|
|
İslamcıların Spartacus'ü: Miraç yok, kadere iman yok, cennette huriler yok...Kategori: Medya | 1 Yorum | Yazan: A.Ulak | 10 Ocak 2012 07:11:41 İnkar listesi uzayıp gidiyor.. İhsan Eliaçık'tan çok tartışılacak çıkışlar. İslami camianın yakın dönemde en çok konuşulan isimlerinden İhsan Eliaçık, gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun programında çok tartışılacak açıklamalara imza attı. Cevizkabugu.com.tr'de yer alan habere göre, dini konulara getirdiği farklı yorum ve açıklamalarıyla dikkat çeken İlahiyatçı - Yazar İhsan Eliaçık, Türkiye'de yeni bir din icat edildiğini söyledi.
Aldığı olumsuz tepkilere rağmen kendisinin gerçek İslam'ı anlattığını savunan İhsan Eliaçık, "Ben yeni bir din ortaya koymuyorum, dinin aslını anlatıyorum. Benim yaptığım olsa olsa sosyal İslâm'dır, sosyal İslâm'ı anlatmaktır" dedi. "DİNDE DEĞİL, DİNİ DÜŞÜNCEDE REFORM GEREKLİ" İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, insanları "dini düşüncede reforma" çağırdığını söyledi. Bunun dini değiştirmek olmadığını ifade eden Eliaçık, "Dinde reformu ne ben ne başkaları yapmaya yetkilidir. Dinde reformu peygamberler yapar. Allah peygamber yollar, yeni bir din, yeni ritüeller gönderir. Ben din düşüncesinin değiştirilmesi gerektiğini, bu konuda bir reform olması gerektiğini söylüyorum" dedi. Talebinin geleceğe yönelik olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Eliaçık, şöyle konuştu: "İslâm'da dini düşüncenin yeniden inşasını düşünüyoruz. Şu maksatla yapıyoruz... Bizim gibi bir ülkede dini düşüncede bir yenilenme olmazsa diğer alanlardaki dönüşümler güdük kalacaktır. Dinden değil, dini düşünceden, dini düşüncenin yenilenmesinden bahsediyorum. Bu daha geleceğe yönelik bir dönüşüm olacaktır. Bana 'yeni bir din icat ediyor' diyenlere diyorum ki zaten yeni bir din icat edilmiş. Oturun dininizi öğrenin. Siz samimiyseniz Allah size doğru yolu gösterecektir. Söylediklerimiz tehdit değil tekliftir. Bizim söylediklerimiz mutlak doğru demiyoruz. İnsanlar değişik bir pencereden baksınlar diye yazıyoruz." "İKTİDARDA OTURANLAR MAL BİRİKTİREMEZ! FAZLASI HARAMDIR!" İhsan Eliaçık devleti yönetenlerin, iktidarda oturanların ihtiyaçtan fazla mal-mülk sahibi olmalarının da yanlış olduğunu söyledi. "Kamu adamının bir evi ve mütevazı bir arabası olması yeterlidir. Fazlasını biriktirmesi haramdır" şeklinde açıklama yapan Eliaçık, "Peygamberimizin 23 yıllık devlet başkanlığında bir evi ve bir devesi vardı. Mülkiyetsiz öldü. İhtiyaçtan fazla birikim yapmanın anlamı nedir? İhtiyacın kadarını alıp gerisini ihtiyacı olana dağıtacaksın. Zekâtta da 40'da 39'unu dağıtacaksın. Bunu tersine çevirdiler, 40'ta 1 yaptılar. Zekâtı da yanlış uyguluyorlar..." dedi. "ZENGİNLİK PEŞİNDEKİ İKTİDARA KARŞIYIM" Lüks peşinde olmaya karşı durduğunu ifade eden Eliaçık, "Namazlı niyazlı olsalar da, inşallah maşallah diye konuşsalar da, mevcut iktidarın icraatlarına, zenginlik peşinde koşmalarına karşıyım... Sultan sofrasına oturan âlim fetva veremez" dedi ve şöyle devam etti: "Bana ne işin var ulusalcıların, solcuların arasında diyorlar. O zamanın mağdurları şimdinin muktedirleri oldu. Ama ben değil, onlar yer değiştirdi. Ben ezilenlerin, mazlumların yanındayım. Ben muktedirlerin yanında değilim. Ben, bu yağma ve çapulda yokum. Hâlâ kenarda duruyorum. Muhalefet ediyorum. Bizim yaptığımız siyasi bir muhalefet değil tabi..." "İKTİDAR HÜKMETMEK DEĞİL, KİŞİLER ARASINDA ADALET SAĞLAMAKTIR" İktidarların insanları yönetirken onlara hükmedemeyeceğini vurgulayan Eliaçık, bu konuya Kuran'dan bir ayetle açıklık getirdi: "Kuran'da bir ayet var... 'Onlar arasında adaletle hükmet' der. 'Onlara hükmet' demez... 'Aralarında adaletle hükmet' der. Peygamber efendimiz bir kez atadığı makama aynı kişiyi bir daha atamamış mesela. Ebedi makamlar oluşturmayacağız. Hükmü Allah yapar" dedi. Bu nedenle din adamlığına da karşı olduğunu belirten Eliaçık, "Dünyada iki türlü din vardır. Bir dinin vicdan yüzü, bir de halkı afyon olarak uyuşturan, zalimlerin yanında yer alan din. Dinler ve ideolojiler bir devrim olana kadar mazlumun isyan çığlığıdır. Devrim olup devlet ortaya çıkınca da zalimin gücünü ortaya koymasını sağlamıştır... Ben din adamlığına karşıyım. İslam'da din adamı yoktur. Peygamberimiz din adamı değildir. Sizin din adamı diye gördükleriniz dini hurafelere bulamıştır" dedi. İSLAMİ SPARTACUS MÜ? Sürekli olarak ezilenlerin ve mağdurların yanında olduğunu vurgulayan İhsan Eliaçık'a Hulki Cevizoğlu, "Siz bir anlamda İslamiyet'in Spartacus'ü müsünüz?" diye sordu. Eliaçık bu soruya, "Değilim ama hep ezilenlerin yanındayım. Ben zaten evsizlerle beraber yaşıyorum. Şu anda ofisime gitseniz 7-8 tane evsiz vardır. Onlarla beraberim hep" diye yanıt verdi. İhsan Eliaçık, düşünce ve açıklamalarıyla "Marksist- Sosyalist İlahiyatçı" olarak tanımlanmasına karşı çıkarak, hiçbir gruba ya da görüşe bağlı olmadığını belirtti ve "Solcu ve Marksist değilim. Sosyalist değilim, sadece sosyal İslam'ı anlatıyorum" dedi. "12 EYLÜL BENİ İŞSİZ GÜÇSÜZ BIRAKTI" 12 Eylül 1980 döneminde İslamcı Gençlik Derneği olan Akıncılar grubu içinde yer aldığını belirten araştırmacı-yazar, "İslamcı bir geçmişim var, böyle tanımlanabilirim" dedi ve şöyle devam etti: "İrtica getirmek, anayasayı yıkmak, şeriat devleti kurmakla yargılandım. İlk mahkemede beraat ettim. 19 yaşındaydım o zaman. 28 Şubat'ta ise, 30 ayrı davadan yargılanıyorduk. 28'inden beraat ettim. Şimdiki BDP'lilerin yaşadığını yaşıyorduk o zaman. Evlerimiz aranıyordu. Baştakilerin değişmesi sopanın birinin elinden diğerine geçmesi demek bence. Bir yazı yazıyorum, radyoda bir program yapıyorum hemen dava açılıyor. Çevik Bir imzalı yazılar geliyordu 'bunlara dava açın' diye. Bütün yayınlar takip ediliyordu. Bu ince ayar bir takipti. Fiziki bir mücadele değildi ama hayatın ortasında işsiz güçsüz bırakarak terbiye etmeye çalıştı devlet bizi. Davaya bakan hâkim, 'bırak bu işleri, git patlıcan sat' diyordu. Ben bunların hepsinin yargılanmasını istiyorum. Siz tek başına kişiyi yargılasanız da dönemin tamamıyla hesaplaşmış olmuyorsunuz." "DARBEYİ YAPANA DEĞİL, DARBENİN KİME YARADIĞINA BAK" Hulki Cevizoğlu, Eliaçık'ın bu sözleri üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Darbe fotoğrafının tamamını görmek gerekir. Tamam, darbe yapıldı da bundan kim yararlandı? 'Biz onun devamıyız' diyen yararlandı. Turgut Özal yararlandı... Amerika yararlandı... 'Our boys (bizim çocuklar) yaptı' dediler. Darbeciye de karşı çıkacaksınız. darbeciyle kol kola girene de hesap soracaksınız. Kenan Evren'e 'darbe yaptı' diyerek yargılamaya kalkıp, ondan sonra onunla birlikte fotoğraf çektirmeyeceksiniz. Darbe yaptı deyip sonra Çankaya Köşkü'nde kol kola girmeyeceksiniz." İhsan Eliaçık da, "Demek ki Amerika isteyince darbe oluyor, istemeyince olmuyor" dedi. MELEK "ALLAHIN GÜCÜ"; CİN "YABANCI"; ŞEYTAN İSE "İÇİMİZDEKİ ATEŞ" DEMEKTİR! İhsan Eliaçık, melek, cin ve şeytan kavramlarını reddetmediğini, bunların Kuran'da geçtiğini söyledi. Bu varlıklar konusundaki algısının farklı olduğunu ifade eden Eliaçık düşüncelerini şu sözlerle açıkladı. "Kuran'da melek, cin, şeytan hepsi geçiyor. Kuranda geçiyorsa 'yok' diyemezsiniz. Ama nedir onlar? Melek güç demektir. Melaike melekler demektir. Allah'ın güçleri demektir yani. Deprem, rüzgâr... Doğada ne varsa Allah'ın gücüdür. Melektir yani... Azrail Tanrının durduran gücü demektir. Mikail Tanrının övülüşü demektir. Cebrail Tanrının insanla konuşmasıdır. Normal insan anlayamayacağı için böyle temsil edilmiştir. Cin de göze görünmeyen şeyler demektir. Duyu organlarının algılamadığı bize kapalı şeylerdir. Vakıf olamadığımız perdenin gerisindeki olaylar durumlar ve nesnelerdir. 17 farklı anlamda kullanılır Kuran'da, ama ortak vurgusu aynıdır. Bize yabancı olan şeydir. Araplar, Arapların dışında olanlara diyordu. Bizim ecnebi dediğimiz gibi... Hastalıklara cin diyorlardı mesela. Şeytan insanın içindeki kötülüktür. İnsanın içindeki şehvet, haset, ihtiras gibi, insanı özünden uzaklaştıran ümitsizliğe sevk eden şeydir. İmgesel bir söylemdir. Görünmez şeyler, sembollerle metaforlarla anlatılır. Basite indirgenir." "KADER VAR, KADERE İMAN YOK!" İhsan Eliaçık kader konusunda gelen sorular üzerine çok tartışılacak şu açıklamayı yaptı: "Kader veya takdir kavramı bir Kuran kavramıdır. Ancak 'kadere iman' bir Kuran kavramı değildir. Amentü duası da yoktur. Kader eşyada var olan kapasite demektir. Mesela bizim kaderimizde uçmak yoktur. Eski Osmanlıca istiap gücü, kaldırabileceği şeydir. Bu kapasite içinde özgür iradeye sahibiz. Bunu da iyi ya da kötü yönde kullanıyoruz." Bu açıklamanın "biyolojik kader" olabileceğini belirten Hulki Cevizoğlu'nun "Sosyal, toplumsal kader ne demek?" sorusuna İhsan Eliaçık "Burada biz yetki sahibiyiz. Sen nasıl karar verirsen öyle olur" dedi. "MİRAÇ YOKTUR" İhsan Eliaçık "Hz. Muhammed'in miraca çıkmasının ruhani bir olay olduğunu, bedeninin hiçbir yere yükselmediğini" söyledi. "Miraç ruhani vizyondur" diyen Eliaçık, aksini söylemenin Allah'a yön tayin etmek olacağını savundu: "Göğe çıkmak derseniz Allah'a mekân ve yön biçmiş olursunuz. Nerede olduğu ile ilgili yer göstermiş olursunuz ki bu çok yanlış. Bedeni ile bilfiil bir yere çıkmamıştır. Hz. Peygamber Mekke'den hiçbir yere gitmemiştir. Gönül, vicdan dünyasında gerçekleşmiş, o vizyonu görmüştür sadece." "NAMAZ DİNİN DİREĞİ DEĞİL, GEREĞİDİR" Namaz konusundaki açıklamalarıyla da tartışma yaratan Eliaçık "Namaz dinin direğidir" sözünün yanlış olduğunu, doğrusunun "Namaz dinin direği değil, gereğidir" olduğunu söyledi. Böyle bir itikat olmadığını belirten İlahiyatçı yazar "Dinin direği doğruluk dürüstlük adalet ve paylaşımdır" dedi. İhsan Eliaçık namaz konusunda ayrıca şöyle bir eleştiri yaptı: "Şu anki var olan duruma göre İslâm'ın şartı ikiye indirilmiş gibi. Namaz kılmak ve örtünmek. Örtünüp namaz kıldığın zaman dört dörtlük Müslüman'mış gibi algılanıyor. Ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben bir adam doğru mu dürüst mü ona bakarım. Bunu yapan adam dinin direğini dikmiştir. Hac, cenaze hatta kurban nusukdur. Nusuk tekrar edilen hareketler demektir. İbadet hayatın içinde bir faaliyettir. İş ve değer üretmek demektir." Ceviz Kabuğu'nda pek çok dini konuya farklı yorumlar getiren Eliaçık, izleyicilerin büyük ilgisini çekti. Benimseyenler kadar karşı çıkanların da bulunduğu İhsan Eliaçık'ın dini konulardaki diğer açıklamaları şöyle: KIBLE! "Kâbe Allah'ın sembolik evidir. Kâbe'de Allah oturuyor değil zaten. Kâbe'nin insanlık tarihi, sosyoloji ve ritüel olarak birkaç anlamı var. Herhangi bir yerde bu yönü tayin edemiyorsanız istediğiniz yöne dönerek namaz kılabilirsiniz." "HZ. MUHAMMED ÜMMİ DEĞİLDİR!" "Ümmi peygamber değildir Hz. peygamber. Ümmi sınıfsal bir kavramdır. Yahudiler kendi sınıfları dışındakine ümmi derlerdi. Peygamberin okuması vardır. Hesap kitap yapardı. Kitap yazan anlamında yazar değildi ama yazmayı da biliyordu." "İKRÂNIN ANLAMI 'OKU' DEĞİLDİR!" "İkrâ oku demek değildir. Çağır manasındadır. Bizim ayetlerimizi insanlara ilet oku, çağır demektir. Ezan okumak, meydan okumak anlamındadır." "CENNETTE HURİLER YOK!" "Huri ayn, göz aydınlığı demektir. 'Orada göz aydınlığı eşler vardır' diyor. Erkek için de kadın için de böyledir. Erkek bakış açısıyla yorumlayıp huriler var deniyor." "HZ. İSA GELMEYECEK!.. " "Hz. İsa'nın gelmesi diye bir şey yok. İslâm'da beklenmesi gereken sadece üç şey var. Ölüm, afet, kıyamet. 'Bunlar gelince tövbe etme imkânınız olmaz, dolayısıyla bunlar gelmeden tövbe edin' der. Bunların dışında Kur'an'da beklenecek bir şey yok. Böyle bir söz konusu itikat yok. Hadis, kelâm, tefsir yoluyla İslâm dinine sokulmuş düşüncelerdir bunlar. İsa'nın savunduğu düşünceler geri gelecektir manasına gelebilir. En fazla böyle yorumlanabilir. İsa beden olarak gelmeyecektir. Bu, Hıristiyani bir inanıştır."
YorumlarMustaf Kemal Dogan
{ 21 Mart 2012 22:41:58 }
Ihsan Hoca' nın en azından gerçek analamda ilahiyat okuduğu kesin. Yani imam- hatip devamı olan, yüksek imam yetiştiren, hacı miski sürüp, mor çorap giyilip, pantolonların göbek üstüne kadar çekilmenin gereklilik olduğu günümüz Çemişkezek Darülfünunu İlahiyat Mekteplerinden yetişmemiş anlaşılan... Dini ve din felsefesini öğrenip,yorumlama yeteneğini elde etmiş ve bunların uygulamasını korkmadan yapabilme sorumluluğunu göstermiş. Dolayısıyla; korkarım ki doksanlı yıllarda insanları cayır cayır yaktıktan sonra, daha dün dünyanın öbür ucunda bir Alevi tapınağına yangın bombalı saldırıda bulunan egemen Şeriatçı zihniyetten çok çirkin tepkiler alabilir... Üçok, Dursun ve Öztürk' ten sonra, bu alanda değişik sesler duymak güzel. Tabii Cübbeli Efendi gibi komedyacıların söyledikleri "değişik" şeyleri dikkate ve ciddiye almayarak..
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|