ABD ekonomisinde ağır borç yükünden kaynaklanan sıkıntılar, Osmanlı İmaparatorluğu'nun 1870'li yıllada yaşadığı krize benzetildi. Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Niall Ferguson, Financial Times gazetesinde yayınlandığı makalesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun 1870 yıllarındaki iflasına yol açan gelişmeleri anımsatarak, ABD'yi uyardı.
Prof. Ferguson, Financial Times gazetesinde yayınladığı “Amerika için bir Osmanlı uyarısı” başlıklı makalesinde gelecekteki tarihçilerin bu yılları, Osmanlı'nın 1870'li yıllarına benzer bir dönemeç olarak değerlendireceklerini öne sürdü.
Kırım savaşının ertesinde Osmanlı İmparatorluğu ve idaresi altındaki Mısır'ın iç ve dış borçlarının büyük boyutlara ulaştığını, borç ödemelerinin Osmanlı Imparatorluğunun bütçesinde tüm harcamaların yarıdan fazlasına tırmandığını anımsatan Ferguson, bir borç krizinin kaçınılmaz hale gelmesiyle, Osmanlı İmparatorluğunun 1875 yılında iflasını ilan ettiğini kaydetti.
Niall Ferguson, ABD’de yaşanan borç krizinin elbette ki farklı bir şekil aldığını, kamudan değil, hanelerin mortgage sorunlarından kaynaklandığını belirtirken de Eylül ayından bu yana Ortadoğu ve Doğu Asya devletlerince dört Amerikan bankasına yatırım yapıldığına işaret etti.
Bu tür sermaye girişlerinin ABD finansal hizmetleri sektöründen yabancı hükümetlerine kaynak transferi anlamına geldiğini vurgulayan Ferguson şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başka bir deyimle 1870 yıllarında olduğu gibi finansal güç dengesi kayıyor. O zaman, kayma eski doğulu imparatorluklardan
(sadece Osmanlı’dan değil, Pers ve Çin imparatorluklarından da) Batı Avrupa’ya yönelikti. Bugün ise kayma, ABD ve diğer Batılı finansman merkezlerinden Ortadoğu ve Doğu Asya’daki otokrasilere doğru gerçekleşiyor.”
Prof. Ferguson, Türkiye açısından “Borç krizinin ardından Sultanın tahttan çekildiğini ve Osmanlının Balkanlardaki konumuna öldürücü bir darbe vuran Rusya’nın askeri müdahalesinin meydana geldiğini” belirterek şöyle devam etti:
“Bugünkü finansal kaymayı, doğudaki yeni ihracat ve enerji imparatorluklarının lehindeki benzer bir jeopolitik değişimin ne kadar çabuk takip edeceği henüz belli değil. Ancak bu tarihsel benzeşme, Amerika’nın adeta bir imparatorluğu andıran Ortadoğu ve Asya’daki üs ve müttefik ağları için iyi bir işaret değil. Borçlu imparatorluklar, er ya da geç borç verenleri tatmin etmek için hisse satmaktan fazlasını yapmaya mecbur kalırlar.”