|
|
KAHRAMANLAR FITIK OLAMAZ(!)Kategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 25 Ekim 2013 11:06:17 Ağzınızdan elitlere, beyaz Türklere, monşerlere karşı binlerce kötü söz çıkabilir. Durmadan halktan olduğunuzu, halkın ta kendisini olduğunuzu da anlatabilirsiniz. Firavuna karşı isyandan, elitlerin zulmünden, egemenlerin hukukundan ve ona karşı, kahramanlar gibi, halk için dövüştüğünüzü de anlatırsınız yeri gelince. Derken modern zamanların hayal kahramanı olduğunuza iman edecek kitleler ortaya çıkar.
Boyunuzun uzunluğu bile iltifata tabidir. Yürüyüşünüze hasta olan koca koca adamlar sarar her yanı. Çırak olmadan ustalık mertebesine ulaşırsınız bir anda. Güzel olan ne varsa bir bedende toplanır. O beden yeni özellikleri keşfedildikçe daha fazla kutsanır. Her kelime sizin ağzınızdan çıkınca daha etkili olmaya başlar. Sıradan bir “a” harfi, sadece “a” olarak kalmaz mesela. Siz bir “a” dersiniz hemen ardınızdan z’ye kadar, hatta q,w,x’e kadar uzatılır. Yapmadığınız şeyler, söylemediğiniz sözler bile, eğer yeterince heyecan vericiyse, size mal edilir. Ayaklarınız da o zaman yerden kesilir zaten. Birileri sizi dostça uyarmak istediğinde anlamayabilirsiniz ne demek istediğini. Çünkü onlar hep birkaç kişidir. Ve siz ne zaman kalabalıklara sorsanız, onlar sizin yürümediğinize aksine süzüldüğünüze yemin ederler. Her yemin sizi biraz daha havaya yükseltir. Yükseldikçe de insanlar küçülür. Toprak tüm detaylarını kaybeder yüksekten bakınca. Karıncalar görünmez örneğin. Ağaçlar belli belirsiz görülebilir eğer yeterince büyükseler ya da bir AVM’ye kurban gitmediyseler. Bir süre sonra mesafeler daha da artar. Küçücük bir “a” harfi apartman yüksekliğinde bir “A” olarak hayat bulur. Yemez, içmez, uyumaz, düşmez, zaaf belirtisi göstermez bir modern zaman kahramanına dönüşürsünüz. Şeyh’i uçuran müritler gibi, etrafınıza uçabileceğinize inanan şahitler dolar. Artık hiçbir şey insana göre değerlendirilmez. Ekonomik kriz; alınan yanlış kararlar sonucunda ortaya çıkamaz örneğin. Eğer bir kahramansanız, krizi ancak canavarlar çıkarabilir. Aksi düşünülemez! Sokaklarda Anadolu çocukları “özgürlük” diye bağırıyorsa kesin arkalarında derin güçler vardır. Onların cebine 200’er lira sıkıştırmıştır faiz lobileri! Başka bir seçenek mümkün değildir. Aksini düşünmek liderin yürüdüğünü, yemek yediğini, uyuduğunu kabul etmek demektir. Oysa havada süzülen bir kahraman için bunlar sıradan insanların yaptığı şeylerdir. Kahramanın olduğu yerde her taşın altında karanlık odaklar sıra bekler. Sadece bugün değil yarınlarda da her şeyin sebebi onlar olmak zorundadır. Hastalıklar bile kişiye göredir. İnsan hastalıklarıyla kahraman hastalıkları da bir olmaz. Olması akıl karı değildir! Cem Yılmaz’ın dediği gibi, bir inşaat işçisi fıtık olabilir örneğin. Normaldir. Ama bir kahraman asla fıtık olamaz! İnsanlaşamaz. Ona uygun olan hastalık; insanüstü, kimsede bulunmayan olmalıdır. Bu yüzden boyun ağrısı çekmez. İlla çekecekse, bu hastalık; “beynin insanüstü çalışması neticesinde büyümesine bağlı olarak, kas ve iskelet sisteminin belli noktalarda uyarı vermesi” olarak tanımlanabilir. Açıklamanın hemen altına da normal insanın kas ve iskelet sistemiyle kıyaslandığında kahramanın 100 kat daha güçlü olduğunun altı çizilmelidir. Kahraman olmak bunu gerektirir. Ya da dünyada hiç kimsede görülmeyen bir hastalık uygundur kahramanlara. “Kriptonit” sebebiyle ortaya çıkan bir hastalık tam kahramanlara göredir. Kriptonit’in ne olduğunun bilinmemesi daha iyidir. Zaten sıradan insanların bilmesi de gerekmez. Bilmemesi idealdir. Bilmiyorsa hastalık daha da yakışır kahramana. Ama her kahraman biraz da mahkûmdur. Yandaşlar kahramanları şişirdikçe, kahramanın yaşamı da zorlaşır. Bir süre sonra kahraman sadece onu tanımlayanların oyuncağına dönüşür. Her şeyi kırılgan hale getiren de budur. Artık kahraman yükseldiği göklerden aşağıya inemez. En küçük insanlık belirtisinde suratlar asılır. Çünkü kahramanlığın birinci kuralı insanlaşmamaktır. Böylece her şey daha büyük olmaya mahkûm olur. Her şey hızla tüketilir. Dün Taksim’i dolduran insanlar nasıl karanlık odakların 200’er lirasıyla oraya doluştuysa yarın hikâye değişmek zorundadır. Ya kişi başı 1.000 dolar demeniz gerekir ya da uzaylılar tarafından “telekinezi” benzeri bir yöntemle oraya gönderilmişlerdir. Ekonomik krizin sebebi, 100.000 yıldır uykuda bekleyen ve çağın en büyük Müslüman liderinin önünü kesmek için yerüstüne çıkan “Zello” kod adlı “Tapınak İblislerinin” işi olabilir. Her olay, bir sonraki aşamada daha büyük bir gerekçeyle süslenmelidir. Modern zaman kahramanının mahkûmiyeti böyle başlar. Abarttıkça abartır. Şişindikçe şişinir. Yükseldikçe yükselir. Ayakları yerden kesildikçe o daha fazla bağırmak zorunda kalır. Ama ne kadar bağırırsa bağırsın, günün birinde sesini duyuramaz. Çünkü artık insanlıktan iyice uzaklaşmıştır. Onu kahraman yapan her şey sonunu da getirir. Kabına sığamaz, yere inemez! Onu içine alacak tek yer uzayın boşluğudur. Dünyayı aşar uzaya yürür. O boşluk bütün kahramanları alır götürür. Geriyeyse hiçbir şey kalmaz. Kahramanı uçuran müritler bu sefer yeni bir kahraman bulur. Ve eski kahramanı Allah’ın bir kulu bile hatırlamaz.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|