|
|
CHP: Utanıyoruz...Kategori: Raporlar | 0 Yorum | 23 Temmuz 2013 15:47:06 CHP'den tutuklu gazeteciler raporu: Rapor sonunda ulaştığımız sonuç şudur, görüştüğümüz gazeteciler arasında ne tecavüzcü ne hırsız ne çete mensubu ne de eli silahlı terörist göremedik, bulamadık. Her davada ortak bir durum var; gizli tanık ifadeleri ve bilgisayarlardan elde edilen bir doküman veya CD’ler.
CHP’nin “Tutuklu Gazeteciler Raporu”, CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir tarafından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında genel merkezde düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Türkiye’deki cezaevlerindeki gazetecilerle görüşülerek edinilen izlenim ve saptamalardan oluşturulan “Tutuklu Gazeteciler Raporu”, “Dünyanın En Büyük Gazeteci Cezaevi” başlığıyla, kitap haline getirildi. Kitabın önsözünü Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Genel Başkanı Ercan İpekçi yazdığı kitap BM, AP,… gönderilmek üzere İngilizce’ye de çevrildi. Toplantı salonunda kitabın kapağı da afişler halinde asıldı. CHP’li Ağbaba rapora ilişkin verdiği bilgide, sansürün kaldırılışının 105. yıldönümünde AK Parti iktidarının özgür basına yönelik adeta “terör uyguladığı” bir dönemden geçildiğini ifade ederek, “Bugün sizlerle AKP’nin basın üzerindeki palalı demokrasisinin şeceresini paylaşacağız” dedi. “12 EYLÜL’DE 31, BUGÜN 64” Bugün, Türkiye’deki cezaevlerinde 64 tutuklu gazeteci bulunduğunu ve bunun özgür basının geldiği noktanın en acı göstergesi olduğunu belirten Ağbaba, “12 Eylül 1980 Darbesi döneminde 31 gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye’de şuan darbe döneminden bile daha vahim bir durum yaşanmaktadır. Bugün tutuksuz 123, tutuklu olarak ise 64 gazeteci, terör suçlamasıyla yargılanmaktadır” dedi. “UTANIYORUZ” Bugün uluslararası ortamda dünyanın en saygın, en önde gelen gazeteci örgütlerinin, insan hakları kuruluşlarının, Türkiye’yi “Dünyanın En Büyük Gazeteci Cezaevi” olarak gördüğünü söyleyen Ağbaba, “Bizler CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri olarak dünya parlamenterleri arasında örneği olmayan üç milletvekili olarak karşınızdayız. Ancak bu durumla övünmüyor, utanıyoruz. Bizler dünyanın en çok tutuklu milletvekilini, en çok tutuklu öğrencisini, en çok tutuklu avukatını, en çok tutuklu bilim insanını, en çok tutuklu sendikacısını cezaevlerinde ziyaret eden milletvekilleriyiz. Hepsinin toplamının sonucunda, dünyanın en çok tutuklu gazetecisini ziyaret eden milletvekilleri olarak da tarihe geçtik ve maalesef bu utancı hem ülkemiz hem de biz yaşıyoruz” diye konuştu. “BAŞBAKAN’A HAZIRLADIK…” Ağbaba Tutuklu Gazeteciler Raporu’nu, “Batsın sizin gazeteciliğiniz”, “Bu gazeteleri evlerinize sokmayın”, “Gazeteci kılığına girmiş teröristler”, “Tasmalarını biz çıkardık” ve Ramazan ayında hala “Tutuklu gazeteci yoktur” diyerek insanları yanıltan Başbakan’a, kalemlerini iktidarın kılıcı gibi kullananlara ve gerçek muhatapları olan haksız hukuksuz yere cezaevlerinde tutulan gazeteciler için hazırladıklarını söyledi. “1 MAYIS’I İZLEMEK, KESK’İN BASIN AÇIKLAMASINI HABER YAPMAK SUÇ” Bu raporu 6 ay boyunca 17 cezaevini ziyaret ederek ve hiçbir siyasi düşünce ayrımı yapmadan KCK, Ergenekon, İBDA-C, Devrimci Karargah gibi davalardan içeride olan bütün gazetecileri ziyaret ettiklerini vurgulayan Ağbaba, şunları kaydetti: “Rapor sonunda ulaştığımız sonuç şudur, görüştüğümüz gazeteciler arasında ne tecavüzcü ne hırsız ne çete mensubu ne de eli silahlı terörist göremedik, bulamadık. Yani cezaevinde tutulan gazetecilik mesleğinin ta kendisidir. Gazetecilerin tümünün haklarında açılan davalarda, sunulan kanıtlar tamamıyla gazetecilik faaliyetleriyle ilgilidir. Haber takibi yapmak, eylem ve mitinglere katılmak ya da bir basın açıklaması haberini yapmak gibi. Örneğin, 1 Mayıs mitingini izlemek, 8 Mart’ı izlemek, YÖK Protestosuna katılmak, 16 Mart protestosunu haber yapmak, parasız eğitim gösterilerini izlemek, Newroz kutlamaları, KESK’in, İHD’nin basın açıklaması hakkında haber yapmak…” “İDDİANAMELER ADETA HUKUKLA DALGA GEÇER GİBİ” Yine, arşivlerinde bulunan gizli ya da açık belge ve bilgiler, alınan notlar, haber maksatlı yapılan röportajlar, yayımlanmış ya da yayımlanmamış kitaplar, Kürtçe ad, jüri üyeliği gibi durumların gazetecileri terörist olarak yaftalamak için delil olabildiğini kaydeden Ağbaba, “Musa Anter Basın Şehitleri ve Gazetecilik” yarışmasına jüri üyesi olmanın, Molier’in Cimri isimli kitabının, Kürtçe gramer kitabının delil olarak sayıldığını belirtti. İddianameler adeta hukukla dalga geçer bir üslup ile yazıldığını ifade eden Ağbaba, “Her davada ortak bir durum var; gizli tanık ifadeleri ve bilgisayarlardan elde edilen bir doküman veya CD’ler” dedi. “72 GAZETECİYE GEZİ FATURASI” CHP’li Özel ise, raporun bir diğer kısmının ise tutuksuz yargılanan gazeteciler olduğunu belirterek, bugün tutuksuz olarak 123 gazetecinin yargılandığın belirtti. Özel, “Gazeteciler, tutuksuz yargılandıkları davalar ilerledikçe ve daha önceki davalar sonuçlandıkça adeta tepelerinde Demokles’in kılıcını, güncel deyimle de Tayyip Erdoğan’ın palasını hissetmektedirler. Özel, TGS’nin raporuna göre 72 gazetecinin Gezi Parkı olayları nedeniyle 27 Mayıs 2013 sürecinden bugüne, yapmış oldukları görevleri nedeniyle 59’unun işinden tamamen ayrılmak zorunda kaldığını, 14’ünün ise zorunlu izne ayrıldığını belirtti. “POZANTI HABERİNİ YAPAN GAZETECİ TUTUKLU, SORUMLULAR DIŞARIDA” Özel, Türkiye’nin Pozantı Cezaevi’nden yükselen “çığlıkları” Zeynep Kuriş adlı gazeteci sayesinde duyduğunu ifade ederek, “Pozantı Cezaevinde cinsel istismar iddiası” isimli bir haber yapan Kuriş’in “devletin ve hükümetin mahremiyetini deşifre etmek” suçlamasıyla terörist ilan edildiğini ancak Pozantı Cezaevi’nde ceza alan bir kişinin olmadığını kaydetti. “ÇYD’DEN ALINAN BURS, CUMHURİYET YAZARI ASİSTANLIĞI İDDİANAMADE” Oda TV iddianamesinde de 361 kez “haber”, 280 kez “kitap”, 26 kez “röportaj” ve 5 kez de “makale” sözcüğünün yer aldığını belirten Özel, “İddianamede ‘devrim, savaş ve Ergenekon’ kelimelerinin arama motorlarında takıldığında hep Oda TV haberlerinde çıktığı yazıyor. Barış Pehlivan, 15 yıl önce Çağdaş Yaşamı Destekleme derneğinden aldığı burs iddianamede örgüt ilişkisi olarak ifade ediliyor. Barış Terkoğlu’nun eşinin yıllar önce ölen Cumhuriyet yazarı Türkel Minibaş’ın üniversitede asistanı olduğunu gösteren referans mektubu da delil klasörlerine girmiştir. Böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz” diye konuştu. “CEZAEVİNDEKİ 23 GAZETECİNİN CİDDİ SAĞLIK SORUNU VAR-“ Geçirdiği trafik kazası nedeniyle toplantıya boyunluk ile katılan CHP’li Demir de, cezaevlerindeki genel koşulların tutuklu gazetecileri de etkilediğini belirterek, “Onlar cezaevlerinin her türlü olumsuzluklarından paylarını almaktadırlar. Fotokopi imkanları sınırlıdır. Daktilo ve bilgisayar güvenlik gerekçesiyle verilmemektedir. On binlerce sayfa iddianamelerini CD ortamında almalarına rağmen bilgisayar kullanımları sınırlı olduğu için savunma hakları bile sınırlandırılmaktadır. Gazetecilerin ve aydınlar için olmazsa olmaz dergi ve yayınlar kendilerine verilmemektedir. Kitap sayıları sınırlandırılmakta ve kütüphaneye gidişleri engellenmektedir. Ayrıca sohbet hakları sınırlandırılmakta ve çıplak aramaya maruz kalmaktadırlar. Bunlara ek olarak 64 tutuklu gazetecinin 23’ünün ciddi sağlık sorunu bulmaktadır” dedi. “ŞİKAYET DEĞİL YALANLARI DÜZELTMEK İÇİN” Demir raporun İngilizce çevirisini, uluslararası Gazeteci Örgütleri başta olmak üzere Birleşmiş Milletlere, Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi’ne, uluslararası sivil toplum kuruluşlarına, insan hakları örgütlerine ve tüm yabancı ülke büyükelçiliklerine göndereceklerini de belirtti. Demir, “Ama birilerinin dediği gibi ülkemizi yabancılara şikayet etmek için değil, o birilerinin ülkemize dair söylemiş oldukları yalanları düzeltmek için göndereceğiz bu raporu” diye konuştu. CHP’li Özel de raporu dünyayla paylaşmak zorunda oldukları için de gurur değil, utanç duyduklarını ifade etti. Raporun tam metnini okumak için tıklayın
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|