A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

TEK-ME

Kategori Kategori: Medya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 23 Mayıs 2014 12:23:57

Şili’nin en tanınan gazetelerinden El Mercurio 16 Mayıs 2014 tarihli sayısında, geleneksel olarak birinci safyasının tam ortasında yer verdiği iki önemli fotodan birini ona ayırdı : Yerde yatan ve iki neferin neredeyse özür dileyen bir yüz ifadesiyle yerden kaldırmaya çalıştığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına, dikili futbol topuna vururcasına şut atan bir adam. Bu adamın « un assesor del Primer Ministro turco » olduğunu yazıyor gazete.

Fotoğraf ise « agresion en Turquia » başlığı altında sunuluyor. Adı geçmeyen devlet memurunun yaptığı « saldırganlık » biçiminde aktarılıyor ve bu akıl almaz tekme atma eylemi « tiksinç », « iğrenç » ve  « alçakça » bulunuyor : « indignacion » diye yazıyor gazete. Bunların tümünü El Mercurio’nun sitesinde bulmak mümkün. (www.emol.com) İbretlik. Foto, benzeri birçoğundan sanki daha farklı bir açıdan alınmış ve her şey yüz kızartıcı bir biçimde ortada :Yerdeki savunmasız ve iki asker arasında kendini bile koruyamayacak olan birine tekme atan bir devlet memuru. Sivil giyimli. Kravatlı ve kostümlü. Belki pazar öğleden sonralarını futbol oynayarak değerlendiren bir genç. Belki çocuklarını, eşini, anasını ve babasını, yakınlarını severek, okşayarak bağrına basan bir insan. İnsan ! Evet uzun sözün kısası o da insan ! Ve Başbakanlık’ta memur. Danışman. Elbette yaptığı eylem sadece bir tekme atma faaliyeti değil, halkına, halkının bir ferdine nefretin ve  horgörmenin en somut hali. Böyle bir şeyi hiç bir bahane örtemez. Yere düşmüş insan, erkek, kadın, çocuk tekmelenemez. Unutmadan eklemeleyim dünya turu atan fotoğrafa bakarak yazan El Mercurio gazetesi Şili’de yayınlanan solcu, ortasolcu veya aşırı solcu bir gazete değil, ülkesinin en sağcı, en tutucu gazetelerinden biridir. Böyle bir gazete bile yapılanın ne denli saldırgan, ne kadar iğrenç ve alçakca olduğunu vurgulamaktan kendini alamıyor.

Bu konuda yazılması gereken mutlaka daha dünya kadar şey var. Yazılması da yararlı olacaktır mutlaka : Toplumsal ve ortaklaşa tedavi yöntemleri sayesinde içimizdeki hayvanı öldürmek için.

Soma, sakin insanlarıyla ünlüdür ve kömürüyle bu ülkenin en önemli enerji kaynaklarından birini sunan kıymetli bir kentimizdir. Öteden beri. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve sonrasında, örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında Soma madencileri binbir zorlukla debelleşerek ülkenin kömür ihtiyacının giderilmesi için canlarını dişlerine taktılar. Bu vesileyle ve daha başka belirleyiciler sonucu madencilerin çalışma ve yaşam koşullarını düzeltici toplumsal politika önlemleri alındı : Çalışma saatleri düzenlendi, belli sınırlar içine alındı, çocukların ve kadınların madenlerde çalıştırılmaları yasaklandı, konut ve sağlık konularında ciddi adımlar atıldı. Soma maden emekçileri,  Zonguldak ve çevresinde olduğu gibi, sırası gelince haklarını korumak için eyleme gitmek gereğini de duydular. İşçi Hareketi Tarihi’ne ilişkin değişik çalışmalarımda bu konulara değiniyorum. İkinci Dünya Savaşı sırasındaki gelişmeleri Türkiye’de İşçi Örgütlenmesi (1939-1950) başlıklı çalışmamda aktarıyorum. Manisa ve Soma halkına, madencilere, köylülerine borcumuz var : Hem bizim, hem devletin.

Bugün devlet sanki borcunu ödemek istemiyor. Devlet ve koruyuculuğunu üstlendiği sorumsuz, İş Kanunu ve ilgili tüzel düzenlemeleri uygulamayan ve kâr etmekten başka şeyle ilgilenmeyen özel sektör patronları hep almak hep almak niyetinde. Nitekim son yıllarda madenlerdeki işçiler işçi olmaktan çıkarıldılar. İşçisizleştirildiler. Haklarından yoksun bırakıldılar. Ondokuzuncu yüzyıla geri döndük. Taşeronluk belasıyla birlikte ülkemizde yeniden kölelik modeli uygulanmaya başlandı. DİSK’in bu konudaki yayınlarındakı rakamlar meseleyi açık seçik bir biçimde sergiliyor. Bunun önünün alınması gerekiyor. Elbette 301 canın güneş görmeden toprak altında kalmasından önce tedbirler alınsaydı mutlaka daha iyi olurdu. Çünkü bu cinayetin faturası mutlaka hem iktidar partisine hem ilgili özel sektör patronuna çıkarılacak. Madem öbür dünyaya inananlar iktadarda : O zaman onlara şunu söylemek te hakkımızdır : Bu dünyada ve öbür dünyada iki elimiz yakanızda olacak.

Ancak hayat ve bilim, siyasetin icra ve yapmaktan ibaret olduğu gerçeği ve toplumsal gerçekcilik bizi aynı zamanda şu açık ve belirgin isteklerimizi de burada alt alta sıralamak için zorluyor. Canlarını yitirenler, yaralananlar ve yakınları da. Korkunç cinayeti siyasi polemikler içinde çürütmemek için bugünkü iktidardan ve eğer o yap(a)mazsa yerini alacaklardan isteklerimiz şunlardır :
1- Uluslararası Çalışma Örgütü’nun madencilerin korunmasına ilişkin bütün sözleşmeleri aynen ve en hızlı biçimde kabul edilmeli. Hükümlerinin yürürlüğe girmesi ve uygulanmaları için gerekli tüzel düzenlemeler geçiktirilmeden çıkarılmalı. Bu konuda görev sadece iktidar partisinde değil, muhalefet partilerinin de TBMM’de yapmaları gereken girişimler bulunmaktadır. Ve artık herkes elini vicdanına koymalı ve madencilerimizin cinayetlerde kurban edilmelerinin önü alınmalı.

2- TBMM madenlerdeki çalışma koşullarını denetlemek üzere gerekli komisyonların kurulmasını artık geçiktirmemeli. Göz yaşartıcı katliam bu ülkede MADENCİLERİN DE BULUNDUĞUNU en trajik biçimde ispat etti. Madencilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasının ACİLLİĞİNİ DE. İkinci Dünya Savaşı sırasında, « iş mükellefiyeti » uygulamasıyla, zorunlu olarak madenlerde çalıştırılan yurttaşlarımızın durumunu yerinde incelemek üzere milletvekilleri gruplar halinde ziyaretler düzenliyor, görüp dinlediklerini birer raporla TBMM’e sunuyor ve gerekli önlemlerin alınması için çabalıyorlardı. Yani yeni bir komisyonun kurulmasının geçikmesi olasılığı halinde bugün TBMM’de varolan komisyonlardan biri veya ikisi bu işi üstelenebilir. Veya bir grup milletvekili. Milletvekilleri gidip görebilirler. Görüp dinlediklerini gazetelerde tefrika ederek kamuoyunu aydınlatabilirler. Vicdanlara sesleniyoruz. Bu saatten sonra zaman kaybedilmemeli. Çünkü acil olarak çözüm aranıyor. Çok geç kalmadan bu işin üstesinden gelmek lazım. Çünkü yeni bir katliam bilinmeyen yönlere kapılar açabilir. Toplumsal patlamayı « seçimlerden bilmem ne kadar oy oranıyla birinci parti olarak çıktım, TBMM’de çoğunluğu kazandım » deyip durduramazsınız. Acil ve somut, gerçekçi ve belirleyici tedbirler almak lazım.

3- Çalışma Bakanlığı’nın ve bünyesindeki İş Müfettişliği’nin de yapması gereken bir dizi eylem bulunuyor. Çalışma Bakanını, memurlarını ve bilhassa iş müfettişlerini göreve çağırıyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun ve bu karatoprağın çocuklarımızı yutmasına izin vermeyiniz. Yetti gayri ! Zonguldak, Soma ve diğerleri verebileceklerini verdiler. Yetti artık ! Yetti be !

4- İş müfettişlerinin müdahelesi, gelip işyerini denetleyebilmeleri için, yanılmıyorsam, işçilerin, maden emekçilerinin, sedikaların başvurması gerekiyor. Evet onlara da iş düşüyor : Her şeyi patrondan, devletten, belediyeden, valilikten, kaymaklıktan beklememeliyiz. Bizzat işçi sendikalarının ve emekçilerin yapabilecekleri de var : Görevlilere görevlerini anımsatmak. Patronların tüzel düzenlemeleri kaytarmadan uygulamalarını sağlamak. Bunlar ve daha niceleri bizim arzularımız, isteklerimiz. Bir an önce gerçekleşmeleri için işte ortada sırasıyla TBMM’yi, iktidarı (cumhurbaşkanı, başbakan, hükümet, ilgili bakanlar,  iktidar partisi milletvekilleri), meclis içi ve meclis dışı muhalefet partileri ve partilerin yöneticileri, devlet memurları, ilgili herkes iş başına. Herkese kolay gelsin. Güneşi göremeden aramızdan ayrılanların yeri ışıklarla dolsun. Yolları açık olsun. Yakınlarını yitirenlere en derin baş sağlığı dilekerimizi iletiyoruz. Yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi. Hamile eşi rahatsızlanınca madene inmekten vazgeçen ve böylece çocuğunun babasız büyümemesi şansını yakalayan babaya ve çocuğuna bin selam. Geleçek onların ellerinde. Evet onların. Onların.  

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git