"Devlet, dini kurallara dayandırılamaz" ifadesi anayasadan çıkarılıyor. Anayasada bulunan, "Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz" ibaresi kaldırılıyor
AKP, anayasanın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı madde önerisine ilişkin istediği değişiklikleri TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerine sundu. Anayasada yer alan “devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” fıkrasına ise yeni yasada yer verilmedi.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, AKP, yeni anayasada devletin dini kurallarla yönetilemeyeceği ibaresini istemiyor. AKP’nin önerisinde mevcut anayasada aynı maddede yer alan ibadet, dini ayin ve törenlerin Cumhuriyetin nitelikleri, devletin bölünmez bütünlüğünü koruma altına alan 14. maddesine aykırı olmama hükmüne yer vermedi.
AKP’nin önerisi
AKP’nin önerdiği din, vicdan ve inanç özgürlüğü maddesi ise şöyle:
“(1) Herkes din, vicdan ve inanç hürriyetine sahiptir. Bu hak, tek başına veya topluca, açık vaya kapalı olarak ibadet, eğitim, öğretim, uygulama ve tören yapmak suretiyle dinini veya inancını yaşama, açıklama, din ve inancını değiştirebilme hürriyetini de içerir. (2) Kimse ibadete, dini uygulama ve törenlere katılmaya, dini inanç ve düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz ya da bunları yapmaktan men edilemez. Dini inanç, düşünce, kanaatlerinden ve inancının gereklerini yerine getirmekten ya da getirmemekten dolayı kınanamaz, suçlanamaz ve farklı bir muameleye tabi tutulamaz. (3) Devlet, eğitim ve öğretim alanındaki görevlerini yerine getirirken, eğitim ve öğretimin ana ve babanın dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına riayet eder. Din kültürü ve ahlak öğretimi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Din eğitimi ve öğretimi kişilerin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır.”
Böylesi daha samimi değil mi? uygulamada zaten bu şekilde. Fetvalarla yönetilen bir ülke . Anayasada yazsa ne yazmasa ne ! Hakimler bile fetva alır duruma geldiyse; yasayı da değiştirmek gayet normal.