|
|
İsmail Paşa'nın Kahire'de Paris yaratma düşünden frapan kartvizitlere...Kategori: Araştırma | 0 Yorum | Yazan: Aynur Çağlı | 14 Kasım 2012 05:51:12 Kahire'nin Osmanlı Valisi Hıdiv İsmail Paşa'nın Paris'e özenerek kurduğu caddede hala udlar, akordiyonlar ve dümbelekler satılıyor ama matbaacılar her tarafı istila etmiş durumda. 19. yüzyılda zenginliğin ve batılılaşmanın simgesi olan caddedeki köhne matbaalarda bugün farklı bir yaratıcılığın ve estetiğin ürünü olan gözalıcı kartvizitler basılıyor.
Kahireliler asıl adı Muhammed Ali Caddesi olan bu renkli ve gürültülü yola Müzik Caddesi diyorlar. Amerikan kültür ve tasarım dergisi Print’de Matt Hall imzasıyla yayınlanan makale, bu caddedeki cümbüşü anlatıyor. Matbaacıların ve gravürcülerin sayısı giderek artarak bu hareketli ve kalabalık caddeye yeni bir kimlik kazandırmış. Müzik dükkanları disko lambası ve disk jokey aletleri gibi modern gereksinimleri karşılayan ürünler de satıyorlar. Yine de fazla alıcı bulamıyorlar. Muhammed Ali Caddesi artık değişik bir alıcı kesimini çekiyor. Her türlü tabela, afiş, broşür ve birbirinden gösterişli kartvizitler için buraya akın eden müşterilere istedikleri ürünler aynı gün teslim ediliyor. Ne dediği anlaşılmayan İngilizce tabelalar da var. Bunlar Çin’deki İngilizce tabelalar gibi turistleri eğlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Baskıdan çıkan her kağıt parçası, tıpkı internet sayfalarından araklanmış kartvizit resimleri gibi çarpıcı bir güzelliğe sahip. Bu caddenin ilk matbaasını 150 yıl önce Osmanlı uyruklu iki Ermeni usta kurmuş. Osmanlı döneminde matbaacılık mesleğinin ustası olan Ermeniler, bu sanatı imparatorluğun bütün eyaletlerine götürmüşler. Ermeni ustalardan matbaacılığı öğrenen Araplar, bu işi hala babadan kalma yöntemlerle sürdürüyorlar. Kaba güçle çalışan baskı makineleri batıdaki teknolojinin çok gerisinde olmasına karşın gece gündüz demeden, tıkır tıkır çalışıyor. İnternet kullanımı işin grafik ve tasarım bölümünü çok kolaylaştırmış. Matbaanın bir köşesine sıkıştırılmış masaya oturan “tasarımcı, grafiker” internetteki sitelerden hoşuna giden her resmi indiriyor. Burada çalışanların “copyright” derdi yok, ne olduğunu bile bilmiyorlar. 60’lardan bir görüntüyle süper modern bir resim, ilginç bir kompoziyonla biraraya getiriliyor. Sonuç çoğunlukla başarılı. Bazılarının banal, zevksiz ve kalitesiz bulduğu bu tasarımlar doğal olarak incelmiş zevk sahiplerine ve üst tabakalara hitap etmiyor. Kaba, saçma, ucuz ve basit kartlar, sıradan müşteriyi hedefliyor. Kartvizitin üzerindeki resimler yapılan işi çok iyi anlatıyor. Renkler canlı, sloganlar akılda kalıcı, küçücük karta bir sürü fotoğraf sıkıştırılmış, birkaç yazı karekteri birarada kullanılmış. Tiplerin kimisi batılı, kimisi Arap. Ayrımcılık yok. Kadınların çoğu abartılı makjaylı ve boyalı saçlı. Eksik olan tek şey işyerinin adı ve adresi. Bu da müşteri kahvesini içerken hallediliyor. Muhammed Ali Caddesi, 19. yüzyılda Hıdiv (Osmanlı’nın Mısır Valilerine verdiği isim) İsmail Paşa tarafından kurulmuş. 1863-1879 yılları arasında valilik yapan İsmail Paşa fanatik bir batı hayranıydı. Onun zamanında Mısır, Avrupalı ve Amerikalı yatırımcılarla dolup taştı. İsmail Paşa, bugün Tahrir Meydanı olarak bilinen meydanın etrafında Paris gibi bir kent yaratmak istiyordu. Kitlesel mitinglerle tüm dünyanın tanıdığı Tahrir Meydanı’nı da o yaptırdı. Uzun yıllar İsmail Meydanı olarak bilinen alanın adını eski Mısır lideri Nasır değiştirdi. İsmail Paşa, Kahire’nin merkezinde 14. yüzyıldan kalma bir cami de dahil 700 konutu yıktırarak Avrupa tarzında binalar inşa ettirdi. Bu binaların bazıları hala ayakta duruyor. Çarpık ve çirkin yapıların arasında kaybolan bakımsız ve ihmal edilmiş binalar yakından bakıldığında hala o eski günlerin izini taşıyor. Paşa’nın Kahire’yi batılılaştırma tutkusu Mısır’ı iflasın eşiğine getirdi. Dış borçları karşılayamayınca Avrupalılara ve ABD’ye ciddi ödünler vermek zorunda kalan İsmail Paşa, büyük düşlerin peşindeydi. Süveyş Kanalı’nın gösterişli açılış törenlerinde sahnelenmek üzere İtalyan besteci Verdi’ye opera siparişi veren Paşa, İtalya’daki La Scala opera salonundan esinlenerek Kahire’ye muhteşem bir konser salonu yaptırdı. Verdi’nin oryantal temalar içeren ünlü Aida operası ilk kez burada sahnelendi. Bugün müzik dükkanlarıyla matbaaların doldurduğu Muhammed Ali Caddesi, Türk Paşa’nın düşlediği batılı görünümden çok ama çok uzak... Görkemli geçmişini gerilerde bırakan, giderek aşırı islamın etkisi altına giren, kalabalık ve karmaşık Mısır’ın bugünkü gerçeğini yansıtıyor. Ancak devasa piramitlerle ölümsüzleşen, batılının hayal dünyasını olduğu kadar müzelerini de süsleyen binlerce yıllık kültürel zenginliğin izlerini Mısır’a önyargısız bakan herkes görüyor.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|