Avrupa ülkelerinin parlamentolarına Türkiye kökenli adaylar seçildikçe, İstanbul medyasında övgü dolu başlıkları hep görüyoruz. Batı ülkelerinde genellikle ikinci sınıf bir dünyada büyüyen göçmen çocuklarının bu tür başarıları hepimizin göğsünü kabartıyor.
Avustralya’nın Victoria Eyaletinde de önümüzdeki ay belediye seçimleri yapılacak ve pek çok Türkiye kökenli aday yarışacak. Ancak daha önceki pek çok seçimde olduğu gibi, yine bu adayların bizi, yani buradaki “Türk toplumunu temsil edeceği” şeklindeki algılamanın yaygın olduğunu görüyoruz.
Oysa bu ülkede kimse Türk toplumunu temsil etmek için parlamentoya girmiyor, giremez. Onların temsil edeceği grup sadece kendi seçim bölgelerindeki seçmenlerdir. Ancak Türkiye kökenli adaylarla ilgili bu gerçek dışı beklentiler, herkesin işine yarıyor. Partilere çarşaf delege toplama işi, böyle bir hamaset pompalanmadan yapılamıyor.
Bazı adaylarımız kendilerini Türkçe dilinde tanıtırken, “Türk toplumunun adayı” gibi ifadeleri habire ağızlarından kaçırıyorlar. Ne de olsa İngilizce konuşurken “Turkish community’s candidate” denilmesi, yasalar gereği mümkün değil