Türkiye'den endüstrileşmiş ülkelere gitmiş insanlarımızın yaşadığı pek çok sorununun temelinde, o ülkeye uyum sağlamada çektiği sıkıntılar yatıyor. Uyumun önündeki en önemli engel ise, bağnazların yarattığı "asimilasyon" öcüsü. "Aman ha asimile olmayalım" diye sürdürülen korkutma kampanyası.
Dini ve öteki muhafazakar çevreler, toplum üzerindeki etkilerini sağlamlaştırmak adına, bu baskıyı hep sürdürdüler. Özellikle kadın ve çocuklara uygulanan tahakküm, anavatandan getirdiğimiz değerlerimizi kaybetmemek adına yapıldı.
Oysa düzgün eğitim almış, sosyal ilişkilerinde dengeli ve topluma entegre olmuş bir göçmen, normal koşullarda anavatanından getirdiği değerleri kaybetmez. İçinde yaşadığı ülkeden edindikleriyle de, kendisini daha da zenginleştirir.
Etrafından hiçbir şey öğrenmeye niyeti olmayan ise, bir yandan çevresine yabancılaşırken, bir yandan da “hiç olmazsa benliğimizi kaybetmedik” gibi bir yanılgıyla oyalanır.
Diaspora Türkleri için asıl tehlikeyi asimilasyon değil, ona karşı sürdürülen bu abartılı korkutma kampanyası oluşturuyor.
Ellerine ve AMASIZ , FAKATSIZ, berrak dusuncelerine saglik.