Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Polis Akademisi Mezuniyet Töreni'nde "Bugün artık polis denilince akla 'üniforma, silah, cop, kelepçe, biber gazı ve karakol' gibi kavramların gelmediğini" söylemesi şaşkınlık yarattı. Çok değil, bir ay öncesi emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun emniyet güçlerinin sıktığı biber gazı sonucu yaşamını yitirmesi ve onlarca kontrolsüz polis müdahalesi hafızalarda tazeliğini korurken Başbakan'ın bu sözleri, "farklı ülkelerde mi yaşıyoruz" sorusunu gündeme getirdi.
Gölbaşı’ndaki Polis Akademisi yerleşkesinde dün gerçekleştirilen Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nde konuşan Başbakan Erdoğan, çok farklı bir polis imajını dile getirdi. Erdoğan, polisin imajına yönelik çalışmalara değindiği konuşmasında, geçmişte polis denildiğinde sadece "üniforma, silah, cop, kelepçe, biber gazı ve karakol" gibi kavramların öne çıktığını kaydetti.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Ne yazık ki medyanın da bu noktada yanlış yönlendirmeleriyle güvenlik kavramı çok farklı bir imajla topluma sunuluyor. Elbette geçmişte yaşadığımız acı tecrübeler var. Ama bugün güvenlik kavramının, polis kavramının, asayiş kavramının çok ama çok değiştiğini; imajının çok ötesinde bir derinlik ve kalite kazandığını görüyoruz. Örneğin geçen yıl Akademi bünyesinde bir öğrenci sempozyumu düzenleniyor; ‘Medeniyetler Çatışması, Meksika ve Uyuşturucu Sorunu’, ‘İslamofobi’, ‘PKK, Tamil Kaplanları Karşılaştırması’ gibi konular özgür bir biçimde analiz ediliyor.
"Geçmişte böyle şeyleri görmek, dinlemek, takip etmek, gündeme almak mümkün mü? Değildi. Polis Akademisi hiçbir komplekse, sınırlamaya ve kısıtlamaya maruz kalmaksızın ‘Türk Solunun Kürt Sorununa Bakışı’ gibi bir konuşu ele alıp bunu özgürce tartışabiliyor. Üstelik tüm bu bilimsel çalışmalar kapalı devre olarak değil, ulusal ve uluslararası sivil uzmanlar ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşiyor. Ben bunu heyecan verici, gerçekten umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyorum.”
“FİKİRLER, ÖZGÜRLÜKLER SANAL TEHDİTLERLE KISITLANMIYOR”
Başbakan Erdoğan, Türkiye’de artık polisin kısıtlamanın, yasaklamanın bir aracı olarak değil; tam tersine demokrasi ve hukukun teminatlarından biri olarak öne çıktığını savundu. Başbakan, “Polis, devleti muhafaza eden değil, milleti bireyi, hak ve özgürlükleri muhafaza eden, adaleti, mülkiyeti can ve mal güvenliğinin koruyan bir unsur olarak toplumda yerini alıyor. Şunu özellikle sizlere hatırlatmak durumundayım; bizim ülke olarak son dönemde kaydettiğimiz ilerleme ve gelişme, dış politikadaki, ekonomideki başarılarımız kadar, demokratikleşme alanında ulaştığımız ileri standartların da bir neticesidir” iddiasında bulundu.
Erdoğan, iddialarını şöyle sürdürdü:
“Bugün artık dün olduğu gibi demokrasi ve hukuk güvenlik için heba edilmiyor. Sanal bir takım tehditler bahane edilerek özgürlükler kısıtlanmıyor. Devletin bekası mazeretine sığınılıp bugün fikirler, görüşler, düşünceler, potansiyel suçlu olarak değerlendirilmiyor. İşkence bir insanlık suçu olarak görülüyor ve sıfır toleransla işkenceye asla ve asla müsamaha gösterilmiyor. Çok zor bir coğrafyada terör mağduru bir ülke olmamıza rağmen, terörle, suçla mücadele demokrasi ve evrensel hukuk çerçevesinde yürütülüyor. Elbette henüz kaydetmemiz gereken çok yol var. Ama işte burada biz bugün umudun temellerini atıyoruz. Sadece bir mezuniyet töreni gerçekleştirmiyor; gelecek adına, aydınlık bir Türkiye adına çok büyük bir gururu ve heyecanı paylaşıyoruz.”
Kaynak : gazetecileronline.com