![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Resimlerde Hıristiyanlık tarihi ve öğretisi (2)
![]() ![]() ![]() İsa’nın tutuklanması için çalışan, havari Yehuda, İsa’yı tutuklamak üzere yanında getirdiği kişilere, kimi öpersem suçlu odur, onu alıp götüreceksiniz der. Bu sahne MARKOS 14:43-46 da aşağıdaki gibi anlatılmaktadır: “Onikilerden bir olan Yehuda, ve onunla beraber başkahinler, yazıcılar ve ihtiyarlar tarafından bir kalabalık kılıç ve sopalarla geldiler. Onu ele veren, yani Yehuda, kimi öpersem odur, onu tutun ve güvenlik altında götürün diye onlara bir talimat vermişti. Geldiği zaman hemen yaklaşıp İsa’ya, Rabbi diyerek onu öptü. Yanındakiler ona el atarak onu tuttular.” “YEHUDA’NIN İSA’YI ÖPMESİ” adı verilen bu anlatı bir çok ressam tarafından betimlenmiştir. Örneğimiz Giotto’dan . ![]() “İhtiyarlar ve yazıcılarla başkahinler ve tüm Millet Meclisi hemen sabahleyin danışma toplantısı yaptılar, İsa’yı bağladılar ve onu götürüp Pilatus’a (Roma valisi) verdiler……….Askerler onu sarayın iç avlusuna götürdüler. Bütün taburu topladılar. Ona erguvani giydirdiler, dikenli bir taç örüp başına koydular ve onu selamlamaya başladılar: selam ey Yahudilerin Kıralı. Bir kamışla başına vurdular, üzerine tükürdüler ve diz çöküp ona secde kıldılar. Onunla eğlendikten sonra erguvaniyi ondan çıkartıp, kendi giysisini giydirdiler. Ve onu haça germek için dışarı götürdüler.” Bu olayı anlatmak için yapılan resimler “İSA’NIN TUTUKLANMASI” adını alır. Örneğimiz bu addaki Fra Angelico resmi. ![]() ![]() İsa’nın çarmıha gerilmesi MARKOS 15:23-28 de şöyle anlatılıyor: “Ona mür ile karışık şarap verdiler fakat almadı. Ve onu haça gerip, kim ne alacak diye kura ile giysilerini paylaştılar. Üçüncü saatti onu haça gerdiler. Onun üzerindeki suç yaftasında: YAHUDİLERİN KIRALI diye yazılmıştı. Biri sağında, biri solunda iki haydudu onunla beraber haça gerdiler.” Bu öyküyü canlandıran resimler “ÇARMIHA GERİLİŞ” adını aldı. Bu konuyu işleyen en ilginç yapıt, kuşkusuz Gauguin’in Sarı İsa’sı. ![]() İsa nisan ayının ilk ya da ikinci cuması öldü. Çarmıhtan indirilen İsa’nın mezara konulması ise kutsal kitapta şöyle anlatılmış LUKA 24:50_55: “Meclis azasından Yusuf adlı, Allah’ın egemenliğini bekleyen iyi bir adam vardı. Bu adam Pilatus’a gidip, İsa’nın cesedini istedi. Onu indirip, bir keten bezine sardı, kayada oyulmuş ve içine hiç kimse konulmamış olan bir kabre yatırdı. O gün Hazırlık günüydü, Sebt günü de ağarmak üzereydi. Galile’den onunla beraber gelmiş olan kadınlar, ardınca gittiler, kabri ve onun cesedinin nasıl konulduğunu gördüler.” Bu sahne, “İSA’NIN MEZARA KONMASI” adlı tablolarda yaşatıldı. Örneğimiz Caravaggio’dan. Hıristiyan inancı gereği, İsa çarmıha gerildikten üç gün sonra dirilmiştir. Daha önceleri dirileceği gene İsa’nın kendisi tarafından söylenmesine karşın, bu olayı yakınları hiç beklemiyordu. Aslında bu diriliş yeni ve sonsuz bir yaşama doğuş demektir. Dirilişinin ayrıntılarına İncillerde rastlamak olanaksız. Kabrini ziyarete giden sevgilisi Maria Magdalena onu mezarında bulamaz. ![]() ![]() İsa’nın iki arkadaşı, o günlerde Kudüs yakınlarındaki Emmaus köyüne giderken, arkalarından İsa yaklaştı. Arkadaşları İsa’yı tanımadılar. Bundan sonrasını LUKA 24:28-31 den beraberce okuyalım: “Varacakları köye yaklaştılar ve o daha ileri gidecekmiş gibi yaptı. Onu zorladılar: bizimle beraber kal, çünkü akşam yakın, zaten gün bitmek üzeredir dediler.Onlarla beraber kalmak için içeri girdi. Ve vaki oldu ki, onlarla beraber sofraya oturduğu vakit, ekmeği aldı, şükran duasını yaptı ve bölüp onlara verdi. Ve onların gözleri açıldı, onu tanıdılar.” Bu öykünün resimlerine “EMMAUS’TA AKŞAM YEMEĞİ” adı verildi. Sizleri Velasquez’in bu olayı anlatan yapıtıyla baş başa bırakıyoruz. ![]() İsa’nın kendini yakınlarına göstermesi sadece Emmaus’a özgü değil, bu belirme olayı başka yerlerde de ortaya çıktı. İşte bir diğer öykü YUHANNA 21:1-9 : “İsa Taberiye denizi kenarında gene öğrencilere kendisini gösterdi. Simun Petrus, Didimos denilen Tomas, Galile’nin Kana şehrinden Natanael, Zebedi’nin oğulları ve onun öğrencilerinden başka ikisi birlikte idiler. Petrus onlara balık avına gidiyorum dedi. Onlar biz de seninle geliriz dediler. Çıkıp kayığa bindiler. O gece bir şey tutamadılar. Artık gün doğarken İsa kıyıda durdu. Fakat öğrenciler İsa olduğunu bilmediler. İsa onlara dedi: çocuklar, yiyeceğiniz var mı? Ona hayır diye yanıt verdiler. O da onlara dedi, ağı kayığın sağ yanına atın, bulursunuz. Bunun üzerine attılar, balıkların çokluğundan artık ağı çekemiyorlardı. O vakit İsa’nın sevdiği öğrencisi, Petrus’a : bu Rab’dir dedi. Petrus, Rab olduğunu işitince gömleğine sarınıp denize atladı. Diğer öğrenciler balık ağını çekerek kayıkla geldiler.” Bu öyküyü canlandıran resimler “TABERİYE GÖLÜNDE İSA’NIN BELİRMESİ” ya da “MUCİZEVİ BALIK AVI” adını aldı. Ducio’nun bu konudaki resmini sunuyoruz. ![]() Batı dünyasının dinsel kalıpları bu kadarla sınırlı değil. Ancak en sık ele alınan ve en görkemli yapıtların oluşturduğu kalıpları inceledik. Tüm kalıpları ele almak belki de başlıbaşına bir kitap konusu olabilir. Başka bir husus da, her kalıptan sadece tek bir örnek sunuyor olmamız. Ancak, gene yazımız için ayrılan yeri göz önüne aldığınızda, bizi mazur göreceğinize inanıyorum. Hepinize esenlikler ve sanat dolu bir dünya diliyorum. - Birinci bölüm için tıklayın.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |