Hollanda'da Türkiye kökenli bir çocuğun Gençlik Koruma Bürosu tarafından eşcinsel bir ailenin korumasına verilmesi, Türkiye'nin itirazı ile karşılaştı. Aylardır zaten bazı politikacı ve bürokratlar Avrupa'da Türk çocuklarının hristiyan yapılmaya çalışıldığı iddiasıyla toplumu dolduruşa getiriyordu. Eşcinsel aile esprisi işin tam da tuzu-biberi oldu..
Bu olay, hepimizin bilip de yeterince ifade etmediği gerçekleri gözönüne seriyor: Türkiye’deki yetkililerin yurt dışındaki vatandaşların nasıl bir dünyada yaşadığından en ufak bir haberi yok. Bu yetmezmiş gibi, bir de eşcinsellerin ikinci sınıf vatandaş olduğunu ima edebilecekleri bir hayal dünyasında yaşıyorlar.
Bu görevlilerin yurt dışındaki ailelerin sorunlarını anlamak gibi bir çabası yok. Sadece, Türkiye’deki hükümetin muhafazakar politikaları doğrultusunda yerel tribünlere oynuyorlar.
Yabancı ülkelerde Türk çocukları böyle sorunları yaşıyorsa, bu ailelerin bulundukları çevreye uyumunun artırılması için neler yapılması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Kimse görmek istemese de, yurt dışında yaşayan Türklerin önemli bir bölümü o ülkenin sosyal koşullarından, yasalarından tamamen bihaber, geldikleri köydeki gibi yaşamaya devam ediyor.
“Bizim çocuğumuzu eşcinsele veremezsiniz” diye feveran eden bürokratlar, dış ülkelerdeki koşulları hiç bilmeyen bağnaz, muhafazakar çevreleri kışkırtmaktan başka birşey yapmıyor. Aylar önce aynı kafadaki insanların
“çocuklarımızı Hans yaptırmamalıyız!” şeklindeki komik öfkesini çizmiştik. Şimdiki durumun hiçbir farkı yok..