|
|
2500 Yıllık Savaşçı Türk Kadınları: AMAZONLAR!Kategori: Bilim | 0 Yorum | 11 Haziran 2014 12:37:31 Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball Amazon mithinin gerisindeki gerçeği keşfetmek amacıyla yola koyuldu. Gerçek amazonlar kimlerdi? Yunan mitolojisinde “Aşil (achilles) adlı yarı tanrı savaşçı troya savaşında amazon kabilesinden olan Pentesile (Penthesilia) adlı bir kadın savaşçıyla uzun süre ölümüne çarpışır, gücü tükenen Pentesile her ne kadar Aşil’i çok zorlasa da Aşil tarafından ölümcül bir kılıç darbesi alır. Aşil ölmek üzere olan kadının suratını açar ve bu sarışın kadına âşık olur. Pişman olmuştur...”
Eski yunan kaynaklarında bu savaşçı kadınların şeytan gibi dövüştükleri ve rüzgâr gibi at sürdükleri anlatılır. Bu kaynaktan yola çıkan Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball savaşçı Amazon kadınlarının nerede olduğunu ve nereden geldiklerini araştırmak için yola koyulur, yunan mitolojisinde efsaneler yaratan savaşçı kadınların Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri, göçebe oldukları, karşılaştıkları erkek egemen toplumlar karşısında hayrete düştükleri, özgürlüklerine bağlı olduğu ve kız çocuklarını erkeklerle savaşmak için yetiştirdikleri birçok yerde anlatılmaktadır ve arkeolojik kazılarına efsanelere kulak vererek Karadeniz’in kuzeyindeki Rusya steplerinde başlatmaya karar verir... Onlarca eski kurganı açan Dr. Kimball tahmin ettiği gibi aradığını Karadeniz’in kuzeyinde bulmuş, kazılarda çıkan eşyaların ve desenlerin bugünkü Altaylı göçebelerle olan benzerliğine dikkat çekmiş ve araştırmalarını daha doğuda Altay dağlarının eteklerinde yapma kararı almıştır. Bugünkü Kazakistan ve Moğolistan sınırları içindeki kurganlarda yaşayan savaşçı kadınlar amazonların Orta Asya kökenli olduklarını tüm dünyaya ispat etmiştir. Araştırmalarını hızlandıran Dr. Kimball çevrede onlarca savaşçı kadın kurganı olduğunu keşfetmiş ve efsane kadın savaşçıların Orta Asya kökenli olduğunu ve savaşçı kadınlara o tarihte duyulan saygıyı kanıtlamıştır. Gözünü tekrar yunan mitolojisine çeviren Dr. Kimball savaşçıların sarışın olarak tasvir edildiğini ve Pentesile’nin de sarışın olduğundan yola çıkarak Altaylardaki yalıtılmış göçebeleri araştırmaya başlar ve Altay dağlarının eteklerinde ıssız bir bölgede yaşayan 9 yaşlarındaki Meryemgül (Mairamgul) ismindeki sarışın Kırgız kıza dikkat çeker... Meryemgül’ün ve 3000 km uzaklıktaki Karadeniz kuzeyinde bulunan kurgandan çıkan iskelet örneklerini DNA testine gönderen Dr. Kimball çıkan sonuçlar karşısında şok olmuştur... 2500 yıllık savaşçı kadın ve Meryemgül’ün mitokondrial DNA’sı %99,9 oranında benzerdir... Meryemgül’ün 2500 yaşındaki savaşçının torunu olduğunu ve Troya Savaşı’ndaki kuzeyden gelen dişi savaşçıların da kökeninin Orta Asya olduğu yani Amazonların TÜRK olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır! Amazonlar, inanışa göre yalnızca bir mitos, uydurulmuş bir efsane değildir. Amazonlar, Fatsa ya da Ordu’dan Karadeniz’e dökülen Thermedon ırmağının yakınlarında yaşayan savaşçı kadınlardır. Başkentleri Themiskyra kentiydi. Amazonlar, Anadolu yarımadasında büyük bir öneme sahipti. Hem tarihçiler hem de mitos yazarları İzmir’in, Efes’in, Sinop’un ve daha pek çok kıyı kentinin Amazonlar tarafından kurulduğunu söylerler. Platon ve Sokrates Anadolu’da yaşayan bu çok kuvvetli ve cesur kadınların sık sık Yunanistan’a akın ettiklerinden bahseder. Mitolojiye göre Amazonlar savaş tanrısı Ares’le Harmonia (ya da Aphrodite)’nın kızlarıdır. Tasvirlerde çok iyi ok, yay, kargı ve mızrak, iki ağızlı balta (Labrys) kullandıkları ve at sırtında savaştıkları görülmektedir. Amazon sözcüğünün eski bir Anadolu diline ait olduğu söylenir. Bazı bilginlere göre A-mazon=Memesiz anlamına gelir. Yaylarını daha rahat çekebilmek için sağ göğüslerini kestikleri ve bundan dolayı kendilerine Amazon adı verildiği ileri sürülür. Oysa en erken tarihlerden itibaren yapılmış olan tasvirlerin çoğunda Amazonların göğüslerinin ikisi de görülür. Başka bir görüşe göre Amazon’un A’sı şiddet ve güç anlamına gelir, mazon ise göğüs demektir. Sözcük bu kez memesiz değil, tam tersi geniş ve kuvvetli göğüslü demektir. Bir diğer görüşe göre Amazon kelimesindeki “A”, Türkçe’deki -maz- eki gibi olumsuzluk getiren bir takıdır. “Mazo” ise dokunulmaz demektir. Bu görüşe göre Amazon bir erkek tarafından dokunulmaz olan kadın demektir. Pek çok Amazon kadınının mitolojideki kahramanlarla ilişkisi olmuştur; Hippolyte’nin Herakles, Antiope’nin Theseus, Penthesileia’nın Akhilleus efsanelerinde adları geçer. Bir diğer görüşe göre ise eski Kafkas dilinde “Maza” ay demektir. Amazonların hem ay tanrıçasına hem de önce Kybele sonra da Efes Artemisi’ne taptıkları için Amazonlara bu ad verilmiştir. Amazonlar savaşta tutsak ettikleri erkeklerle birlikte olup daha sonra onları öldürmeyi adet edinmişlerdir. Bazen de komşu ülkelerle bir anlaşma yapıp komşu ülke erkekleri ile özellikle ilkbaharda birlikte olmuşlar, doğan çocukların kız olanlarını alıp, erkek çocukları onlara vermişlerdir. Yrd. Doç. Dr. Gülgün Köroğlu Yrd. Doç. Dr. Gülgün Köroğlu kimdir? 1965 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk ve orta öğretimini İstanbul’da yaptıktan sonra, 1982-86 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nde’ lisans eğitimi aldı. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisü’nde “Bizans Kadın Takıları“ konulu Yüksek Lisans tez çalışmasını 1989 yılında, “Bizans Sanatında İkonaklazma Dönemi (Mimari ve Mimariye Bağlı Resim Sanatı)” konulu doktora tez çalışmasını ise 1995 yılında tamamlamıştır. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 1991-96 yılları arasında Araştırma Görevlisi, 1996-2005 arasında Yrd. Doç. Dr., 2005 yılında Doç. Dr., 2011 yılından itibaren de Prof.Dr. olarak görev yapmaktadır. M.S.G.S.Ü., Türk Sanatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesidir. Üniversite öğrencisiyken İznik Çini Fırınları (Kazı Başkanı Prof. Dr. Oktay Aslanapa), Ortaçağ uzmanı olarak Van Karagündüz Höyüğü (Kazı Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin), Van Aşağı ve Yukarı Anzaf Kaleleri kazıları (Kazı Başkanı Prof. Dr. Oktay Belli), Ortaçağ'dan Osmanlı Dönemi Sonuna Kadar, Orta ve Aşağı Çoruh Havzası Kültür Varlıkları Yüzey Araştırması (Başkan Yrd.Doç.Dr. Fahamettin Başar) çalışması ve 1993 yılından itibaren de Mersin Yumuktepe Höyüğü kazılarına (Kazı Başkanı Prof. Dr. Veli Sevin ve Prof. Isabella Caneva) Ortaçağ uzmanı ve kazı başkan yardımcısı olarak katılmıştır. 2007-2008 yıllarında Aksaray Müzesi’nin Sivrihisar, Kızıl Kilise çevresinde gerçekleştirdiği sondaj kazılarına bilimsel sorumlu olarak eşlik etmiştir. Mersin, Soli Höyük kazılarının Ortaçağ dönemi takılarını (Kazı Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı) ve Mersin Müzesi uzmanlarının gerçekleştirdiği Kızkalesi kazılarında ele geçen Ortaçağ seramiklerini, Kelenderis (Aydıncık) (Kazı Başkanı Prof. Dr. Levent Zoroğlu) kazılarında bulunan Bizans dönemi camlarını yayına hazırlamıştır. Doç. Dr. Emel Erten başkanlığında yapılmakta olan Olba ile Yrd. Doç. Dr. Zeynep Erdem Koçel başkanlığında yapılmakta olan Tekirdağ yüzey araştırmasına Ortaçağ uzmanı olarak katılmıştır. Ayrıca, Bakanlar Kurulu kararıyla 2010 yılında başlayan Sinop Balatlar Kilise Kazısı başkanıdır. Bizans mimarisi, küçük sanat eserleri ve Ortaçağ Hıristiyan ikonografisi konusunda dersler vermekte, lisans, yüksek lisans ve doktora tezleri yaptırmaktadır. Bizans sanatı ile ilgili kaleme alınmış yayınları bulunmaktadır.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|