Bir Belgesel; Türk, Rus ve Amerikan kaynaklarındaki arşiv filmlerini ve fotoğraflarını kullanmakta ve bu konunun uzmanları ile yapılan görüşmeleri içermektedir. Ermeni lobisinin baskısıyla yayından kaldırılan belgesel Türkiye de gösterilmeye başladı... Amerikalı yönetmen Marty Callaghan tarafından çekilen"Ermeni İsyanı" adlı belgesel Ermeni lobisinin baskısıyla ABD'deki televizyonlarda gösterilmeyince türk tarih kurumu devreye girdi. Kurum, belgeseli satın alarak sitesinde yayınlamaya başladı.
Amerikalı yönetmen Marty Callaghan , pek çok Amerikalı’nın 1. Dünya Savaşı sırasında Ortadoğu’da yaşananları bilmediği düşüncesiyle 2006’da “Ermeni İsyanı 1894-1920” adlı , belgesel çekti. Yönetmen Callaghan , Türk , Amerikan , İngiliz arsivlerinin yanı sıra Türk , İngiliz ve Amerikan tarihçilerle röportajlar yaptı , arşivlerdeki film ve fotoğraflardan yararlandı. Ancak aradan geçen zaman boyunca belgesel Amerika’daki televizyonlarda yayınlanamadı.
Belgesel ne anlatıyor ?
19. yüzyıl sonunda, Ermeni milliyetçileri, Batılı siyasî idealler ve kendi vatanlarını kurma arzusuyla kışkırtılmış olarak, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyan etmeye başladı. 1. Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Rus birlikleri Türkiye’nin doğusunu işgal etti ve pek çok Ermeni onların saflarına katıldı.
1915 itibarıyla, Hıristiyan Ermeniler ve Müslümanlar arasındaki çatışma trajik bir kan gölüne döndü.
Sonraki beş yıl içinde, iki milyondan fazla Ermeni ve –Türk, Kürt ve Azeri– Müslüman hastalık, açlık, soğuk ve katliamlar sonucu öldü. Bu bir saatlik program bu korkunç çatışmanın ayrıntılarını incelemekte, gerekçelerini açıklamakta ve Batılı güçlerin bu çatışmada oynadığı kilit rolü ortaya koymaktadır.
Ermeni İsyanı 1894-1920 ; Türk, Rus ve Amerikan kaynaklarındaki arşiv filmlerini ve fotoğraflarını kullanmakta ve aşağıda belirtilen uzmanlar ile yapılan görüşmeleri içermektedir:
Norman Stone, Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü
Yusuf Halaçoğlu, Gazi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GSAM) Müdürü
Justin McCarthy, Louisville Üniversitesi Tarih Bölümü
Yusuf Sarınay, Devlet Arşivleri Genel Müdürü
Seçil Karal Akgün, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih Bölümü
ermeni halkı ile türk halkının birbirlerinle bir alıp veremedikleri yoktur. türk ve yunan halkları, kürt ve ermeni halkları gibi ve birçok diğerleri gibi..
filmi izleyenlerin kolayca farkına varabilecekleri gibi, bu ezelden beri adeta dilimize pelesenk ettiğimiz bir tabir ile "bir takım güçlerin bir takım haris menfaatleri için" planlayıp, körükledikleri karmaşaların bir neticesidir.
HALK olarak kimse kimsenin düşmanı değil. bunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. fazladan bir galon petrol, bir kaç milyon dolar, biraz daha güç için insanları birbirlerine düşürüp en sonunda yukardaki filimleri kotarıp bir şeyler ispat etmeye çalışanlar, bunlarla hiçbir yere varılmıyacağını sadece tarafları hoş tutarak oyalamakatan başka da bir işe yaramıyacağını gayet iyi biliyorlar.
kuklalar iplerini kesip kendilerini oynatanların ellerinden kurtulamadıkları sürece kukla olarak kalmaya, acı çekmeye, savaşmaya, bir zümre için nahak yere kan dökmeye mahkumdurlar.
yukarda yazılanlar sukunet içersinde söylemeye çalıştığım şeyler.. aslında bunları daha galiz, bağırarak belki de küfrederek herkese duyurmak daha doğru. fakat ne bağırmanın ne başkaldırmanın ne yazmanın ne de başka bir yöntemin, bizlere karşı sürdürülen kırım, ayırım, başkalaşma, köleleştirme yöntemlerine karşı bir faydası yok.
bu üçbuçuk satırın burada ayorum'da iki gün sonra kaybolup gideceğine eminim. yine hiçbir şeyler olmamış gibi herkesçe bilinen bir belanın etrafında konuşulup fikir yürütülecek..
yazık...