Konda'dan seçmen analizi: AKP’liler 'reisçi', CHP'liler 'ideolojik'… Yerel seçimler öncesi KONDA, AKP'nin oy oranının yüzde 46 çıkacağını duyurmuştu. KONDA'nın anketi ile yerel seçim sonuçları büyük oranda uyuştu. KONDA, seçimlere ilişkin bir analiz yayınladı. Geniş çaplı analizde seçmenlerin parti tercihlerine yönelik bir değerlendirme de var. KONDA, 30 Mart seçimleri öncesi yaptığı çalışmada sorduğu soruyu analize taşıdı.
Buna göre AKP seçmeninin ciddi bir bölümü lidere güven duyuyor. MHP, CHP'de ideolojik tercih, BDP'de ise taraftarlık ağır basıyor. İşte o analiz:
“Seçmenlerin oy verdikleri partiye neden oy vermeye karar verdiklerini, temeldeki güdülerinin neler olabileceğini anlamak üzere araştırmalarımızda dönem dönem sorduğumuz bir soruyu 30 Mart yerel seçimleri öncesindeki araştırmamızda da sorduk: “Yerel seçimde oy vereceğiniz parti veya aday tercihinizi sayacağım sebeplerden hangisi etkiliyor, hangisi belirliyor?” Sebep olarak sunduğumuz 5 seçeneği, daha sorna aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi taraftar, ideolojik, liderci, partisiz ve son dakikacı seçmen olarak adlandırıyoruz"
Genel olarak oy tercihinizi sayacağım sebeplerden hangisi etkiliyor, hangisi belirliyor?
Taraftar seçmen - “Ben/Biz hep o partiye oy veririz.”
İdeolojik seçmen – “Siyasi duruşuma en yakın parti o.”
Liderci seçmen – “Liderine, başkanına güveniyorum, beğeniyorum.”
Partisiz seçmen – “Bu partilerden hiçbirisi beni temsil etmiyor.”
Son dakikacı seçmen – “Seçim döneminde partilerin çalışmalarına bakarak karar veriyorum.”
Türkiye’deki her dört seçmenden biri oyunu ideolojik sebeplerle, dörtte biri partinin lideri için, beşte biri taraftarlık duygusuyla ve yine beşte biri seçim kampanyaları sonucunda veriyor.
AKP seçmenleri arasında liderine güvenenlerin ağırlıkta olduğu, CHP ve MHP seçmenleri arasında ideolojik tercihin nispeten önemli yer tuttuğu, BDP’liler arasındaysa taraftarlık veya ideolojik yakınlıkla oy vermenin lider, kampanya gibi özelliklerin çok önüne çıktığı görülebiliyor. Kararsız olan veya cevap vermeyen seçmenin yarısından fazlası, genel özellikleriyle tutarlı bir biçimde kendilerini temsil eden parti bulunmadığını veya son dakika seçim çalışmalarına göre bir değerlendirme yaptıklarını belirtiyor. Bu seçmenlerin gerçekten kararsız olduğu yorumu yapılabilir.
KONDA'nın çalışması, oy tercihinde 'taktik'in de etkili olduğunu gösterdi. İşte o analiz:
Bu yerel seçimin kampanya dönemine rengini veren ve sosyal medyada ses getiren hareketlerden biri, muhalefet partilerinin bazı seçmenleri arasında seçim bölgesine göre daha fazla oy alabilecek muhalefet partisine oy vermeyi öneren “Basgeç” kampanyasıydı. Diğer bir deyişle, kampanya seçmenlerden ideolojik olarak desteklemeseler de taktik olarak oylarını başka bir partiye vermelerini talep ediyordu.
Seçmenin ne kadarlık bir kesiminin taktik olarak farklı partiye verme davranışı olduğunu tespit etmek amacıyla “Sandığa gittiğinizde oyunuzu şu okuyacaklarımdan hangisine göre vereceksiniz?” sorusunu sorduk. Seçmenlerin yüzde 11’i “Beni temsil etmediği halde, taktik olarak başka partiye oy verececeğini” belirterek, oyunu ideolojik değil taktiğe göre vereceğini söyledi. Yüzde 11’lik oranın 5 ila 6 milyon seçmene denk geldiğini belirtmekte fayda bulunuyor.
Taktik olarak başka partiye oy vermiş olanlar arasında CHP’ye oy vermiş olanların yüzde 37 ile ağırlıkta olduğu görülüyor. Taktik oyu sadece muhalefet parti lehine değil, yüzde 18 oranında iktidar partisi lehine de işlemiş görünüyor. Taktik oyu kullanacağını söyleyen her 6 kişiden birinin yerel seçim oyu sorulduğunda yine de kararsız olduğunu söylemesi de dikkat çekiyor.