A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

AKP-Cemaat Kavgasını Atatürkçüler Kaybeder!

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Tayfun Şahin | 03 Aralık 2013 00:52:59

Malum olduğu üzere AKP-Cemaat kavgası tam gaz devam ediyor. Kavgayı klasik olarak buzdağına benzetmek şu an için en doğrusu sanırım. Çünkü görünenin altında dev bir çatışma, çelme takma, tahammül edememe var. Bu durumu teyit etmenin yolu basit... Daha düne kadar al gülüm ver gülüm program yapan Cemaatçilerle hükümet yandaşlarını izleyerek bile pek çok ipucuna sahip olunabilir.

Şimdilerde kaşlarını çatmış, sert sert bakarak konuşuyorlar birbirleriyle; ses tonları her an daha fazla yükseliyor.

Henüz gözünü karartıp rakibine kafa atana rastlamadık ama emin olun onun da zamanı gelecek.

Zira iktidar mücadelesine girmiş olan, “karizmatik liderler” tarafından idare edilen iki hareketin uzlaşması ya da şu ana kadar yapılanları unutması mümkün değil.

Hele hele Erdoğan gibi kibri arşa varan bir liderin er ya da geç intikam ateşiyle yanacağını ve Cemaat’e okkalı bir yumruk atmak isteyeceğini “Gülen’in” nitelikli kadroları da analiz etmiş olmalı. Muhtemelen Erdoğan’ın kişisel özelliklerine, dünyayı algılayışına, zevklerine, tahammül edemediği şeylere dair en geniş arşiv de Cemaat kadroları tarafından oluşturulmuş.

Hatta Erdoğan’ın dahi unutmak istediği özellikler, Cemaat tarafından biliniyor olabilir. Bilen insanlarsa gizlenen gerçeği ortaya çıkarmak için çok fazla zorlanmayacaklardır.

Bu kavganın yarınlarını hep beraber göreceğiz. Konuyla ilgili pek çok yazı da yazacağız.

Ama bugün için AKP-Cemaat kavgasını kimin kazanacağını bir tarafa bırakalım. Bu kavgayı Atatürkçülerin neden kaybedeceğini ele alalım öncelikle.

Her şeyi en basit haliyle değerlendirmekte fayda var.

Vaka nedir? İki güçlü yapının karşı karşıya gelmesi…

AKP-Cemaat ya da Erdoğan-Gülen çatışması ortaya çıkar çıkmaz her iki taraf da hamle yapmaya başladılar.

Örneğin, hükümet kanadı, ayrışma sürecini daha önceden başlattığı için, yılların Türkiye Gazetesi’ni “yeni” Türkiye haline getirdi. Böylece ön cephede kullanacağı operasyon merkezini de belirlemiş oldu. Cemaat’in elinde zaten Taraf Gazetesi gibi etkili bir silah vardı.

Böylece kavganın ön cephesi inşa edildi.

Sadece iki gazete mi? Elbette hayır! Hükümet, Star Gazetesi’ni sahaya sürünce karşısına Bugün Gazetesi dikildi.

Sabah akşam “dershane” konusunu ele alan Samanyolu TV’nin karşısına irili ufaklı pek çok kanal çıktı.

Bu restleşme ya da güçleri sahaya sürme mücadelesi sadece gazete ya da televizyon üzerinden gerçekleşmedi. Yazarın karşısına yazar, akademisyenin karşısına akademisyen çıkarıldı.

Bir taraf “güvenlik uzmanını” konuşturuyorsa öbür taraf da “güvenlik uzmanını” konuşturdu.

Neredeyse iki ordu halinde karşı karşıya geldiler. Tanklara karşı tanklar, uçaklara karşı uçaklar…

Peki kim kazanacak? Dediğim gibi bu yarınların sorusu.

Bugünün gündemi ise Atatürkçülerin neden kaybedeceği…

Atatürkçüler kaybeder çünkü benzer bir savaşta AKP’yle ya da Cemaat’le mücadele edebilecek örgütlenmeye sahip değiller.

Örneğin, Türkiye Gazetesi’nin, Star’ın, Sabah’ın, Akşam’ın vs. karşısına çıkarabilecekleri aynı sayıda gazeteleri yok. Televizyonları yok. Yeterince akademisyenleri yok. İnanmış bürokratları yok. Kendini adamış yeterli kadroları yok.

Atatürkçü nesilleri garanti altına alabilecek dershaneleri, okulları, etüt merkezleri yok.

Benzer bir kavgada maddi güç sağlayacak sermaye grupları, dev burs fonları, birbirine bağlanmış işadamları yok.

Öyleyse bu kavganın mağlubu her şartta Atatürkçüler.

Zaten aksi olsaydı, yani her alanda teşkilatlanılsaydı, Atatürkçüler kendi ağlarını inşa etseydi, dayanışmanın ne demek olduğunu, fedakârlığın anlamını yeterince kavrayabilselerdi; Cumhuriyetimizin tüm kurum ve kurallarıyla elimizden alınmasına da müsaade edilmezdi.

Fakat gelinen nokta bizim için öğretici olmalı.

Konu, salt AKP-Cemaat kavgası olarak değil, iki büyük gücün mücadelesi olarak ele alınmalı.

Bu yapıldıktan hemen sonra, her türlü kavgayı verebilecek duruma gelmek için stratejik bir bakış ve mücadele yöntemi geliştirilmeli.

Aksi halde AKP-Cemaat kavgası sadece devletin yeni sahibinin kim olacağını belirler. Anlık ya da konjonktürel olarak Atatürkçüler güç kazanabilir. Hatta hükümete de gelebilir ama esaslı bir teşkilatlanma inşa edemezse kısa zaman içinde eski durumuna geri döner.

Öyleyse AKP-Cemaat kavgasının ya da başka kavgaların kaybedeni olmamanın tek yolu teşkilatlanmak, her rakibi yenecek kadar güçlü organizasyonlar kurmaktır.

Mustafa Kemal de, daha 1906’da hedefini ortaya koyan bir Teşkilatçı olarak şunları söylüyor: “Biz kuracağımız Teşkilat ile bir gün mutlaka, ne olursa olsun muvaffak olacağız. Vatanı, milleti kurtaracağız.”

Görev bu cümlelerde gizli…

Vatanı ve milleti kurtarmak istiyorsak örgütlü olacağız, yan yana duracağız.

Kurtuluş günlerinde vatanı ve milleti kurtaranlar, Cumhuriyeti tırnaklarıyla, toprağı kazıyarak büyütenler kadar mücadeleci, onlar kadar idealist, onlar kadar fedakâr olmak zorundayız. Aksi halde başkalarının kavgalarını, film izler gibi izleyerek yarınlarımızı da kaybetmiş oluruz.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git