|
Havada Kar Kokusu Var Ama Kar YokKategori: Berlin Günceleri | 2 Yorum | Yazan: Gültekin Emre | 04 Ocak 2008 10:13:15 Berlin'de yaşayan şair ve yazar Gültekin Emre, Berlin Günceleri ile her hafta bizlerle olacak. Hayata bir de, şiiri 'fırtına', şairi 'fırtına estiren' olarak tanımlayan Gültekin Emre'nin Berlin penceresinden bakacağız.
Berlin Günceleri 1- 7 Aralık 2007 1 Aralık, Cumartesi Salonun camlarını sildik. İç kısımları Rahime, onun uzanamadığı yerleri de ben sildim, dıştan. Çiçeklerin kuruyan yapraklarını topladım. Topraklarını havalandırdık. Kimi çiçeklerin saksılarını değiştirdik. Güneş bize yardımcı oldu, nerdeyse yol gösterdi. Noel ampullerini de taktık. 2 Aralık, Pazar Bugün 1. Advent. Yani; İsa’nın doğumu Noel’den önceki dört Pazar’ın ilki. Kentin ana caddelerinin, alışveriş yerlerinin, elektrik direklerinin, at kestanelerinin, ıhlamurların... renkli küçük ampullerle süslendiğini fark ediyorum. Ernst Reuter Meydanı’na dikilen çam ağacını görmeye gidiyor Berlinliler. En süslü, en uzun -30 metreden fazla- ağaç olduğu için. İçimde ışıklar yanıp sönüyor, şiir gibi. Popüler Siyasî Deyimler Sözlüğü (1995), yakın tarihin önemli olaylarını alfabetik bir sırayla sunuyor. Aslında hem eğlenceli, hem düşündürücü, ayrıca bellekleri tazeleyici böylesi bir başvuru kitabına, ne çok gereksinimi oluyor. “Alyans Evler”e ilişkin bilgiyi nereden bulacaktım Berlin’de? 3 Aralık, Pazartesi Aslan Kavlak’ın hazırladığı “Bakü’ye Gidiyorum Ay Balam”ı (Ekim 2007) okumaya başladım. Nâzım Hikmet’in Azerbaycan’daki izlerini sürmüş yazar ve 1921-1963 arasındaki dergileri, gazeteleri, kitapları taramış, görüşmeler yapmış. Nâzım’ı bir kez daha seviyorum ve ona kendimi daha yakın duyumsuyorum. Gurbetin, gurbetliğin ne olduğunu bilen herkese saygı duyuyorum ama Nâzım Hikmet’e iki kat daha fazla; çektiği onca acı için. Bugün de kar yağmadı ama Dıranas’ın “Kar”şiirinin ilk beşliği kendiliğinden dökülüverdi dilimden: “Kardır yağan üstümüze geceden Yağmurlu, karanlık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze, inceden.” Bahçedeki at kestanelerinin dalları arasında çırpınıp duran rüzgâr mı, yoksa yağdı yağacak kar mı bu dizeleri anımsamama neden oldu? 4 Aralık, Salı André Cide’nin Günce’sindeki şu cümlelerin altını çizmişim, kitabı açar açmaz hemen dikkatimi çekiyor 7 Şubat 1912, Çarşamba günkü yazdıkları: “Bu gün ölsem, kimse yazdıklarıma bakarak, daha en güzelini yazmamış olduğumu bilmez. Hangi uzun yaşayışa güveniyor da, en güzelini sona saklıyorum? Yoksa bu saklayış çekingenlikten, saygıdan, korkudan mı? Belki daha en güzelini söylemeye kendimi yeterli görmüyorum... İşte Dar Kapı’yı yıllar yılı böyle sürükledim. O, Immoraliste’in ikiziydi.İki konu kafamda birden gelişti. Birinin aykırılığı öbürünün aşırılığını dengeliyordu. Bu söylediğime kimi inandırabilirim?” Gide, bunları yazdığında kırk üç yaşındadır. Dünya Nimetleri’nin (1897) dünya çapındaki başarısı başını döndürmemiş. Vatikan’ın Zindanları‘yla (1914) başlayan yeni bir döneme adım atmış, 1925’de yayımlayacağı tek romanı Kalpazan’a doğru yol alıyordur. Ölüm düşüncesiyle yaratıcılığı arasında gidip gelmesi üstüne düşündüm uzun uzun. “Altından ırmaklar akan Berlin midir?” diye soruyorsun. Evet, ama “Sesin nerde kaldı, her günkü sesin/.../Sesin nerde kaldı? Kar içindesin” (Dıranas). Peki sen buna ne yanıt vereceksin? 5 Aralık, Çarşamba Okuldan nasıl yıldım, nasıl! Çocuk yüzü görmek istemiyorum. Çocuk yüzü. Çocukların seslerine dayanamıyorum. Çocukların seslerine. Kulaklarım fena halde alıp alıp veriyor. Kulaklarım çok fena! Duyuyor musun beni, ey Tinnutus? Ey, kahrolası kulak çınlaması. Kulaklarımın içinden araba vapurları geçiyor. Nâzım Hikmet’in 1927’de Bakü’ye giderken yazdığı “Nefte Doğru” başlıklı şiirinin girişindeki şu dizelerle, onun çok sonra yazacağı Memleketimden İnsan Manzaraları kitabının istasyon sahnesi arasında bir benzerlik bulmaya çalışıyorum: “Hareket Çaldı birinci kampana Koşmalarla doldu istasyon. Çaldı ikinci kampana sarsıldı penceresinden baktığım vagon. İkinci kampana son kampana, son...” Bu güzel cümle nereden aklına geldi? “İçeri aldım kitapları üşümesinler diye.” 6 Aralık, Perşembe Demiryollarındaki grevler bitti mi, sürüyor mu hâlâ? Epeydir ipin ucunu kaçırdım. Çoktandır trenle de bir yere gitmedim. İstanbul’dan Ankara’ya, Ankara’dan İstanbul’a trenle gidip gelmenin tadına doyamadım. Otobüsler beni hep korkuttu, çok yordu, uykusuz bıraktı. Trende sabaha kadar kitap okuyabilmek, yazabilmek, bir şeyler yiyebilmek... nasıl güzeldir! Berlin’den Hamburg’a, Nürnberg’e, Frankfurt’a tirenle gittiğimde de çok rahat ettim. 230 km hız beni ne tedirgin etti, ne de başımı döndürdü. Hava ne kadar erken kararıyor! Havada kar kokusu var ama kar yok! Sucuklu kuru fasulyenin yanındaki kırmızı soğanla biber turşusu gece hiçbir sorun çıkarmadı bana. “Gergedanı unutmadım, oto portremde Guatemalalı buhurumeryemli gibi.” 7 Aralık, Cuma Hatırla Sevgili, dizisi benim üniversitedeki yıllarıma denk geliyor. 1970’de girdim fakülteye. Olaylı günlerin en yoğun olduğu yılda. Ölüm korkusu, polis dayağı, sokaklara kurulan pusular, gösterilerin “fruko”larca acımasızca dağıtılması... bir bir gözümün önünden geçiyor diziyi her seyredişimde. Dizinin oyuncuları ne kadar genç, ne kadar yetenekli. O günleri nasıl da duyarak, içten, yaşıyor gibi oynuyorlar. “Ey halkım, öldürülen onca genci unuttun mu?” diye sorasım geliyor. “Hiç adam olmayacağım, sadece yaşlanmış çocuk olacağım. Lirik şairin dağınıklığı içinde yaşıyorum, ama kafamın içinde demir parmaklık gibi gerili iki üç düşünce, bütün kanatları kırıp mıhlıyor sevincimi.” (A. Gide)
Yorumlardeniz gunal
{ 07 Ocak 2008 12:51:55 }
sevgili gultekin emre,
gunceleriniz siir tadinda. duygu dusunce dunyasi zengin olan, yasama, insanlara severek bakabilen, yaratici bir insanin yasamina, onun sectigi ayrintilarla bakabilmek cok keyifli. yaptiginiz alintilar hem sizi anlamamizi sagliyor, hem de bizim gunluk kosturmacalarla gecen yasamimiza baska diyarlardan zamanlardan soluklar getiriyor. sagolun! -ben de gide'nin gunluklerini, ve de `baku'ye gidiyorum ay balam` i okumak istiyorum. okunacak kitap listeme ekledim hemen. :-) - melbourne'dan kucak dolusu sevgiler, deniz nihat ziyalan
{ 04 Ocak 2008 13:23:27 }
HOS GELDIN
Diğer Sayfalar: 1. Ayorum`da sevdigim yazar Gultekin Emre`nin Berlin Gunceleri`ni okumak buyuk bir keyif. Siir yuklu, tazelik ufuren gunceler. eline, yuregine saglik sevgili gultekin emre. o guzelim yemek tariflerini sabirsizlikla bekliyorum guncelerinde. sydney`den dostlukla. nihat
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|