Yargıda iş yükünün azaltılması bahanesiyle, çocuk tecavüzcülerinin 'çocukla evlenmesi' halinde, sanık hakkındaki hükmün ertelenmesi öneriliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıda iş yükünün azaltılması ve yargının hızlandırılması amacıyla 18 Kasım 2013 tarihinde, bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair bir kanun tasarısı taslağı hazırladı.
HT Gazete’den Güngör Karakuş’un haberine göre, Geçtiğimiz ay Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı toplantısında da gündeme gelen taslaktaki “cinsel istismara uğrayan çocuklarla” ilgili düzenleme tartışma yarattı.
‘Evlenirse dava düşer’
Tartışmalara neden olan taslaktaki maddede şu ifadeler yer alıyor: “Çocuklara karşı cinsel istismarın evlenme vaadiyle gerçekleşmesi halinde, çocuğun sanık ile evlenmesi durumunda sanık hakkında verilmiş olan hüküm ertelenir. Dava zaman aşımı süresine kadar sanık kendi kusurlu davranışlarıyla boşanma sebeplerinin gerçekleşmesine neden olmuş ve boşanmaya hükmedilmiş ise hüküm infaz edilir. Aksi takdirde dava düşürülür. 109′uncu maddenin beşinci fıkrasına giren hallerde de bu fıkra hükmü uygulanır.”
Taslakta şöyle denildi: “(…) Çocuğun istismarını düzenleyen 103. madde uygulamasında ülkenin sosyolojik yapısı dikkate alındığında, 15 yaşın altında olmakla beraber evlenmek amacıyla kurulan cinsel birlikteliklerin, çocuğun doğmasıyla ortaya çıktığı hallerde yasa gereği takibata uğrayıp çoğunlukla kadına göre yaşça büyük olan erkek sanığın 15 yıldan aşağı olmayan hapis cezasına mahkûm edildiği, ancak kovuşturma sürecinde bu kişilerin kendi rızalarıyla resmi nikâh yaparak evlilik düzeni oluşturdukları halde erkeğin uzun süre cezaevine girmesi sonucu kadın ve doğan çocuğun mağdur olduğu gözlenmektedir.”
‘Tecavüzcülere yol gösteriliyor’
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı taslakla ilgili değerlendirmelerde bulunan avukat Rezan Epözdemir, böyle bir değişikliğin kamu vicdanını yaralayacağını söyledi. Epözdemir, “18 yaşından küçük bir çocuğu değer yargıları ve toplumsal baskı nedeniyle tecavüzcüsüyle evlenmeye mahkûm etmek kabul edilebilir bir anlayış değildir. Bu uygulama kötü niyetli yaklaşımlara da sebep olabilir. Bu, tecavüzcüleri yüreklendiren, adeta onlara yol gösteren bir düzenleme olabilir” dedi.
10 yıl önce TCK’dan çıkarılmıştı
ESKİ Türk Ceza Kanunu’nda, cinsel saldırı ya da kız-kadın kaçırma suçlarında “etkin pişmanlık” olarak adlandırılan bir düzenleme yer alıyordu. Buna göre, cinsel saldırıda bulunanın ya da kız kaçıranın, mağdurla evlenmesi halinde cezası 5 yıl süreyle erteleniyordu. 5 yıl süre ile evliliğin sürmesi halinde de suçlunun cezası ortadan kaldırılıyordu. Bu düzenleme AB’ye uyum yasaları kapsamında 2004 yılında Türk Ceza Kanunu’ndan çıkarıldı.