|
|
Eyvah!!! Yeni bir "HAYATA DÖNÜŞ" daha mı geliyor?Kategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 01 Kasım 2012 19:55:32 Başbakan Erdoğan açlık grevine müdalale sinyali... Moldova Başbakanı ile düzenlediği basın toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan BDP'liler için gelen fezlekeler ve açlık grevleri için önemli açıklamalarda bulundu... Başbakan Erdoğan, Moldova Başbakanı ile düzenlediği basın toplantısında tartışma konusu olacak açıklamalarda bulundu. Cezaevlerinde devam eden açlık grevleri için müdahale sinyali veren Erdoğan, BDP'li milletvekillerini hedef alan ve Meclis'e gelen fezlekeler için de "gereğini yaparız" dedi.
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "eylemlerimiz radikalleşecek" yönündeki açıklamasına tepki gösteren Erdoğan "Radikalleşeceksin de ne yapacaksın? Atacağın her türlü adımın karşılığını aynı şeklide bulacaksın" dedi. 70'e yakın cezevinde 700'e yakın tutuklu ve hükümlünün devam ettirdiği açlık grevleri için de açıklamalar yapan Erdoğan, "Açlık grevleri konusunda Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı her türlü tedbiri almıştır. Ölüm orucu ile ilgili olarak da O bitmiştir. Öyle bir şey yok şu anda'' dedi. "Ben artık BDP'den gelen açıklamaları anlamıyorum çünkü adeta bölücü terör örgütünün bir uzantısı gibi konuşuyorlar. Eylemlerin radikalleşeceğini söyleyen kişiler şu anda zaten çocuklarımızın okuduğu okulları bile tehtid eder hale gelmiş durumdalar. Hakkari'de üniversite açıyorsunuz ama bunlar orayı yakacak kadar insanlıktan nasibini almamış tiplerdir. Radikalleşeceksin de ne yapacaksın? Atacağın her türlü adımın karşılığını aynı şeklide bulacaksın. TBMM'de ya siyaset yaparsın ya da Kandil'e çıkarsın. Fezleke önümüze geldiğinde içeriğine bakar, gereğini yaparız. Çünkü bizdemokratik parlementer sistemin kurallarına göre çalışırız. İnsani olmayan her tavıra gereği neyse o şekilde cevap veriririz. Açlık grevleri konusunda da sağlık ve adalet bakanlıklarımız her türlü tedbiri almıştır. Ölüm orucuyla alakalı olarak da o bitmiştir, öyle bir şey yoktur. Açlık grevlerini teşvik edenlerin de kuzu kebap partilerinde günlerini tüketmeye devam ediyorlar." Cezaevlerinde süren açlık grevleri ile ilgili Yaşar Kemal basın toplantısında konuştu. Kemal açlık grevlerinden hükümeti sorumlu tuttu... Cezaevlerinde süren açlık grevleri ile ilgili Yaşar Kemal çarpıcı açıklamalarda bulundu. Görüşlerini kamuoyuyla sıkça paylaşmayan Yaşar Kemal sessizliğini cezaevlerinde açlık grevi yapanlar için bozdu. Kemal, "bugün açlık grevleri tutanların oğulları, babaları da bu mücadelede taraf olacak, bir nesli yok edecekler" dedi. Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Murathan Mungan, Prof. Dr. Özdemir Aktan, Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ve Gençay Gürsoy'un da aralarında bulunduğu aydınlar, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin basın toplansı düzenledi. Toplantıya, eşi Ayşe Semiha Baban ile gelen Yaşar Kemal, burada yaptığı konuşmada, daha önce yaşanan açlık grevlerini hatırlatarak, "Daha önceki açlık grevlerinde tüm yetkililer ve hükümet sorumluydu. Bu sefer de sorumlular. Bugün açlık grevleri tutanların oğulları, babaları da bu mücadelede taraf olacak, bir nesli yok edecekler" dedi. Daha uzun planlandığı konuşmasını burada noktalayan Yaşar Kemal konuşmasının geriye kalan bölümünü eşi aracılığıyla habercilerle paylaştı. Yazılı metinde şu ifadeler yer alıyor. "Bir insanın açlıktan ölümünü izlemek acıların en büyüğüdür. Bu, insalığa hiç bir zaman yakışmaz. Bugün insanların ölüm pahasına talep ettikleri demokrasiler de, insan haklarının içindedir. Çözümü mümkünken, ölümler engellenmezse vebali iktidarın, muhalefetin, medyanın ve hepmizin olacaktır. Barış, bu ülkede herkesin özlemi ve hakkıdır. Barışın önüne yeni engeller konulmasına karşı çıkmak, barışın önünü açmak, hepimizin işi olmalıdır. Bunun için içtenlikle uğraşan herkese şükran duyarım." Zülfü Livaneli de, bu toplantının yapıldığı süre içinde bile insanlar ölüme yaklaştıklarını dile getirdi: Olayı rakam olarak görmek çok farklı ama işte biz arkadaşlarımla birlikte gördük. 1996'da cezaevinde ölmüş bir gencin başında bekleyenleri gördük, ölmek üzere olanları gördük. Bu benim hala rüyalarıma girer, karabasan gibi çıkmaz. Biz, hangi görüşten olursa olsun insan hayatı diyoruz. Fakat bunun muhatabı bence ölüm oruçlarına yatanlar değil, onlarla konuşarak, bir şey çözüleceğini zannetmiyorum. Bırakın demek de yol değil. Çünkü, biz diyoruz ki, insan hayatı en yüce değerdir. O diyor ki, benim davam benim hayatımdan daha önemlidir. Bu çok temel bir farklılıktır. O bakımdan bizim buradaki muhatabımız hükümettir, daha doğrusu Türkiye'de hükümet demek olan Başbakandır. Söylem çok önemli bir şey Türkiye'de. İnsanların onurlarına, haysiyetlerine, şereflerine seslenmek ayrı, bu kavramlarla oynamak ayrı. İki somut talep olduğunu ve bu taleplerin zaten hükümetin gündemindeki konular olduğunu söyleyen Livaneli, "Peki bu iki temel konuya evet diyorsanız, Adalet Bakanı çıkıp, 'Sesiniz duyulmuştur, tamam biz gerekeni yapacağız' diyorsa, arkasından Sayın Başbakan'ın 'Tamam bu konular çözülebilir, dileğimiz bir an önce bırakmalarıdır' demek yerine kuzu-kebap edebiyatına sarılması." Livaneli, Başbakan Erdoğan'a da seslenerek, "Lütfen bu üslubu değiştirin, zaten kabul etmiş olduğunuz şartları, bunu bir yenilgi gibi de görmeyin, demokratik toplumlarda talepler vardır, iktidarı elinde tutan insan mutlak hakim değildir, lütfen taleplere kulak verin, üslubu da değiştirin. Çünkü Başbakan'dan sonra bunu çözebilecek hiç kimse yoktur. Bu da şu demektir, ölümlerden de Başbakan sorumludur" diye konuştu.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|