak mı? Yürürlüğe girse bile hangi tip türban geçerli olacak? İğneli, bağlı, soldan bağlı, sağdan bağlı, üsten düğümlü. Peki her kapıda büyüklerimizin izin verdiği modele uyup uymadığını kim kontrol edecek? Hani özgürdü. İkibin küsür yeşil, liberal akademisyenin imzaları boşa mı gitti? Haydi türbanlı kızlar okula (yüksek -şimdilik-) diyelim. Türbanında siyasi simge olmadığını varsayalım. Bir sürü islamci erkek beyin o kapıdan girerken kızlar da girsin, bırakın özgürlüğü, eşitlik diyelim. Peki Türkiye’deki Üniversiteler İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi, Bilkenten’mi oluşuyor? Anadolu üniversitelerinin hangi tarikatların elinde olduğunun haritası çıkarıldı mı? Kızlarımız üniversiteye girdi, Hukuk’u bitirdi ya da Tıp’bı. Ne olacak? Kamuda çalışamaz (şimdilik). Evinin avukatı ya da kocasının doktoru olacak. Güzel bir gelecek. Ama ben bu kadar zengin bir ülke düşünemiyorum. 16 yıl okut sonra evlendir!!!! Türkiyede başı açık kızların başını kapatma özgürlüğü kadar başı kapalı kızların başını açma özgürlüğünün olduğu günleri de görme umudu ile….
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|