A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Latin Amerika'da Askerî, Sivil Darbeler

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Korkut Boratav | 30 Temmuz 2012 07:39:03

Elbette dış dünyaya baktığımızda Arap coğrafyası üzerinde odaklanmaktayız. Örneğin Suriye'ye dönük emperyalist bir saldırıda AKP iktidarının taşeronluk işlevine soyunması öncelikli konumuzdur. Yine de, arada bir Orta Doğu'nun, Avrupa'nın ötesine gitmekte büyük yarar var. Özellikle Güney Amerika'yı yakından izlemeyi sürdürmemiz gerekiyor. Zira, tüm dünyada "sola salınma zamanı" oralarda başladı.

Yeni yüzyılla birlikte, Latin Amerika’da güçlenen sol rüzgâr, bir yandan ülkelerin özgün renklerini taşıdı; bir yandan da geleneksel sınıf mücadelelerinin birikimlerini yansıttı. Öyle ki, 2012’ye geldiğimizde, (Küba’nın yanı sıra) Venezuela, Bolivya, Ekvator, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Nikaragua, Peru ve El Salvador’u (en yakın iktidar alternatiflerine göre) emekten yana ve emperyalizme karşı tavır alan liderler, partiler yönetmektedir. İlk üçü, “21. yüzyıl sosyalizmi” hedefini benimsemiş görünüyor. Bazen “pembe dalga” diye adlandırılan ve sosyal demokrat, reformist çizgiler izleyen diğerlerinde de bağımsızlıkçı eğilimler egemendir. ABD’yi dışlayan Güney Amerika Ülkeleri Birliği’nin (UNASUR’un) 2008’de kurulması bu bakımdan anlamlıdır.

Bu dönüşüm kolay olmadı. Latin Amerika’nın egemen sınıfları çok güçlüdür. Güçlerinin kaynağında, solu insafsızca ezen askeri rejimlerin mirası ve Amerikan emperyalizminin katkıları yer almıştır. Halk sınıflarının mücadeleleri ve solun yükselmesi, iki büyük ülkede, Arjantin ve Brezilya’da, emek ile sermaye arasında stratejik bir uzlaşmanın (en azından şimdilik) gerçekleşmesine yol açtı. Sol’un yükseldiği diğer ülkelerde ise, ekonomiye egemen olan sınıflar, iki yüzyıla yaklaşan bir süre içinde oluşmuş, yerleşmiş toplumsal ayrıcalıklarını ödünsüz koruyabilmenin mücadelesini ısrarla sürdürmekte; direnmektedir.

Emperyalistlerin doğrudan katkısıyla gerçekleştirilen askerî darbeler, oligarşilerin hegemonyasını koruyabilmenin geleneksel yöntemidir. 20. yüzyılın büyük bölümüne damgasını vuran bu yöntem henüz tarihe karışmamıştır.

Hatırlatalım: 2002’de Chavez’e karşı ABD’nin açık desteğiyle darbe girişimi, geniş halk direnmesi sonunda başarısız oldu. 2004’te Amerikalılar, Haiti Başkanı Aristide’i derdest ederek Afrika’ya “postaladılar”. 2009’da Honduras’ın solcu Başkanı Manuel Zelaya askeri bir darbeyle görevden alındı; ülke dışına sürüldü. ABD Yönetimi, darbeyi “lâfzen” eleştirdi; ancak, tüm muhalefetin boykot ettiği seçimler sonunda Porfirio Lobo’nun Başkanlığa seçilmesini, “demokrasiye ve ulusal barışa dönüş” olarak değerlendirdi. Gerçekte ise Lobo, darbe ile oluşan baskıcı rejimi südürmektedir ve Honduras, paramiliter sağcı çetelerin katkılarıyla dünyada cinayet oranları bakımından birinci sıraya yerleşmiştir. Ekvator’un solcu Başkanı Correa’ya karşı, 2010’da polis birlikleri bir darbe girişimine kalkıştılar; başarısız oldular.

***

Sonuncu “darbe” ise bir ay önce Paraguay’da gerçekleşti. Ne var ki, bu sefer açık-seçik bir sivil darbe söz konusudur. Arka planına, evveliyatına bakalım:

Topraksız köylüler tarafından, “yoksulların papazı”, düşmanlarınca “kızıl piskopos” diye adlandırılan Fernando Lugo, 2008’de açık farkla Paraguay Başkanı seçilir. Bu, bir anlamda siyasi bir devrimdir; zira, bir buçuk yüzyıl boyunca Paraguay’ın kaderini belirleyen oligarşi ve 1947’den beri (askeri rejimler dahil) kesintisiz ülkeyi yöneten Colorado Partisi, ilk kez iktidar dışına itiliyordu. Bu uzun “karanlık çağ”ın en ağır dönemi, 1954-1989 yıllarında ülkeyi yöneten (ve sonunda kendisi de bir darbeyle uzaklaştırılan) Alfredo Stroessner’in dikta rejimidir.

Bu hâkimiyetin başlıca kurbanları, topraksız, yoksul Paraguay köylüleridir. Bağımsızlığı izleyen elli yıl içinde, tarımda küçük köylü işletmeciliği yaygındı. Sonraki dönemlere damgasını vuran oligarşik yönetimler köylülere ait tarımsal araziyi sistematik olarak büyük sermayeye, giderek yabancı şirketlere peşkeş çekti. Gustavo Torres, Benjamin Dangl’in ve Federico Fuentes’in yazdıklarına göre, (Latinamerica Press, AlterNet ve Global Research, 11 Mayıs ve 18 Temmuz) Lugo iktidara geldiğinde, toprak sahiplerinin yüzde 2’si, tarımsal toprakların yüzde 80/85’ini denetlemektedir. 300.000 campesino ailesi topraksızdır; 260.000 köylü ikiyüz dönümden küçük toprakları işlemektedir. Daha da çarpıcısı, Monsanto, Syngenta, Dupont, Cargill gibi kötü şöhretli çokuluslu şirketler, mafyatik Brezilyalı çiftçilerin de katkılarıyla, Paraguay kırsalını soya ağırlıklı bir mono-kültür tarıma dönüştürmektedir. Geçimlik hububat üretimini bir hayat tarzı olarak kuşaktan kuşağa sürdüren Paraguay köylüleri, topraksızlaşma dışında, soya plantasyonlarının yol açtığı ağır bir çevre kirliliği ile de başetmek zorunda kalmışlardır.

Lugo bu sınıfsal tabana dayanarak; onların özlemlerinin sözcüsü olarak seçildi. Ne var ki, etkili bir parti örgütlenmesinden yoksundu. Partisi (AC) parlamentoya sadece iki temsilci sokabildi. Paraguay solu, zayıf ve dağınıktır. Lugo seçilebilmek için oligarşinin yedek takımını oluşturan Liberal Parti’den Franco’yu Başkan Yardımcısı gösterdi ve aynı partinin parlamento desteğine sığındı.

Oligarşi partilerinin baskısı, Lugo’nun toprak reformuna yönelmesini engelliyordu; sadece toprak dağılımındaki eşitsizliği ortaya koyan bir toprak sayımı yapılabildi. Yabancı şirketlerle gerilimlere yol açan adımlar atıldı. Parasız bir sağlık sistemine geçiş başlatıldı. Bunlar, Colorado/Liberal oligarşisini harekete geçirmek için yeterli oldu. Colorado Senatörü Riquelmo’nun çiftliğinde köylülerle güvenlik güçleri arasında patlak veren (ve Başkan’ın hiçbir katkısı olmayan) bir çatışma bahane edildi; hukuk normları çiğnendi ve Parlamento iki gün içinde Lugo’yu görevden uzaklaştırdı. Başkanlık koltuğuna da Başkan Yardımcısı Franco’yu oturdu.

Operasyon, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından, “anayasal kurallar çiğnenmemiştir” gerekçesiyle meşru görüldü. Latin Amerika’nın solcu hükümetleri ise, olaya gerçek adını koydular: Sivil darbe... Darbeci yönetimin UNASUR üyeliği askıya alındı. Paraguay, dört ülkeden oluşan Güney Ortak Pazarı’ndan (MERCOSUR’dan), Brezilya, Arjantin ve Uruguay’ın oylarıyla ihraç edildi ve Venezuela’nın daha önce Paraguay parlamentosu tarafından engellenen MERCOSUR üyeliği kesinleşti.

Bana öyle geliyor ki, Paraguay’daki sivil darbe, Latin Amerika’daki sol rüzgârın önünü kesemeyecek; tam aksine, ABD’nin bölgesel hegemonyasının daha da aşınmasına katkı yapacaktır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?
Ayaktayız
YÜRÜYÜŞ SÜRÜYOR
'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…

Trump üçüncü kez başkan olabilir mi?
CHP İmamoğlu ve erken seçim için imza kampanyası başlattı
ABD'de ulusal güvenlik skandalı ile gündeme gelen Signal nedir?
CHP neden boykot çağrısı yaptı?
Gazze Krizi: İnsan Hakları Analizi ve Ablukanın Sonuçları

Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”
Canberra yenilenebilir enerjiye geçişi nasıl başardı?
Türkiye işçiler için bir cehennem

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

ZAMANI VAR
TASARRUF
DUR YOLCU
EMRİ HAK VAKİ
Hatalar Zinciri

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git