Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Savunma ve Havacılık Dergisi’nin dün çıkan 163. sayısına verdiği özel röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Günümüz güvenlik ortamında tehdit yelpazesinin genişlediğini hatırlatan Orgeneral Akar, “Yeni güvenlik ortamında, krizler süratle çatışmalara dönüşmektedir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemiz, tarih boyunca olduğu de jeostratejik öneminden dolayı bir ateş çemberinin ortasında bulunmaktadır.
Bu ortamda, 2020’li yıllara yönelik olarak Kara Kuvvetlerimiz, caydırıcılık sağlayan ve simetrik üstünlük kazandıran kuvvetlerin yanı sıra hibrit harekât konseptinin ön plana çıktığı, konvansiyonel kuvvet kullanımı ile beraber asimetrik, özel harekat, siber, hava, uzay gibi ortamlardaki yeteneklerin kullanımının hedeflendiği bir askeri güç öngörmekte ve her an harbe hazır, beka kabiliyeti yüksek, süratli reaksiyon gösterebilen, küresel erişim ve hassas angajman yetenekleriyle donanmış bir kuvvet yapısına sahip olmayı hedeflemektedir" diye konuştu.
Yakın coğrafyamızda yaşanan son olayların gösterdiği gibi, bugün dünyada, özellikle de Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada ‘belirsizlikler ve krizler’ dönemi yaşandığını belirten Akar, “Tahmin edilebilirlikten öngörülemezliğe, tehdit algısında basitlikten karmaşıklığa, tehdit - tabanlı planlamadan yetenek tabanlı planlamaya, statik yapıdaki müttefiklikten, dinamik yapıdaki ortaklığa, konvansiyonel harekâttan asimetrik harekata, birçok alanda değişim gerektiren bir dönem yaşamaktayız” dedi.
Her şeyden önce esnek bir anlayışla her türlü harbe hazırlık seviyesinin yüksek düzeyde tutulması gerektiğini kaydeden Akar, “Türkiye’nin jeostratejik konumu; ülkemize sayısız fırsat ve imkânlar sunarken pek çok belirsizlik, risk ve tehdidi de bünyesinde taşımaktadır. Ülkemizin bunlardan en az seviyede etkilenmesi ve geçmişte olduğu gibi bundan sonrada bölgesel ve küresel istikrara katkı yapmasının en büyük teminatı olarak güçlü bir silahlı kuvvetlere ve onun en önemli unsurlarından biri olan caydırıcı bir Kara kuvvetlerine sahip olmasını zorunlu görmekteyiz. Bu anlayışla anayasa ve kanunlarla bize verilen sorumluluklar çerçevesinde ülkemizin kara hudutlarının güvenliğinin sağlanmasına yönelik kolluk güçlerine destek verilmesi, doğal afetlerde arama-kurtarma -yardım ve dünyanın çeşitli bölgelerine barışı destekleme harekatına katılım görevlerini icra ediyoruz. Bu noktada en son Bosna Hersek’te yaşanan büyük sel felaketinin açtığı yaraların sarılmasında oradaki birliğimizin de aktif olarak görev aldığını örnek olarak gösterebiliriz” diye konuştu.
Ülkemiz de jeostratejik öneminden dolayı bir ateş çemberinin ortasında bulunmakta
Günümüz güvenlik ortamında tehdit yelpazesinin genişlediğini hatırlatan Akar, “Yeni güvenlik ortamında, krizler süratle çatışmalara dönüşmektedir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemiz, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de jeostratejik öneminden dolayı bir ateş çemberinin ortasında bulunmaktadır. Bu ortamda, 2020’li yıllara yönelik olarak Kara Kuvvetlerimiz, caydırıcılık sağlayan ve simetrik üstünlük kazandıran kuvvetlerin yanı sıra hibrit harekât konseptinin ön plana çıktığı, konvansiyonel kuvvet kullanımı ile beraber asimetrik, özel harekat, siber, hava, uzay gibi ortamlardaki yeteneklerin kullanımının hedeflendiği bir askeri güç öngörmekte ve her an harbe hazır, beka kabiliyeti yüksek, süratli reaksiyon gösterebilen, küresel erişim ve hassas angajman yetenekleriyle donanmış bir kuvvet yapısına sahip olmayı hedeflemektedir" şeklinde konuştu.
Kaynak : hurriyet.com.tr