TAVAK ve SODEV tarafından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan TAVAK Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Avrupa'da Nazizm kalıntılarının kendini gösterdiğini, Türkiye'nin bu durumu gündemden düşürmemesi ve AB'ye Anti-Nazi söylemini kabul ettirmesi gerektiğini söyledi.
Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) ve Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından ortak düzenlenen “Almanya’da Irkçılık ve Nazilerin Alman Derin Devleti ile İlişkileri” konulu basın toplantısında SODEV’in eski başkanı Aydın Cıngı, TAVAK Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen ve eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş konuştular.
Taksim Hill’de düzenlenen basın toplantısının sunumu SODEV Başkanı Erol Kızılelma tarafından yapıldı. Söz alan ilk konuşmacı Aydın Cıngı, sağ söylemlerin ve toplumda muhafazakarlığın artmasının ırkçılığa sebep olduğunu belirtti git gide artan popülizmin niteliksiz kitleleri beslediğini ifade etti. Çıngı, “2. Dünya Savaşı sonrasında faşizmin hüküm sürdüğü siyasal sistemler çökse de, siyasal sistemdeki ırkçılık silinse de; ırkçılık zihinsel ve kültürel ortamdan silinmiyor” dedi.
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 Alman’ı öldüren Neo-Nazi terör grubunun öldürülme listesinde bulunan 88 kişiden biri olduğu ifade edilen Faruk Şen, basının konuya ilgisizliğine “Galiba bu konu gündemden düşüyor, bu ciddi bir sorundur” diyerek sitemde bulundu ve şunları söyledi:
“Neo-Nazizm ifadesini kullanmıyoruz aslında, çünkü yeni bir Nazi hareketi yok. Eski Nazizm hareketi devam ediyor, şu anda yaşanan olaylar Nazizm kalıntılarının kaldığını kanıtlıyor. Nazizm çok büyük bir tabanda kendini gösteriyor. Türkiye’nin bu durumu gündemden düşürmemesi ve AB’ye Anti-Nazi söylemlerini kabul ettirmesi lazım.”
Ercan Karakaş ise, yapılan araştırmalarda ırkçılığın kenarda kalmış grupların meselesi olmadığını ve toplumun merkezine doğru kaydığını belirterek “Artık ırkçılık postalların meselesi değil kravatların da meselesi.” dedi. Karakaş, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “çok kültürlülük iflas etmiştir” söylemini “Almanya’ya yerleşen göçmenler sadece iş güçleriyle değil; kültürleriyle, inançlarıyla yaşama biçimleriyle varolmuşur ve etkileşime geçmiştir. Kültürlerarası bir hiyerarşi kabul edilmesi, ırkçılığı meşrulaştırır.” diyerek eleştirdi. Karakaş, çözüm olarak ise; ırkçılığın en çok eğitimsiz ve işsiz kesimlerde görüldüğünü, bu konuyla ilgili araştırmalar yapılması ve kültürel programlar yapılması gerektiğini; tek taraflı değil, çok yönlü bir politika izlenmesi gerektiğini belirtti.