|
|
Suriye’deki tarihi ve kültürel miras yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaKategori: Dünya | 0 Yorum | 15 Şubat 2014 08:38:48 Tarih boyunca Akdeniz coğrafyası üzerinde hüküm sürmüş olan tüm eski uygarlıkların izlerini bıraktığı Suriye, sık sık ‘‘açık hava müzesi’’ olarak adlandırılmaktadır. Bu çok kıymetli açık hava müzesi şu an yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmakta. Tarih boyunca Akdeniz coğrafyası üzerinde hüküm sürmüş olan tüm eski uygarlıkların izlerini bıraktığı Suriye, sık sık ‘‘açık hava müzesi’’ olarak adlandırılmaktadır.
Bu çok kıymetli açık hava müzesi şu an yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmakta. Ülkede bulunan ve Dünya çapında büyük öneme sahip olan tarihi eserler, her geçen gün tahrip edilmektedir. Tarihi eserler için en büyük tehdit unsuru olan silahlı çatışmalara bir de yasadışı olarak yürütülen kazı çalışmaları eklenmekte. UNESCO Genel Sekreter Yardımcısı Francesco Bandarin, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Suriye’deki antik eserlerin göz göre göre yağmalanmasına yönelik olarak sürdürülen yasadışı kazıların Dünya kültürel mirası açısından ölümcül bir tehlike yarattığını ifade ederek, bu kazıların tüm Dünya tarafından bilinen ünlü Ebla, Palmyra ve Apameia antik kentlerinde gerçekleştirildiğini söyledi. Peki, bu haydutlar nasıl durdurulabilir? Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Suriye Kültür Bakanlığı Müzeler ve Antik Eserler Dairesi Başkanı Mamun Abdülkerim, Rusya’nın Sesi Radyosu’na verdiği demeçte şunları söyledi: - Kurumunuz tarafından gerçekleştirilen Radyo yayınlarında, yazılı basında ve diğer tüm medya organlarında 1 yıldan fazla bir süredir verdiğimiz tüm demeç ve açıklamalarda, Dünya’daki tarihsel ve kültürel mirasın korunması ile ilgili olan tüm kişi ve kuruluşların dikkatini yaşadığımız trajediye çekmek maksadı ile devamlı olarak uyarıda bulunmaktayız. Aslına bakılırsa, şu an Dünya’da küresel çapta bir kültürel felaket yaşanmaktadır ve bu durum her geçen gün daha da kötüleşmektedir. Ancak tüm çabalarımıza ve ızdırap dolu feryatlarımıza rağmen, Dünya kamuoyu yardım talebimize soğukkanlı bir şeklide henüz yeni yeni cevap vermektedir. Uluslararası organizasyonlardan sadece UNESCO, Interpol ve birkaç uzman kurum bizi duydu ve yardımcı olmak adına somut adımlar attı. Özellikle Suriye’de büyük kentlerden ve polis gücünden uzakta yer alan ve henüz toprak altında bulunan eserlerin akıbetinden endişe duymaktayız. Bu eserlerin bulunduğu bölgelerde silahlı yapılanmalar, uluslararası mafya örgütleri ve silahlı çeteler hüküm sürmektedir. Bu örgütler paha biçilmez tarihi eserleri tahrip etmektedirler. Bu duruma verilebilecek en canlı örnek, Deyrizor Kasabası’nda kısa bir süre önce yaşanan olaylardır. Burada bulunan 6. yüzyıla ait paha biçilmez Bizans mozaikleri barbarca tahrip edilmiştir. Aşırılık yanlısı radikal İslamcılar, Roma İmparatorluğu döneminden kalma antik mezarlıkları patlayıcılar kullanmak sureti ile havaya uçurmaktadır. Ülkesinin tarihine önem veren her Suriye vatandaşını, bu paha biçilemez kültür mirasının tahrip edilmesine karşı çıkmaya çağırıyoruz. Komşu ülkeleri güvenli bir şeklide sınırlarını kapatmaya davet ediyoruz. Antik tarihi mirasımızı ve müzelerimizi korumak adına yapmış olduğumuz bu çağrılardan bazıları belli bir seviye de olsa cevap buldu. Ancak silahlı militanların bu yağma ve tahrip faaliyetleri halen devletimiz ve tarihimiz açısından büyük bir tehdit yaratmaya devam etmektedir. Maalesef komşularımızdan bazıları bizi ısrarla işitmemeye devam etmektedirler. Mesela Türkiye… Ülkemizdeki tarihi eserleri yağmalayan bu hırsız haydutlar için Türkiye yolu, tıpkı eskiden olduğu gibi açıktır. Kim yağmacılık ve soygunculuk işi ile iştigal halindeyse, Deyrizor’dan direkt kuzey sınırına doğru hareket etmektedir. Türkiye maalesef bu utanç verici yağma ve hırsızlık faaliyetinin içerisinde yer almaktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu güç durumdan istifade eden soyguncular, tarihi eserlerimizi çalmaktadır. Eskiden kuzey sınırına üretim işletmelerinde kullanılan teçhizatlar ve petrol kaçırılırken, şimdi bu hırsızların elleri ülkemizin tarihi ve kültürel mirasına kadar uzanmıştır. Ülkemizdeki silahlı isyancı yapılanmaların desteği ile hareket eden ve tarihi eserlerimizi çalan uluslararası organize suç örgütlerinin Suriye’deki arama ve yasadışı kazı faaliyetlerini daha da geniş bir alanda sürdürmeyi planladıkları yönünde istihbarata sahibiz. Böyle bir şeyin gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak olan sonuçlar korkunç olacaktır. Bu haydutlar o kadar gaddar ve acımasız ki, amaçlarına ulaşmak için yaptıkları yasadışı kazılarda buldozer kullanarak inanılmaz boyutlarda tahribat yaratmaktadırlar. - Uluslararası kuruluşlardan nasıl bir yardım bekliyorsunuz? - Kısa bir süre önce departmanımız olan Müzeler ve Antik Eserler Dairesi ile UNESCO delegasyonları arasında Beyrut’ta önemli bir buluşma gerçekleştirilmiş, Dünya çapında tarihsel değeri olan eserlerin korunması ve zarar görmüş olanlarının restorasyonu konuları ele alınmıştır. Bu güzel örnek geleceğe ilişkin olarak bizlere umut vermektedir. Söz konusu süreçte uluslararası organizasyonların yapacağı en önemli şey, herkesin gözü önünde cereyan eden bu yağmaya ve hırsızlığa karşı suskunluklarını bozmaları ve Dünya kamuoyunun bur durumdan haberdar olması için harekete geçmeleridir. Elbette pratik anlamda da yardıma ihtiyaç duymaktayız. Dairemiz nezdindeki faaliyetlerin yeniden yapılanması için gerekli olan finansmanın bir kısmı Suriyeli şirketler tarafından karşılanmaktadır. Fakat tüm bunlara rağmen yaşanmış olan kayıp olağanüstü boyutlardadır. Böylesine büyük bir felaketi tek başımıza durdurabilmemiz çok zor görünmekte. Sadece ülkemiz için değil, aynı zamanda tüm Dünya için büyük tarihsel değer arz eden ve kültür mirası niteliğinde olan eserlerimizin korunmasına yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmalarda Dünya kamuoyunun aktif katılımını görmek isterdik. Kaynak : ruvr.ru
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|