Tecavüze uğrayan kadınların yüzde 62'si 18 yaşından küçük.. İnsan Hakları Derneği Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle hazırladığı raporu yayınladı. İnsan Hakları Derneği'nin açıkladığı rapora göre, tecavüze uğrayan kadınların yüzde 62'si 18 yaşından küçük olduğu belirlendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle hazırladığı raporu yayınladı.
Raporda, fiziksel ve cinsel şiddet yaşamış kadınların yüzde 88’inin ne yakın çevresine, ne de sivil toplum örgütleriyle devlet kuruluşlarından birine başvurduğu belirtilerek “Şiddete uğrayan kadın korku, ayıplanma, olayın duyulması endişesi, namus, dedikodu gibi gerekçeler nedeniyle susuyor” denildi.
Oktay Özilhan'ın Taraf gazetesinde yer alan haberine göre; söz konusu rapor 2005-2011 yılları arasındaki kadına yönelik şiddet olaylarına yer verdi. Bu süre içinde toplam 4 bin 90 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü kaydedilen raporda bin 126 kadının öldürüldüğü, 2009’un en kanlı yıl olduğu vurgulandı. Rapora göre, 2005 yılında 167, 2006 yılında 663, 2007 yılında bin 11, 2008 yılında 806, 2010 yılında 274 ve 2011 yılında ise 143 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Tecavüz mağduru çocuklar
Rapora göre 2005-2011 yılları arasında yargıya intikal eden tecavüz vakalarının sayısı ise 3 bin 74. Aynı sürede 3 bin 320 kadın da tacize uğradığı gerekçesiyle yargıya başvurdu. Raporda tecavüz mağdurlarının yüzde 62’sinin 18 yaşından küçük, yüzde 18’inin 19-40 yaş arası, yüzde 12’sinin de 41-50 yaş arası olduğu kaydedildi. 50 yaş üzeri mağdurların oranı ise yüzde 8.
Korkudan konuşmuyorlar
Raporda bu “korkunç rakamların” bile “korkunç tabloyu” tam yansıtmadığı çünkü kadınların çeşitli nedenlerle sustuğu kaydedildi. Raporda bu suskunluk şöyle yorumlandı: “Araştırmamızın en çarpıcı sonucu ise, fiziksel ve cinsel şiddet yaşamış kadınların yüzde 88’i ne yakın çevresine, ne sivil toplum örgütüne, ne de devlet kuruluşlarından birine başvurmuştur. Bunun temel nedeninin ise, korku, ayıplanma, olayın duyulması endişesi, namus, dedikodu vb. gerekçeler olduğu görülmektedir.”
Kaynak : focushaber