İşçi Partisi'nin zaferi, ilk kez ülkedeki federal, eyalet ve bölge hükümetlerinin tamamında kontrolü ele geçirmesi anlamına geliyor.

Liberal Parti lideri Başbakan John Howard kendi sandalyesini de kaybetti. Seçim bölgesinde İşçi Partisi adayı kazandı.

Howard, bu seçim ile iktidarda beşinci bir dönem geçirmeyi hedefliyordu. Son bir kez daha seçilmek istediğini açıklayan Howard, kazanması halinde üç yıl içinde görevi bırakma sözü vermişti.

Avustralya'da seçmenler İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dördüncü kez bir hükümetin iktidarına son veriyor.

Seçimde federal parlamentonun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi'nin 150 üyesi ile üst kanat Senato'nun 76 üyesinden 40'ı belirlendi.

21 milyonluk nüfusa sahip olan Avustralya'da 13,5 milyon kayıtlı seçmen var. Oy kullanmanın zorunlu olduğu ülkede sandık başına gitmeyen seçmene küçük bir miktar da olsa para cezası veriliyor.

Gözlemciler iktidar değişikliğini ekonomiye, ABD ile yakın ilişkilerden rahatsızlık duyulmasına, ve iş güvenliği ve emeklilik haklarına getirilen kısıtlamalara bağlıyorlar.

Avustralya Yayın Kurumu'ndan Rafael Epstein, Howard'ın faizleri de İşçi Partisi'nin iktidarda olduğu dönemin altında tutmayı vaadettiğini ancak bunu başaramadığını; sendikaların işyerindeki rolünü azaltmaya ve grevi zorlaştırmaya yönelik yasal düzenlemelerin de tepki çektiğini söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir skandal da partiye darbe vurdu.Ülkenin en büyük kenti Sydney'in Lindsay seçim bölgesinde rakip İşçi Partisi için hazırlandığı ileri sürülen broşürler sahte çıktı.

Üzerinde Türkiye ve Avustralya bayrakları, İşçi Partisinin logosu ve cami resmi bulunan sahte broşürlerde Müslümanlar İşçi Partisi'ne oy vermeye davet ediliyordu. "Avustralya İslam Federasyonu" adına hazırlanan broşürlerde, İşçi Partisinin iktidara gelmesi halinde Bali bombacılarının affedileceği ve Sydney'in St Marys bölgesine cami yapılacağı vadediliyordu.

Söz konusu broşür, Sydney'in Lindsay seçim bölgesinde hem evlerin posta kutularına atıldı hem de elden dağıtıldı.

Ancak Avustralya İslam Federasyonu diye oluşumun olmadığı, broşürün de İşçi Partisi ile bir ilgisi olmadığı gibi partiyi karalamak için bazı Liberal partililer tarafından hazırlandığının ortaya çıkması, Howard'ın seçim kampanyasına büyük darbe vurdu.

Broşürlerin amacının, İşçi Partisi ile teröristler arasında bağlantı olduğunu ima etmek ve genel seçmen gözünde, İşçi Partisi'nin "Müslümanların partisi" olduğu izlenimi yaratmak olduğu düşünülüyor.

Başbakan John Howard girişimi şiddetle kınadı. Bazı partililer hem genel seçmen hem de Müslümanlardan özür diledi.

Olaya karışan ve aralarında siyaseti bırakmakta olan bir milletvekilinin eşinin de bulunduğu bazı Liberal Parti üyeleri partiden ihraç edildi.

Avustralya Federal Seçim Kurulu da sahte broşür olayına karışanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

T.C. KANBERRA BÜYÜKELÇİLİĞİ'NİN KONU İLE İLGİLİ BASIN DUYURUSU

Bilindiği gibi, Avustralya genel seçimleri sürecinde bazı Liberal Parti üyeleri tarafından bastırılan ve aslında var olmayan “Avustralya İslam Federasyonu” tarafından kaleme alınmış gibi gösterilen bir bildiri Sidney’in Lindsay seçim bölgesinde hem evlerin posta kutularına atılmış, hem de elden dağıtılmıştır.

İşçi Partisinin iktidara gelmesi halinde, Bali bombalı saldırılarının terörist faillerinin affedilmesi ve Sidney’in St Marys bölgesinde cami yapılması için her türlü girişimde bulunacağı bildirilen ve tüm müslümanların seçimlerde İşçi Partisine oy vermeleri istenen sözkonusu mektupta Türk bayrağının kullanılması kabul edilemez bir davranıştır.

Büyükelçiliğimizce, konu ile ilgili olarak bugün (22 Kasım) Avustralya Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere, hem Liberal Parti hem de İşçi Partisi yetkilileri ile üst düzey görüşmeler yapılmıştır. Avustralya ile ikili ilişkilerimizin her alanda hızla geliştiği bir dönemde, Türk bayrağının ve Avustralya’daki Türk toplumunun bu tip bir olaya alet edilmesini kabul edemeyeceğimizi bildirilmiş ve duyduğumuz rahatsızlık vurgulanmıştır. Avustralyalı ilgili Bakan ve diğer yetkililer olayı kendilerinin de şiddetle kınadıklarını ve Başbakan Howard’ın durumu öğrenmesinden hemen sonra bir açıklama yaptığının altını çizerek, ilişkilerimizin sorumsuz kişiler tarafından yapılan hareketlerden olumsuz etkilenmemesini umduklarını ifade etmişlerdir. Olayın kesinlikle Avustralya’nın mevcut politikalarla hiçbir bağlantısı olmadığını belirten yetkililer, Avustralya’da yaşayan Türk toplumunun ülkeye en iyi entegre olmuş Müslüman grup olduğunu ve üzüntülerini bildirmişlerdir.