|
|
“81 İl 81 Hurafe Projesi”Kategori: 'Hayır'lı Demokrasi | 0 Yorum | 02 Şubat 2014 10:58:25 Beyin yıkamada sınır tanımıyorlar. Çiğli Kaymakamlığı tarafından ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik hurafelerle dolu kitapların dağıtımı, tepkilere karşın sürüyor. Çiğli Kaymakamlığı’nın ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik “81 İl 81 Kitap Projesi” kapsamında, hurafelerle dolu kitapların dağıtımı tepkilere karşın sürüyor. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı kitaplarda, açıkça Said Nursi propagandası yapılıyor, laiklik kötüleniyor. Eğitim sendikalarının “Projenin kaynağı ne?” sorusu ise yanıtsız kalmaya devam ediyor.
Çiğli Kaymakamlığı’nın internet sitesinde projenin valilik, kaymakamlık, sosyal yardımlaşma fonu, sivil toplum örgütleri, okul aile birlikleri ve öğrenciler tarafından yürütüldüğü belirtilirken kaymakamlığın okullara gönderdiği yazıda ise sadece hayırseverler tarafından desteklendiği vurgulanıyor. Kaymakamlık, Eğitim-Sen’in “Projenin kaynağı nedir?” sorusuna ise yanıt vermemekte direniyor. Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Mustafa Duran, iki yıldır süren bu projenin kaynağının ne olduğunun belli olmadığını, kaymakamlığın çelişkili açıklamalar yaptığını söyledi. Çiğli Kaymakamlığı’nın ilçede pilot olarak başlattığı projenin hemen durdurulması gerektiğini vurgulayan Duran, “Bu proje başlangıçta tüm öğretmen ve öğrencilere zorunlu tutulmuş, gelen tepkiler üzerine gönüllülük esasına döndürülmüştür. Daha sonra ise okullara gönderilen yazıyla öğretmenlere zorunlu öğrencilere ise gönüllü olduğu öne sürülmüştür. Bu projedeki kitaplar, belli bir kafa yapısında insan yetiştirme çabasıdır” dedi. Kampanyayla Çiğli Kaymakamlığı’nın açıkça suç işlediğini de anlatan Duran, her sınıfa toplam 567 kitap dağıtıldığını da bildirdi. Kitaplarda dikkat çeken ayrıntılar ise şöyle: “Al Yazmayı Gül Eğlemek” kitabının farklı sayfalarında, şu ifadelere yer veriliyor: “En büyük maske nedir sence! Laiklik! Türk İslam medeniyetinin karşı karşıya kaldığı tehlikelerin en önemlisi bu bence! Gizli yabancı güçler tarihte, ahlakta, dinde en büyük tahribi laiklik maskesi altında yapıyor” “Devlet ilahi irade üzerine kuruludur. Allah yolunda savaşmak demek, ancak Allah’ın koyduğu kurallar çerçevesinde savaş kararı alınabilir. Yeni bu ölçüler içerisinde bir suçluyu öldürmek mümkün olabilir.” “Atatürk’ün cumhurbaşkanı olmasından sonra başbakan olarak yönetimi ele alan İnönü, çok kurnaz bir siyasetçiydi. Kısa zamanda bütün ipleri ele almasını bildi. İsmet İnönü, Türk İslam medeniyetinin bütün kurumlarını ve kavramlarını toptan inkâr eden bir fikir sahibiydi. 1950’ye kadar sürekli hale getirdiği iktidarı döneminde, milli ve manevi değerleri yok etmek için çalıştı.” “CHP seçimi valilerin ve polisin yardımı sayesinde kazanabilmişti. Atatürk, cumhuriyeti bir diktatörün eline bırakmak istemiyordu. Atatürk’ün ölümünden sonra Milli Şef, şimdi de Atatürk’ün bütün hatıralarını silecekti. Kendi heykellerini yaptırmış, pullardan ve paradan Atatürk’ün resimlerini kaldırmıştı.” “Ehli sünnet geleneğinde takıyye yoktur. Biz cumhuriyet ve demokrasiyi gerçek manasıyla seviyoruz. Ancak laiklik adına milleti kuşatma altına alan gizli güçlerin takıyye yaptıkları ve dine karşı temelden düşman oldukları şüphesini taşıyoruz.” 6. sınıflara dağıtılan “Muhteşem Osmanlı Kanuni Sultan Süleyman” kitabından: “Sonuçta cariyeler köle statüsündedir. Sahipleri padişahtır. Padişah isterse onlarla karıkoca hayatı yaşayabilir. Çünkü köle, İslam hukukuna göre maldan sayılır. Mal sahibi malını dilediği gibi kullanma hakkına sahiptir. Padişahlar, hür ya da köle İslam hukukuna göre aynı anda sadece dört kadına nikâh kıyabilir üzerine cariye de alabilirdi. Zaman cemaat zamanıdır. ... Bu ses hayatını milletin hayatı için feda eden İmam Bediüzzaman’dan başkası değildi... Nur talebeleri adıyla anılan fikir akımı, binlerce mahkemede Türk İslam medeniyetini savundular. “... Binlerce avukat, kâtip, mübaşir, milyonlarca insan, Nur Risalileri denilen eserleri okudu. İslam medeniyetinin yüceliğine inandı. İmanını kurtardı. İnkâr fırtınası dindi.” 5. sınıflara dağıtılan “Ha Gayret Başaracaksın” kitabından: . “Furkan bir gün yeni arkadaşına kedileri neden sevdiğini sordu. Çünkü oğlum, onlar mırıl mırıl Allah’a zikrediyorlar. . Şerbetçi dede, Hasan’ı fark edince afiyetle böreğini yiyen zayıf bir kediyi gösterip sordu: Duyuyor musun? Neyi? dedi Hasan. Zikrini. Ne zikri? Şerbetçi dede, Hasan’ın yüzüne baktı. Ya rahim, ya rahim diyorlar kulağını yaklaştır da dinle dedi.” “Allah Nasıl Yaratıyor” kitabından: . “İbrahim öğretmen Abdullah’a döndü, ‘Peki ya dünyamız Abdullah? Sence uzay boşluğunda kendi kendine mi duruyor? Böyle bir güç ki, yıldızları, gezegenleri, galaksileri bir arada tutuyor, güneşe ışık, aya parlaklık veriyor. Dünyamızın havada durmasını o sağlıyor. Bu kitapları seneler önce Bediüzzaman Said Nursi isimli bir alim yazmış.’ Çocukların aklına süper bir fikir geldi. Bu yaz tatilde hep beraber Nur Dede Kampı yapalım mı?” 2. sınıflara dağıtılan “Müslüman Kardeştir” kitabından: “Beyaz atlara binen melekler, İslam düşmanlarını birer birer öldürdüler. İnkârcıların kalplerine korku salacağım. Vurun boyunlarına. Doğrayın parmaklarını!” Kaynak : Emre Döker/Cumhuriyet
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|