|
|
Allah'tan irtica tehlikesi yok!Kategori: 'Hayır'lı Demokrasi | 0 Yorum | Yazan: Haberci | 16 Haziran 2011 06:57:50 Türkiye eğitim sisteminden ileri iki örnek... İleri demokrasi idasında olan Türkiye'nin yüzde 49.99 oy alarak iktidara üçüncü dönem gelen AKP'nin yarattığı "Hayırlı demokrasi"nin geldiği noktayı eğitim sistemindeki detaylar eleveriyor. Ülkenin bugününü değil yarınını ilgilendiren eğitim nasıl beyinler yaratmaya çalıştığı anlamak için son iki günde haberleşen size iki örnek...
Giresun valisinden etek boyu genelgesi Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, ilk ve orta dereceli okullarda düzenlenen mezuniyet ve kutlama törenleriyle ilgili bir genelge yayımladı. Genelgede, törenlerde kız öğrencilerin eteklerinin diz kapağını örtecek boyda olmasına, kolsuz ve askılı kesinlikle giydirilmemesine dikkat edilmesi gerektiği belirtildi. Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklama aynı zamanda Giresun Valiliğinin internet sitesinde de yer aldı. Giresun Valisi Dursun Ali Şahin imzalı genelge şöyle: "Huzur ve güven ortamı içerisinde başarı ile sürdürülen 2010-2011 Eğitim Öğretim yılı tamamlanmak üzeredir. Bu eğitim-öğretim yılında da öğrencilerimiz yoğun ve yorucu bir süreç yaşamışlardır. Bu süreçte insan için okula başlamak ve mezun olmak önemli safhalardır. Bu kapsamda yapılan mezuniyet törenleri öğrencilerimize okulla buluşma, öğretmenleri ve arkadaşları ile tanışma ve gelecek için dayanışma fırsatı sağlamaktadır. Bu bağlamda; mezuniyet ve kutlama organizasyonları "öğrenci merkezli" ve katılımcı bir anlayışla öğrencinin hayatında unutamayacağı bir dönem olan okul ortamında öğretmenler, öğrenciler, veliler ile okulun eski mezunlarının katılımı sağlanarak sosyal, kültürel, sportif etkinliklerle zenginleştirilmiş programlarla gerçekleştirilmelidir. Yapılacak olan kutlama programlarına mülki, askeri ve yerel yöneticiler, okul aile birliği, vakıf ve koruma derneği, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, eğitime katkı sağlayan gönüllüler, ilin eşrafı davet edilerek törenlerin birlik-beraberlik içerisinde toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir anlayışla gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Mezuniyet törenleri ve kutlamalarda özellikle kız öğrencilerin ilgi yönetmeliğin (a) bendinde belirtildiği şekilde eteklerin diz kapağını örtecek boyda olmasına, kolsuz ve askılı kesinlikle giydirilmemesine dikkat edilecektir. Öğrencilere aşırı masraf yaptırılmayacaktır. Önemli olan eğitimde başarıdır. Okul aktiviteleri hep ikincil olarak düşünülmelidir. Sonuç olarak ilimiz ilk ve orta dereceli okullarda düzenlenen mezuniyet ve kutlama törenlerinde öğrencilerin ilgi (a) yönetmelik ve ilgi (b,c) genelgelerde belirtilen hükümlere uygun davranılmadığı görüldüğünden, bundan böyle okullar tarafından yapılacak mezuniyet törenlerinde yukarıda belirtilen yönetmelik ve genelge hükümlerine uygun davranılmasını, uygulamadan okul müdürlerinin sorumlu tutulacağının bilinmesini genelgede belirtilen hususların uygulanmasında ilçe Kaymakamlarının duyarlı olmasını önemle rica ederim." İşte o genelge: Hatırlanacağı gibi buna benzer bir genelgede İstanbul il eğitim müdürlüğünce yayınlanmıştı. *** Yükseköğretimde bu da oldu ama artık Türkiye de bir şeye şaşırmıyoruz. İlim Yayma Vakfı tarafından kurulan Sabahattin Zaim Üniversitesi'nin nasıl bir yüksek öğretim kurumu olacağı biliniyordu. Buna rağmen mühendislik öğrencilerine besmeleyle açılan, mutlak bilimin din olduğunu öne süren bir kitabın rehber kitap olarak verildi. İlim Yayma Vakfı tarafından kurulan Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin yayınladığı mühendislik kitabı, gerici içeriğiyle Türkiye yükseköğrenim tarihine geçmeye aday. Prof. Dr. Bahattin Karagözoğlu’nun yazdığı “Mühendislik Tasarım ve Teknik Sunu Bilgileri” başlıklı kitap besmeleyle açılıyor. Kitabın giriş kısmında yapılan “ilim” tartışmasında ise mutlak bilginin kaynağının Kuran olduğu öne sürülüyor. Kitap ve yazarıyla ilgili verilen bilgiler arasında, kitabın Karagözoğlu tarafından Kral Abdülaziz Üniversitesi mühendislik öğrencilerine projelerinde rehberlik etmek için hazırlandığı bilgisine yer veriliyor. Suudi Arabistan Krallığı üniversitelerinden biri olan Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde verilen eğitim, böylece, “modern mühendislik eğitimi” konusunda Türkiye üniversitelerine kaynaklık etmiş oluyor. Yazar Karagözoğlu, kitabın Türkçe’de yayınlanma öyküsünü şu sözlerle anlatıyor: “Kitap 2008 yılında 'A Guide to Engineering Design Methodologies and Technical Presentation' başlığıyla yayınlandı. Kitabı gören Türk meslektaşlarım bu konuda Türkiyede de bir boşluk olduğunu belirttiler ve Türkçe olarak da basılmasının çok yararlı olacağını belirttiler. Talep üzerine Ciddede basılan İngilizce kitabı temel alarak elinizdeki kitabı Türkçe olarak yeniden yazdım.” Türkçe gramer ve dilbilgisi açısından da pek çok hataya rastlanan kitap, mühendislik öğrencilerine teknik konularda rehber olma iddiasında. Ancak kitapta teknik rehberlikten önce “ilim”in dine dayandırılması gerektiği konusunda uzun bir girişe yer veriliyor. "İlim dindir" Önsözden sonra “Rahman ve Rahim olan (Esirgeyen ve Bağışlayan) Allah’ın Adıyla” denilerek açılan kitabın, giriş bölümünde “ilim” tartışması yapılıyor. Bilimin gerici yorumunun yer aldığı bu bölümde öğrencileri “ilim” peşinde koşmaya sevk etmek için şu ifadeler kullanılıyor: "İlim elde etme gereğinin önemi peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem; 'İlim Müslüman'anı kaybolmuş malıdır, nerde bulursa alır' buyurarak en üst düzeyde vurgulanmıştır." Bu bölümde bir başka dikkat çekici nokta ise, Karagözoğlu’nun yaptığı tanımda “ilim”in ikiye ayrılmış olması. Ancak bu tanımda, “Kat’i ilimler” olarak nitelenen ve mutlak olduğu iddia edilen “ilimler”in din olduğu görülüyor. Buradaki ifadeler şöyle: "Kat'i ilimlerde gerçek Allah (celle celalehu) tarafından Kur'an ayetleri ve O'nun peygamberi Hazreti Muhammed'in söz ve uygulamaları ile bildirilmiştir. İnsanoğlu akıl denen bir meleke ile onları kavrayıp uygulamaya çalışır. Bu ilimler beş ana dala ayrılır: akait (inanç), tefsir (Kuranı Kerimin yorumu), hadis (peygamberimizin sözleri, yaptıkları ve onay verdikleri), fıkıh (İslam hukuku) ve tasavvuf (Müslüman'ın eğitimi).” “Sosyoloji inançla çatışamaz” Dinin mutlak bilim olduğu öne sürülürken, doğa bilimlerinin ve sosyal bilimlerin ihtimali ilimler arasında olduğu iddia ediliyor. Bu bölümde “ihtimali” bilimler arasında sayılan sosyoloji için kullanılan şu ifadeler de dikkat çekici: “İçtimaiyat (toplum bilimi) akaidi (inanç bilimi) dışlayamaz, aksi halde fesat (bozulma) olur.” Peki Sabahattin Zaim Üniversitesi'nin arkasında kimler var? İlim Cemiyeti olarak yola çıkan, daha sonra İlim Yayma Vakfı’na dönüşerek eğitim alanında daha etkili hale gelen gerici vakfın kurucuları arasında Recep Tayyip Erdoğan ile yeni kurulan üniversitenin adını taşıyan Sabahattin Zaim’in yanı sıra Nevzat Yalçıntaş, Muammer Güler, Kadir Topbaş, Ahmet Davutoğlu, Kemal Unakıtan, Korkut Özal, Numan Kurtulmuş da bulunuyor. Vakfa Ülker grubu da destek veriyor. Üniversiteye adı verilen Sabahattin Zaim de vakıf kurucuları arasında yer alıyordu. Zaim, Abdullah Gül'ün hocası, onun siyasi hayatının mimarı olarak biliniyor. Yeşil sermayenin gelişmesine fikren ve fiilen katkıda bulunan Zaim, İslamcı anti-komünizmin de önemli isimlerinden biriydi. Sabahattin Zaim Üniversitesi adıyla kurulan vakıf üniversitesi, arkasına kurucuların desteğini de alarak hızla büyümeye başladı. Son olarak Halkalı Ziraat Okulu’nun tarihi binası ve etrafındaki yeşil alan bu gerici üniversiteye tahsis edildi. Küçükçekmece halkının karşı çıktığı tahsis, Ziraat Mühendisleri Odası tarafından mahkemeye taşındı. Görüldüğü gibi Türkiye’de irtica tehlikesi yok.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|