A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

2012'de emek dünyası

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Korkut Boratav | 13 Mayıs 2012 15:43:57

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2012 raporunu, World of Work ("Emek Dünyası") başlığı altında yayımladı. ILO Başkanı Raymınd Torres, rapora bir Önsöz yazmış; temel bulguları dört başlık altın toplamış; böylece ILO ile uluslararası sermaye çevreleri, IMF ve AB arasındaki önemli farklılıkları ortaya koymuş. Biz de Torres'in savlarından hareket edelim ve ILO'nun 2012'de dünyaya bakışını gözden geçirelim.

1. “İstihdam Avrupa’da bozuluyor; diğer ülkelerin çoğunda da düzelmiyor.”

ILO ekonomilerin durumunu, (örneğin IMF’nin yaptığı gibi) finansal istikrar, enflasyon ve kamu dengelerine bakarak değil, istihdam, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımı üzerinde odaklaşarak değerlendiriyor.

İstihdam/işsizlik, 2012 Emek Dünyası’nın da ana konusudur. Dünyada, çalışma yaşındaki nüfus içinde iş bulan insanların oranı 2008 ile 2011 arasında yüzde 61.2’den, yüzde 60.3’e düşmüştür. Bu gerileme, 50 milyon insanın, çalışma olanaklarından yoksun kalması anlamına gelmektedir. İstihdamdaki daralma, işsizliğin artışı Batı ekonomilerinde, öncelikle Avrupa’da yoğunlaşmıştır. Tek anlamlı istisna Almanya’dır.

Dünya ekonomisinde öngörülen büyüme, çalışma yaşına gelen insanların sadece bir bölümüne istihdam olanağı yaratmaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki bir-iki yıl içinde çalışmaktan yoksun kalan insanların sayısı 80 milyona çıkacaktır. ILO’ya göre, dünya ekonomisinin temel bozukluğu buradadır.

2. “Dünyada işsizlik, artık, yeni ve yapısal bir aşamaya gelmiş durumdadır.”

Daha da kötüsü, 2012 Emek Dünyası’na ¬ göre, işgücü piyasalarındaki bozulmalar yapısal, yani kalıcı özellikler kazanmaktadır. Bu, “istihdam edilemez” duruma gelen insanların (sayı ve oran olarak) giderek artması anlamına gelmektedir. Ekonomilerin canlanması, bunlara iş kapısını açamayacaktır. Böylece, sürekli olarak işgücü piyasalarının dışına atılmış bir grup insan oluşmaktadır.

Dahası, artan oranda emekçi istikrarsız, güvencesiz koşullarda çalışmaktadır. Batı ekonomilerinde yarım zamanlı, geçici, istikrarsız işlerin oranı artmaktadır. Tek önemli istisna, bir kez daha Almanya’dır.

3. “Bu bozulmanın ardında, öncelikle Avrupa’nın sürüklendiği, giderek başka ülkelere de yayılan kemer sıkma tuzağı yatmaktadır.”

ILO Raporu, işsizlik oranlarındaki artışlar ile yatırımlardaki aşınma arasında yakın bir bağ olduğunu belirliyor. Batı ekonomilerinde yatırım oranları kriz öncesinin ortalamasına göre yüzde 21 oranında gerilemiştir. İşsizlik artışları da bu olguya refakat etmiştir. 2007-2011 arasında milli gelirde yatırım oranlarını artıran ülkeler ise Asya’da yoğunlaşmıştır ve hepsinde işsizlik oranları aşağı çekilmiştir.

Bu olgunun, özellikle son iki yılda bütçelerde ısrarlı kemer sıkma politikaları ile birlikte gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Burjuva iktisadının ana savlarından birine göre, kamu giderleri, özel sektörün yatırım harcamalarına rakiptir. ILO, bu savın yanlışlığını, Batı ekonomilerine bakarak gösteriyor: AB ve ABD’de kamu harcamaları ısrarla daraltılırken özel yatırımlar da gerilemiştir. Kemer sıkma politikalarının temel nedeni ise bu yanlış iktisat anlayışından çok, “finansal piyasalara” teslimiyette aranmalıdır. ILO Raporu’na göre, “bütçe açıklarını daraltmak, finansal piyasaları sâkinleştirmek, bu piyasalardaki olumsuz tepkileri önlemek için izlenmektedir.”

Peki parasal genişlemenin sonuçları? 2012 Emek Dünyası, bu konuda da açık tavır koyuyor: “Yatırım yaparak istihdam yaratabilecek firmalar kredilere ulaşamazken, dev kuruluşların elinde biriken ölü fonlar rekor düzeylere çıkmıştır.”

Kısacası, bütçelerde kemer sıkma ile aşırı likidite genişlemesi, Batı ekonomilerindeki durgunlaşmaya ve istihdamda bozulmaya belirleyici katkılar yapmıştır.

4. Alternatif vardır: (a) İstihdamı destekleyen politikaların ekonominin bütününü de olumlu etkilediği algılanmalı; (b) finans, iktisat politikalarını yönlendirmemeli.

Son günlerde, bazı sermaye çevreleri yeni bir yâve ortaya attı: “Kemer sıkma politikaları, büyümeyi hedefleyen önlemlerle desteklenmelidir...”

Bunlara sorunuz: “Büyümeye dönük önlemler nedir?”. Önce “yapısal reformlar” klişesi karşınıza çıkar. Tekrar sorarsanız, her derde deva bir başka klişeyle karşılaşırsınız: “İşgücü piyasalarını esnekleştirin...”

ILO bu yaygın neoliberal saplantıyı titizlikle araştırıyor ve yanlışlığını ortaya koyuyor. Özetleyelim: “Kemer sıkma ile birlikte işgücü piyasalarında kuralsızlaştırmayı en fazla uygulayan ülkelerde büyüme ve istihdam göstergelerinin bozulması süregelmiştir. İşgücü piyasalarında reform ile istihdam düzeyleri arasında açık bir ilişki yoktur. İlginçtir ki, ülkelerin çoğunluğunda istihdama ilişkin yeterli [koruyucu] düzenlemeler ile istihdam düzeyi arasında olumlu bir bağlantı vardır.”

Rapor, alternatif arayışlarında, finansal piyasalara bağımlılığa son verilmesine önem veriyor. “Reel ekonomi ile finansal sektör arasındaki uyumsuzluk, ulusal istihdam [öncelikleri] dikkate alınarak giderilmelidir”. Buradaki ihtiyatlı ifadelerle karşılaştırılırsa, ILO’nun 2009 (Bölüm 2) ve 2011 (Bölüm 3) raporları, çok daha açık ve sert finans kapital eleştirileri içermekteydi. Bunlarda 2008 krizinin temel belirleyicisi olarak metropol ekonomilerindeki aşırı finansallaşma vurgulanmakta ve finansal balonların, reel ekonomiye dönük kaynakları (kârları) erittiği; metropolde ve çevrede emeğin milli gelirden paylarındaki aşınmaya katkı yaptığı belirlenmekteydi.

***

ILO’nun uluslararası krizden sonra yayımladığı raporlar, Batı ekonomilerine, Keynes’gil iktisadın sol kanadının gözlükleriyle (ana hatlarıyla sosyal-demokrat bir perspektifle) bakmaktadır. Çevre ekonomileri söz konusu olduğunda, bağımlılık okulunun bakış açıları ile kalkınmacı politika reçetelerinin izleri gözlenmektedir.

Bu yaklaşımlar sayesinde ILO, dünya ekonomisinin işleyiş biçimlerine ciddi eleştiriler yöneltmekte; önemli bulgular getirmektedir. Emek, sermaye, devlet saçayağı üzerine kurulu bir uluslararası örgüt olduğu için, kapitalizmin ve emperyalizmin temel parametrelerini elbette sorgulamadan... Biz de hoşgörüyle, “o kadar kusur, kadı kızında da olur” demeliyiz.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git