|
Anadolu topraklarındaki bilimin filizleriKategori: Kültürün Damarları | 4 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 17 Temmuz 2014 03:34:46 Bilimin ilk filizleri bu topraklardan fışkırmış. Bundan önceki bölümlerde de bahsettiğimiz bir çok ünlü bilim adamı (kendi deyimleri ile doğa bilimcileri) yaşadığımız, belki de farkına varmadan geçip gittiğimiz yörelerde yaşamıştır. ''Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle..... '' diyerek başlayan yaklaşık 30.000 dizelik destanla 10 yıl süren TROYA SAVAŞI'nın yaklaşık 50 günlük bir bölümünü ölümsüzleştiren HOMEROS en çok kabul edilen görüşe göre Batı Anadolu'da Symrna'da (İzmir) doğmuştu.
MÖ. VI. yüzyılda dogmaların karanlığından özgür düşünce ile bilimin aydınlığına ilk kez Batı Anadolu'da geçilmiştir. Doğanın belirli ve değişmez kanunların olduğunu sezen bilimin Miletoslu öncüleri, doğa olaylarının oluşumunu özgür düşünce yöntemi ile ele almışlar ve bir çok bilimin temellerini atmışlardır. Bu bilim adamları ''İonya Doğa Filozofları'' veya ''Miletos okulu'' olarak anılmaktadırlar. Bu bilim adamlarının en eski ve en ünlüsü THALES de Miletos'ta doğmuştur. Bu ünlü matamatikçi ve filozof, MÖ. 28, Mayıs 585 tarihinde olagelen güneş tutulmasını (Heredot-1-74) önceden hesaplayıp haber vermesi ile ün kazanmıştır. Eski Lidya bölgesindeki bazı demir filizlerinin demir üzerindeki çekim etkisini ilk gözlemleyenlerden de birisidir. Geometrinin birçok önemli teoremleri hala onun adını taşımaktadır. Doğu felsefesi üzerine ilk denemeler de ona aittir. Batı uygarlığının temeli sayılan Yunan felsefesinin kökleri Batı Anadolu'da İonya'da, özellikle Miletos'da atılmıştır. Bugün ki İzmir ilinin sınırları içinde kalan Aliağa Rafinerisi'nin yakınlarında kıyıda kurulmuş antic Kyme kentinde MÖ.390'da doğan EPHOROS ilk dünya tarihinin (Historisi) yazarıdır. 30 kitaplık eserinde Herakleides'lerin dönüşünden Perinthos'un (Marmara Ereğlisi) kuşatılmasına kadar (MÖ.1069 -340) bütün tarihi ve coğrafi bilgileri bir araya getirip sonraki çağlar için örnek bir dünya tarihi yazmıştır. Daha sonraki tarihçiler, özellikle DIODOROSOS bu eserden yararlanmıştır. MÖ.335'te Nicomedia bugünkü Izmit'te doğan HEROPHILOS, antic çağın en önemli anatomi bilginlerinden biridir. PTOLEMAIOS'un kendisine gönderdiği suçlular üzerinde deneyler yapmış ve anatomi biliminin ilk kavramlarını geliştirmiştir. Anatomi bilimi açısından ilk otopsiyi yapan bilim adamı olarak kabul edilmektedir. Kendi adı ile anılan ve Herophilos cenderesi adı verilen artkafa kemiğinin arka yüzündeki kavşak noktasını bulmuştur. Gözün bölümlerini, karaciğeri, dölyatağı borularını tanımlamıştır. Oniki parmak bağırsağına, dil kemiğine ve akciğer toplardamarlarına ilk ad veren odur. Nabzın kalp atışlarıyla eşzamanlı olduğunu da ilk o açıklamıştır. Anadolu'da yaşamış rakibi ERASISTRATOS ile birlikte anatomi biliminin kurucusu olarak kabul edilir. ERASISTRATOS'un hocası da Knidoslu bir hekim olan KYRYSIPPOS'tur. MÖ.IV yüzyılda bitkilerin yararları üzerine bir araştırma yapmıştır. MÖ.II. yüzyılda İznik'te doğan Hipparhos, antik çağın en önemli astronomi biginlerinden biri idi. Güneşin ve ayın görünür çaplarındaki değişmeleri ölçmek için özel bir alet icat etmişti. 800 kadar yıldızın konumlarını kesin olarak belirlemiş ve aydınlatma güçlerine göre sıralıyarak astronomide ilk gerçek ve bilimsel yıldız kataloğunu hazırlamıştır. MÖ. V. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Miletoslu HIPPODAMOS şehir planlamacılığının kurususu sayılır. Aristo, Politika adlı ünlü eserinde: şehirleri semtlere ayırmayı onun bulduğunu, Piriene'nin sokak planını yaptığını belirtmektedir. Onbin nüfuslu bir şehir tasarlamış ve çeşitli açılardan bölümlere ayırmıştır. Bu bölümleme yöntemine şehircilikde hala Hippodamos yöntemi olarak anılmaktadır. MÖ. 315'e doğru Mersin yakınlarında Soloi'de ARATOS ''Phainomena'' (Gökle ilgili olaylar) adlı eserinde devrindeki astronomi bigilerini topluca ele almıştır. Ve ''Diosemeia'' (Gökyüzü olayları) adlı eserinde hava değişikliklerini haber veren belirtilerin dökümünü yapmıştır. Bu eseri meteorolojinin ilk temel kaynaklarından birisi sayılmaktadır. İzmir ilinin Ahmetbeyi ilçesinde yer alan Apollon tapınağı ve kutsal bilicilik merkezi ile ünlü Klaros'ta doğan NIKANDROS MÖ. II. Yüzyılın en önemli hekim, filolog ve yazarlarındandı. Yılanların ve zehirli böceklerin sokmalarına karşı kullanılacak ilaçları anlatan ''Theriake'' adlı eseri panzehirleri konu almaktadır. Günümüze bir kaç satırı kalmış olan ''Georgika'' (Ziraat hakkında), kaybolan ''Melissourgika'' (Arıcılık Hakkında) ve Ovidius'un ünlü Metemorphoses'ine kaynaklık etmiş ''Heteroioumena'' (Değişmeler) adlı bir eseri vardır. MÖ. IV. yüzyılda dünyanın kendi ekseni üzerinde yirmidört saatte döndüğünü söyleyen ilk düşünürlerden biri olan HERAKLEIDES HERAKLEIADA bugünki Karadeniz Ereğlisi'nde doğmuştur. Eflatun'un öğrencilerindendir. MÖ. IV. yüzyılda yaşamış Miletoslu KADMOS'un Miletos'un kuruluşunu konu alan eseri nesir halindeki en eski tarih eseri sayılmaktadır. Böylece efsaneler ile tarih, bilim olarak sayılmıştır. MÖ. VI. yüzyılda Milet'te yaşamış HEKATAIOS, o günkü Doğu ve Batı dünyasının yaşayan halklarının gelenek ve göreneklerini anlatan ''Dünya gezisi'' ve büyük ailelerin geçmişlerini anlatan ''Soyağaçları'' adlı iki eser yazmıştır. Burada ''tarih'' kelimesi ilk kez araştırma anlamı ile kullanılmıştır. Tarihin babası ise hiç süphesiz Halikarnassos'lu (Bodrum) HERODOTOS'tu. MÖ.484 yılında Halilarnassos doğmuştur. Karialı soylu bir aileye mensuptu ve epik şair Panyasis'in de akrabasıydı. ''..........insanoğlu'nun yaptıkları zamanla unutulmasın diye: Bu Halikarnassoslu Herodotos'un kamuya sunduğu araştırmadır.'' Diyerek başladığı dokuz kitaplık anıtsal eseri bilimsel tarihçiliğin ilk büyük eseri kabul edilmektedir. Miletos Okulu'nun Thales'ten sonraki yöneticisi MÖ.610'a doğru Miletos'ta doğmuş ANAKSIMANDROS, kutup yıldızının göklerdeki yerini ilk önce belirttiği gibi, ilk dünya haritasını yapan ilim adamı olarak bilinir. Güneş ekseninin eğriliği ve güneş saatinin de onun buluşu olduğu kabul edilmektedir. Evrim kuramının da öncülerindendir. İonyalı Doğa filozoflarının en önemlilerinden biri olan HERAKLEITOS MÖ.550'de Efes'te doğmuş ve burada yaşamıştı. Daha önceki madde teorilerini ele alıp irdelemiş, doğada hiçbir şeyin olduğu gibi kalmayıp sürekli şekil değiştirdiğini ileri sürmüştür. Aynı akarsuda iki defa yıkanılamayacağı deyişi çağlar boyu onu ünlü kıldı. Karşıt elementlerin birbiri ile mücadelesinden gelişim doğduğunu ileri sürmüştür. Ünlü Alman düşünür Nietzsche onun için, ''Dünya her zaman gerçeğe muhtaçtır, o halde her zaman Herakleitos'a muhtaçtır '' diyerek onun insanlık tarihi açısından ne denli önemli bir kişi olduğunu ortaya koymuştur. Muğla ilimizin Datça yarımadasının ucunda kurulu antic Knidos'ta yaklaşık MÖ.406'da doğan EUDOKSOS PLINIUS bir yıla 365 gün 6 saat değerini veren ilk astronomdu. Onun bulduğu eşmerkezli küreler varsayımı geleneksel astronominin hareket noktası sayılmaktadır. Arkhimedes Aksiyomu adı verilen aksiyomda kullandığı ilk "Orantılı Doğrular Kuramını" da ona borçluyuz. MÖ. 262'de Antalya yakınındaantik Perge şehrinde doğan APPOLLONIOS MÖ. III. Yüzyılda geometride araştırmalarında en büyük başarıları elde etmiş matematikçi ve astronomlardan birisiydi. Matematiğin bir bilim olarak yaratıcılarından biri olarak kabul edilir. Konikler üzerine büyük bir inceleme kitabı yazdı. Özellikle iki etekli koni, bir düzlem tarafından kesilince yerine göre bir elips, bir parabol veya hiperbol elde edilebileceğini gösterdi. Ayrıca konik kesitlerin odaklarının varlığını ispat etmiştir. Marmara bölgesinde MÖ. II. yüzyılda yaşamış ve Bithynialı olarak anılmış astronomi bilgini ve matematikçi THEODOSIOS bugün de kaynak olarak kullanılan üç önemli eser bırakmıştır. Küre üzerine çizilmiş çeşitli dairelerin en basit özelliklerini anlattığı küre geometrisi ile ilgili ''Küreler Üstüne'', ''Günler ve Geceler Üstüne'' ve yükselti değişikliklerine göre gökyüzünün görüş uzaklığını inceleyen eseri, onun adına bilim tarihinde ayrı bir yer kazandırmıştır. MÖ. V. yüzyılda Bozcaada'da doğup yaşayan KLEOSTRATOS astronomide oktaeteris ya da sekiz yıllık çevrimi bulan kişi olarak Kabul edilir. Plinius'a göre de bugün kullandığımız burç işaretleri sistemini ilk düşünen astronomi bilgini odur. Ve daha niceleri ...... APELLES : Efesli, Antik dönemin en ünlü ressamlarından Daha adını bilmediklerimiz veya unuttuklarımız !
Yorumlaraykut
{ 20 Temmuz 2014 17:15:03 }
heterodoks inanç biçimleri hangi tanrıdan gelirse gelsin birbirlerinle demek ki buluşmaya ve anlaşmaya teşnedir. bogomiller ve bektaşiler paulicanlar ve aleviler böyle bi şey sanırım..
ortodoks olan her türlü inanç biçimi; ki buna bugünkü üç dinin büyük çoğunluğu dahildir, bizi sefalete sürükleyen onlardır.. aslında mesele o değil.. anlatmak istediğim iyonya medeniyetinin çöküşü ve yeryüzünden silinmes.. işte burada devrreye sen giriyorsun muhtemelen.. eğer heterodoks bir kültür ve medeniyet anadoluya hakim olsaydı acaba ne olurdu.. deniz
{ 17 Temmuz 2014 14:06:23 }
aykut abicim, Anadolu'da hoyratlıkların tarihi 600 seneden biraz değil nereden baksan 1200 yıl fazladan beridir süregeliyor.
ben yuvarlak hesap 2000 yıl diyorum. doğru hesap hangisidir bilemem ama pavlikanları, bogomilleri unutmamak gerek. Ferruh Dinckal
{ 17 Temmuz 2014 14:01:51 }
Ilyas bey cami... bence dunyadaki en guzel. Bilmeden dolasiyorsan adamin karsisina supriz gibi cikar.. Animsadigim kadari ile icerdede (agoraya yakin) birde Selcuklu hamami vardi.
aykut
{ 17 Temmuz 2014 08:12:07 }
hatırlıyor musun.. zafer yolunun başlanıç noktasını taa uzaklardan seyrederken bana bütün o antik yapılara aykırı olmayan bir şey göstermiştin. uzaklarda ve minicik..
Diğer Sayfalar: 1. ve yakınına gittiğimizde selçuklunun o güzelliklerin ve mimarinin göz okşamasını bozmadan yaptığı ufak bir mescit ya da cami olduğunu görmüştük. bu benim aklımdan hiç çıkmadı.. ama birbirine zıt iki kültür ve iki medeniyetin ayni topraklar üzerinde beraber yaşayabilmelerine de hiç aklım ermemişti.. o ufacık güzelim mescit bir yabancıya sokulmak için temsil ettiği içtenlik bile binlerce yıldır senin yukarlarda anlattığın abideleri silip süpürmekte ve üzerine kendi uygarlığını (!) inşaa etmekte tereddüt etmedi.. şimdi hayıflandığımız ne? kaybettiklerimiz.. geri getiremiyeceklerimiz.. ve altıyüz seneden biraz fazla olan hoyratlıklar, görece cehalet ve hırs..
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|