|
Bir senfoninin resmiKategori: Unutulmayan Yapıtlar | 1 Yorum | Yazan: Onur Ayangil | 17 Mart 2012 14:42:23 1902 yılında Avusturyalı ressam Gustav Klimt en önemli yapıtlarından birine imza attı: "Beethoven frizi(1)". Beethoven'in ünlü 9. Senfonisinin Richard Wagner tarafından yorumlanması onuruna, Viyana Secession Sergi Binasında tümüyle Ludvig van Beethoven'e adanan 14 üncü sergi için, bu binanın giriş holüne yerleştirilen toplam 34.14 metre boyundaki bir frizdi bu. Ünlü besteciyi ve onun Wagner tarafından yorumlanmasını ölümsüzleştiren bu friz üç duvarı süslemekteydi.
Frizin yapımı için kazein boya, stüko(2) ve yaldız kullanılmıştı. Serginin açılışında, sergi sonunda frizin kaldırılması planlanmıştı. Ancak 1903 yılında bir koleksiyoncu tarafından satın alınan friz 7 parça halinde sökülüp, götürüldü. 1973 yılında, Avusturya devletinin böylesi değerli bir yapıtı ulusallaştırmaya karar vermesiyle, yapıt satın alındı ve Secession binasında düzenlenen bir özel odada, 1986 yılında, yeniden halka sunuldu. Şimdi, sanatseverler tarafından güç algılanan, içerdiği sembolizmaların çözümlenmesinin zorluk yarattığı, bu nedenle de Klimt’in en zor anlaşılır yapıtı kabul edilen Beethoven Frizi’ni, 9. Senfoni paralelinde yorumlamaya çalışalım. 1. DUVAR - Bu duvarı süsleyen frizin boyu 13.92 metredir. İnsanın madde dünyası, onun sık sık acılarla, felaketlerle, hastalıklarla karşılaşmasına yol açmaktadır. Tüm bunlarsa kişileri mutsuzluğa götürmektedir. Mutsuz kişinin doğal olarak en büyük hayali, mutluluk özlemidir. Frizde mutluluk arzusunu ve açlığını görüyoruz. Bu frizde acı içinde kıvranan insanların kendinden daha güçlü varsaydığı, zırh kuşanmış şövalyeye başvuruşu betimlenmiş. Diz çökmüş çıplak çift ve onların arkasında ayakta duran kız, acılarına çare bulması dileklerini şövalyeye iletiyor ve adeta ona yalvarıyorlar. Şövalyenin arkasındaki kadınlar şövalyenin mutluluğu yakalaması ve dağıtması için gerekli motivasyonu sağlayacak Şefkat ve İhtiras’ı simgelemekte. Başlar üzerinde yüzer gibi süzülüp giden kadınlar ise mutluluk arzusunu, mutluluk yönündeki göçü simgeliyor. Senfoninin ilk bölümünde (Allegro ma non troppo ma un poco maestoso) çalgıların duraksamalı ya da koşarcasına akışları, acı çeken ruhun mutluluğu elde etme yolunda verdiği mücadeleyi anlatmayı amaçlamaktadır. Ama tüm çabalara karşın mutluluğun yakalanamadığını ve utkunun ele geçirilemediğini görüyoruz. 2. DUVAR – Senfoninin 2nci ve 3üncü bölümlerini anlatan bu frizin boyu 6.30 metredir. Bu frizde karşıt güçleri görüyoruz. En dikkat çekici figür, goril görüntüsünü andıran dev Typhoeus. Onun sol tarafında, kızları Üç Gorgonlar. Üç Gorgonlar gözgöze geldikleri kişileri taşa çeviren yılan saçlı kadınlardır. Onların yukarısında hastalık, çılgınlık ve ölümü simgeleyen üç kadın yer almakta. Typheus’un sağında ise, Şehvet, Sefahat ve Taşkınlığı simgeleyen diğer üç kadın görülüyor. Daha sağda ise, insanı kıvrandıran acının somutlaşmasına tanık oluyoruz. Senfoninin 2inci bölümü (Scherzo). Bu bölümün başındaki şiddet, gizemli bir içeriği açığa çıkarmaktadır. Typhoeus’un gücünden kaynaklanan bu şiddet tüm bölüm boyunca da gitgide güçlenecektir. İniş ve çıkışlarla, yitip tekrar ortya çıkışlarla sürer gider bu bölüm. 3üncü bölüm ise (Adagio molto e cantabile) nefesli sazların hıçkırıklarıyla başlar. İllet dolu bir yaşamın acısıyla insansı günahların vebali parlak nağmeleri kedere ve ilenmeye dönüştürmektedir bu bölümde. 3. DUVAR – Senfoninin 4üncü bölümüne denk gelen bu frizin boyu 13.92 metredir. Bu frizde mutluluğa olan özlemin şiirle giderildiğine tanık oluyoruz. Zira mutluluk arayışındaki uçarcasına süzülen kadınlar lir çalmakta olan bir kadına ulaşmışlardır. Lirden dökülen ezgiler bizi şiire götürecektir. Frizde kısa bir boşluğun ardından güzel sanatların 5 kolunu simgeleyen 5 güzel kadını görüyoruz. Bu kadınlar saf neşeyi, saf mutluluğu ve saf aşkı anlatıyor. Friz cennette şarkı söyleyen melekler korosuyla sürüyor. Neşeyi haykıran coşkunun şarkısıdır bu : “Neşe! / Neşe! Tanrılara özgü güzel kıvılcım. / Elysium’un kızı. / Biz esrimiş ruhlar, / Senin şanlı tapınağına giriyoruz. / Erdemin birleştirmekte, / Yaşamımızın pisi pisine dağıttığını. / Tüm insanlar kardeş oluyor, / Huzur veren kanatlarının altında.” Öpüşen çift betimlemesiyle mutluluğun yakalanması teması son buluyor. Senfoninin 4üncü bölümünde (Andante moderato espressivo) aranan huzurun şiirsellikte ve ezgide yattığı anlatılmaya çalışılıyor. Bu bölüm, bir önceki bölümle tam bir tezat oluşturmakta. Dinleyen daha ilk ölçülerde bile bölüme egemen olan duygu ağırlığını sezinlemekte. Dönüşümlü andante ve adagio’lardan sonra büyük bir heyecan kasırgasının sergilendiği presto bölümü başlar. Bir başkaldırıyı anımsatan bu kasırganın ardından viyolonseller ve kontrbaslar, içine düşülen bu karmaşadan kurtuluşun insanda, insan sesinde olduğunun ilk müjdesini verirler. Az sonra presto’nun tekrar gürlediği işitilir. Birkaç ölçülük bir sükutun ardından baritonun güçlü sesi sarsar bizi: “Ey dostlar, olmaz bu seslerle…”. Çok geçmeden de koro Schiller’in, yukarıda sözlerinin bir bölümünü verdiğimiz Neşeye Övgü şarkısına başlar. Bir süre sonra, bir duruşun ardından “Şen, şuh, tıpkı gökte uçan güneşler gibi, /Neşeyle yürüyün siz, /Muhteşem göklerde uçan güneşler gibi. / Durmadan yol alın sizler, / Durmadan yol alın kardeşler…” dizeleri yürekleri titretir. Bölüm, frizdeki öpüşen çiftin coşkusunu hatırlatırcasına prestissimo ile neşenin doruklarına ulaşarak son bulur. Bu anlatı burada sona eriyor. Hepinize yüreklerinizde mutluluğun huzuru ile neşe dolu günler diliyorum. Esen kalın… (1) FRİZ = Klasik mimarlıkta, sütunları birbirine bağlayan ve sütun başlıklarına oturan saçaklık kirişinin, süslemelerin ya da kabartmaların yapıldığı üst bölümüne bu ad verilir. Bu kirişin alt bölümüne ise ARŞİTRAV denmektedir. (2) STÜKO = Tutkalla karıştırılmış alçı ve mermer tozundan oluşmuş levha ya da sıva. Friz resimleri genelde bu tür sıva ya da levhaların üstüne uygulanırdı.
YorumlarErol Akçam
{ 25 Mart 2012 05:55:22 }
Çok doyurucu ve detaylı yorum için elinize, dilinize, ... , sağlık Temenniniz için ise; Dileriz oyle olsun...
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|