A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

“Afedersiniz, bir yerin yerlisi nasıl olabilirim?”

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 05 Mayıs 2014 14:09:58

Bir yerin yerlisi nasıl olunur? Öyle kolay bir iş midir bir yerin yerlisi olmak? Orada doğmuş olmayı mı gerektirir, yoksa belli bir zaman, kimi desin on yıl, başkası desin yirmi yıl, yaşamış olmayı mı? İstanbul’da bir gün taksi beklerken ve herkes yanaşan taksilere doğru atlayıp zıplıyorken...

Neredeyse, kendinden başka kimseyi düşünmeyen bencil bir çocuk gibi önce ben, önce ben diye  bağırmamak için kendini zor tutarak birbirinin önüne geçmeye çalışıyorken... Ötekileri saf dışı bırakmak için biraz daha, hadi azcık daha diyerek  ilerleyip, Kadıköy’e gidecek taksi yi yakalamak için Bostancı’ya yaklaşıyorken...  

Taksi durağı değil burası. Sıra yok... Yalnızca arada bir boş geçen taksiler ve başkalarının da taksi beklediğine  hiç mi hiç aldırmayan insanlar var.

Yanı başımda duran yaşlı kadın söylendi.  “Ben yüz yıllık İstanbulluyum,  böyle miydi İstanbul’umuz, dışardan gelenler ne hale çevirdiler?”

Yetmiş yaşlarında gösteriyordu, şaka yapar bir hali de yoktu. Anlaşılan,  annesi babası otuz yıllık İstanbulluydu.  Peki,  annesinin babasının kendini yerli hissetmeye ve şikayet etmeye hakkı olmayacaktı da, onun var mıydı?

Yoksa, anneannemin, özellikle yaşamının sonraki yıllarında, tanıştığı herkese fırsatını bulur bulmaz mutlaka soruverdiği, memleket neresi sorusuyla mı belli oluyordu bir yerin yerlisi olunup olunmadığı...

Aslında herkes bir yerli ama o yerin yerlisi olduğu kadar yaşadığı yerin de yerlisi.

İstanbul’un ve Sydney’in yerlisi olmuş  ‘ben’ler beraberce yürüyorduk.

Kazım Özalp sokağının sahil yoluyla birleştiği yere vardığımda, karşıdan bana doğru yaklaşan genç bir kadın “Afedersiniz, caddeye nerden çıkabilirim?” diye sordu.

Geldiğim sokağı gösterdim, “Bu yoldan gidin, caddeye çıkacaksınız.”  

Ardından, “Kadıköy’e gitmek için caddenin hangi yanından minübüse binmem lazım?” sorusu geldi. Yanıtladım.

Sahil yolunda bir süre yürüdükten sonra karşıya geçmek için kırmızı ışıkta beklerken,  bir araba durdu önümde bu kez. Sürücüsü kadın camı açıp seslendi. “Bağdat caddesindeki  Divan pastanesine nasıl gidebilirim acaba?”

Uzun yıllardır İstanbul dışında yaşıyor olup da, bütün bu yıllar boyunca  yalnızca sayılı zamanlar için İstanbul’a gelmiş  olan ‘İstanbullu ben’in kendini  iyi hissetmesi  için çok güzel bir gündü doğrusu.  İstanbul’un ‘yerlisi’ olan (olduğunu tahmin ettiğim) iki kişi yol sormuştu ‘İstanbul’un yerlisi olayan ben’e. Hoş bir duyguydu bu.

***

İyi niyetli bir gülümsemeyle “hi” diyen genç kasiyer çocuk paketleri kasadan geçirip, yanımda götürdüğüm geri dönüşümlü torbalara düzgünce yerleştirmeyi sürdürürken, “Kıymayı ve etleri direkt buraya mı koyayım, yoksa naylon poşetlere koymamı mı istersiniz?” diye sordu.

Havadan sudan muhabbeti sürdürdü. “Gününüz nasıl geçti bugün? Yoğun muydu?”

Avustralya’ya hoşgeldin dedim kendi kendime... Bu kez yol sorulmadı  (Sydney’de kim kime yol sorar ki) ama işte kasadaki genç çocuktan ‘Sydneyli ben’e  kendini yerli hissettiren çok tanıdık bir davranıştı bu.

Paketler torbalara yerleştirilirken ayak üstü çene çalmak...

Migros’un çalışanlarına da söz yok,  bu delikanlı kadar olmasa da onlar da güler yüzlüler,  bir yandan para ödemeye çalışıp bir yandan paketleri poşetlere yerleştirmeye çalışmak derdi olmasa Migros fena sayılmaz. (Sırası gelmişken değineyim: Paketlerin poşetlere yerleştirilmesini neden kasa çalışanlarının üstlenmediğini anlamış değilim, bu onların işini çok fazla değiştirmeyecektir ama müşteriyi son derece rahatlatacaktır.)

Alışveriş bittiğinde,  “Have a nice rest of the day” deyip, günün geri kalan kısmı için iyi günler dilemeyi de aksatmadı delikanlı.

Müşteriye nasıl davranılacağı üzerine eğitimden geçmiş de olsalar, bu güler yüzün, bu konuşkanlığın tek nedeni bu değil.  Asıl neden, yaşamayı, insanları seviyor olmak. Bıkkın, küskün olmamak. Bir merhabanın ardından konuşmadan işini yapan da çok elbette. Herkesin böylesine neşeli ve konuşkan olması gerekmiyor, önemli olan, neşeli ve dostça çene çalan bir kasiyerin varlığının olağan dışı sayılmaması. Karşılaşınca insanı şaşırtmaması. Şaşırtacak kadar az olmaması.

Bir yerin yerlisi olmaya gelince... Bu öyle, doğum yeri, yaşanılan süre gibi kesin yanıtları olan bir şey değil. Bu bir duygu... Gelir de gider de... Bazen bir yerin yerlisi olursunuz, bazen ötekinin.  Üstelik, bazen yerli olmak güzeldir, bazen de yabancı...

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 6 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

kevser Dogan { 07 Mayıs 2014 13:25:54 }
Bir yere ait hissetmenin herkez icin degisik olculeri olabilir. Bence en onemli olculerden biri bulundugun yerin sanat, kultur ve siyasal hayatinin icinde olmak onemli bir olcu olmali. Bu arada Mogros'''''''' da calisanlarin paketleri posetlere yerlestirmemelerinin nedeni ''''''''''''''''zaman paradir'''''''''''''''' o isle musteri ugrassinki oda bir sonraki musteriye servise baslasin, sizde yarattigi rahatsizlik onlarin sorunu degil. oyuzdende ben paketlerimi yerlestirmeden parayi odemem ve Aldi den alis veris yapmam. Klavyenize saglik sevgiler.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git