|
|
Arınç: Türkiye'de basın özgürlüğü varKategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 23 Kasım 2011 22:08:17 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Türkiye'de basın özgürlüğü var. Buna yürekten inanıyorum' dedi. Arınç, tutuklu gazeteciler içinde 'terörle mücadele etmeyelim mi?'. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve Bursa Valiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen "Yerel ve Bölgesel Medya Eğitim Semineri"', Bursa'da başladı.
SIRADA İNTERNET MEDYASI VAR Başbakan Yardımcısı Arınç, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, önlerinde yapmaları gereken birkaç konu bulunduğunu, bunlardan birinin de internet medyası alanındaki düzenlemeler olduğunu belirtti. İnternet medyası ya da yeni medya alanında özellikle haber portallarının Basın Kanunu içine alınması konusunda uzun bir süredir çalışma yaptıklarını, taslağını tartışmaya açtıklarını ve bunun geniş kabul gördüğünü anlatan Arınç, şunları söyledi: ''Meclisin ilk yasama çalışmaları içerisinde de bitireceğimizi ifade etmiştik. Ne var ki şöyle böyle bir 15 günden bu yana Meclis çalışmıyor veya çalıştırılmıyor. Kavgalarla, bağırıp çağırmalarla birbirlerine ithamlarla, çok üzülerek söylüyorum; dün de buna benzer nahoş bir olay yaşanmış. Maalesef meclis çalıştırılmıyor. Bizim her şeyimiz hazır komisyonda bekliyor, ama genel kurula getirme fırsatı bulamadık. Takip ediyoruz, ilk planda internet medyasıyla ilgili yasal düzenlemeyi de arkadaşlarımızın beklediği ve umut ettiği şekilde çıkaracağız.'' -''Türkiye'de basın özgürlüğü var''- Arınç, yine büyük bir beklentinin olduğu bir konu daha bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Gazetecilik mesleğini ifa ederken ceza tehdidiyle karşı karşıya kalan, şu veya bu şekilde halen içeride tutuklu olan, hükümlü bulunan, ama mesleğinin karşısında 'gazetecilik' yazan kişilerle, arkadaşlarımızla, mesleğin ifa edicisi olanlarla ilgili bir düşüncemiz var. Bir taraf 'Türkiye'de basın özgürlüğü yoktur' diyerek bunları emsal göstermektedir, 'işte içeride şu kadar gazeteci var ya'... Bir taraf da 'Hayır, Türkiye'de basın özgürlüğü vardır, ama bunların sıfatları gazeteci bile olsa bunların bir kısmı adi suçlardan dolayı cezaevindedir, büyük bir kısmı da Terörle Mücadele Kanunu'na aykırı eylem ve fiilleri sebebiyle içeridedir'. Türkiye terörle mücadele ediyor mu? Ediyor. Terörle Mücadele Kanunu var mı? Var. Gazeteci bile olsa terör ve şiddeti, reddetmesi gerekmez mi? Elbette. Peki o zaman bunlar niye içeride? Bunların sebeplerini açıklamaya çalışan bir kısmımız da var. Dolayısıyla ben ikinci kısımdayım. Yani Türkiye'de basın özgürlüğü var. Buna yürekten inanıyorum. Hem Anayasamızda hem Basın Kanunumuzda hem diğer bütün materyallerde basını özgür kılacak düzenlemelerimiz var.'' -''Bu konu bizi gerçekten sıkmaktadır''- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde de yani 1948-50'li yılların bütün temel tutanaklarında basının fikir ve ifade özgürlüğünün serbest olması, ama bunun belli hallerde sınırlandırılabileceğinin de yer aldığını hatırlatan Arınç, şöyle devam etti: ''Hiçbir özgürlük sınırsız olmadığına göre, AİHM'nin kararlarında da ifade özgürlüğü asıldır, ancak 3 tane şart olması lazım. Birincisi, konuşan, yazan, bağıran, çağıran, toplantı yapan, bildiri yayımlayan, bütün bunların sonunda teröre ve şiddete davetiye çıkarmayacak. Terör ve şiddetle iç içe olmayacak, terör ve şiddeti kullanmayacak. Ben söylemiyorum, AİHM kararı diyor. İkincisi, suç işlenmesini teşvik ve tahrik etmeyecek. Üçüncüsü kişilik haklarına saygısızlık yapmayacak. Özel hayatın gizliliği asıl, soruşturmanın gizliliği asıl ve saire... Bu üç şarta riayet ettiğiniz zaman, her şeyi yazabilir, söyleyebilirsiniz, eğer o sırada bir ceza tehdidiyle karşı karşıya kalmışsanız o bizim ayıbımızdır. Onu yok etmek ortadan kaldırmak da bizim görevimizdir. Dolayısıyla bu konu bizi gerçekten sıkmaktadır. Yani gazetecilerin mesleklerini ifa ederken, savcı, hakim, tutuklama, hüküm giyme, bunlarla karşılaşmasını kesinlikle arzu etmiyor ve istemiyoruz. Gazeteciler mesleklerini ifa ederken alabildiğine özgür ve alabildiğine serbest olmalıdır. Hiçbir zaman 'gel bakayım buraya, ananın adı, babanın adı' diye sorguya çekilmemelidir. Ama o üç tane istisnayı da göz önünde bulundurmak şartıyla.'' Kaynak : focushaber.com
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|