A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

UCUBE

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 23 Mayıs 2011 07:43:32

"Kim ne derse desin/ ama kendi kendini doğurmuş bir mermer / insanlığın geleceğine gebe". Şiirin kalbine işlense de bu mermer metaforu, hayatın kalbine işlenmeyince bir işe yaramıyor. Ucube'yi savunurken "Uc Be" dedim, o namussuzlar çekilip gitsin başımızdan diye ama onların o talan, soygun ortamından çekilmeye hiç mi hiç niyetleri, istekleri yok. Bir heykel yıkılır ama başka heykeller yapılır, yapılacaktır elbette.

2 Mayıs, Pazartesi

Çağdaş Macar edebiyatının en önemli adlarından biri Imre Kertész. Onun Kadersizlik romanı on altı yaşındaki Yahudi asıllı bir Macar gencinin gözüyle 2. Dünya Savaşı’nı anlatıyor. İşte dünyanın sonu, yani sona sürüklenirken hayatta kalma savaşımının içler acıtıcı, kavurucu öyküsü, romanı.
 
Dünya bir kez daha yaşamasaydı keşke bu acıları. Ama Irak’ta, Afganis’tanda, Libya’da... yaşanıyor acılar, ölümler, “kadersizlik”ler. Petrol kavgası bunun adı, demokrasi falan değil. Üzücü olan çıkar uğruna dünyanın sonunun hazırlanması. Sendikalar seyirci buna, silah fabrikatörleri değil ama, onlar savaş peşinde, kâr peşinde.
 
 
3 Mayıs, Salı
 
Ucube üzerine yazdığım şiirin bir yerinde
 
“Kim ne derse desin
 ama kendi kendini doğurmuş bir mermer
 insanlığın geleceğine gebe”.
 
Bu gebelik “İnsanlık Anıtı”nı kurtaramayacak, bu kesin ama geleceğimizi kurtaramayacağı da kesin. Şiirin kalbine işlense de bu mermer metaforu, hayatın kalbine işlenmeyince bir işe yaramıyor. Ucube’yi savunurken “Uc Be” dedim,  o namussuzlar çekilip gitsin başımızdan diye ama onların o talan, soygun ortamından çekilmeye hiç mi hiç niyetleri, istekleri yok.
 
Bir heykel yıkılır ama başka heykeller yapılır, yapılacaktır elbette.
 
 
4 Mayıs, Çarşamba
 
“Göçün Edebiyata Yansıması” paneli oldukça kalabalıktı. Adnan Binyazar, Yüksel Pazarkaya, Habib Bektaş, Menekşe Toprak’ın katıldığı paneli ben yönettim. Anında da Almancaya çevrildi konuşmalarımız. Göçün tarihsel sürecine ve bu süreçte ortaya çıkan yazınsal metinlere, yapıtlara değinme fırsatı bulduk orasından burasından.
 
Aslında çok dallı budaklı bir konu bu göç olgusu ve edebiyat. Günlerce konuşsak yine de konuşacağımız ne çok şey kalır değinemediğimiz. Kadın sorunundan özleme, iş kazalarından dile, aşktan cinayetlere, eğitimden işsizliğe, sıla yolundaki trafik kazalarından düğünlere, iki dillikten melezliğe... konuş konuşabildiğince.
 
Biz her şeye biraz biraz değindik; daha vaktimiz olsaydı, dinleyenlerin de sabrı... ne iyi olacaktı.
 
 
5 Mayıs, Perşembe
 
İzmir’den konuklarımız (Rahime’nin yeğeni, eşi ve bebekleri) geldi: Didem, Ayhan ve on dört aylık, Utku.Evimiz şenleniverdi.
 
Konuksuz evi düşünmek bile istemiyorum. Düğün heyecanı gün gün artarak kendini iyice belli ediyor. Biz bir şey yapmasak da, aklımızdan hiç çıkmıyor. Didem’ler rokalar, çerezler, kokulu domatesler, Kelkit çökeleği, incecik ve de küçücük salatalıklar... getirmişler. Gece yarısı pazara gidip gelmiş gibi olduk. Türkiye kokusu siniverdi evimize konuklarımızla.
 
 
6 Mayıs, Cuma
 
Kanal boyunda gezinti ama önce rokalı, kokulu domatesli enfes bir kahvaltı. Utku için komşumuzun çocuklarının arabalarından birini alıyoruz. Arabaya alışık olamayan Utku’yu  bir annesi, bir babası kucağa alıyor. Arada bir de bebek arabasına koyuyoruz. Kimi zaman hoşuna gidiyor ama  hemen canı mı sıkılıyor, alışmadığından mıdır, kucak istiyor, mızıldanıyor. Bebek bakmayı unutmuşuz, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Her şeyi Utku’ya göre ayarlıyoruz.
 
 
7 Mayıs, Cumartesi
 
Rahime ve Didem berbere gittiler erkenden. Saçlarından ve berberden memnun değiller. Giyindik. Helen bizi aldı, Didem’leri de Dirim. Nikah dairesi enfes, gotik bir bina, kilise. Sakin, sessiz. Nikah memuru, bir Türk. Buna çok şaşırıyoruz. Her türlü işte Türklerin, daha doğrusu yabancıların, çalıştığını biliyorduk ama bir Türkün nikah kıyacağını hiç aklımıza getirmediğimiz gibi, hiç duymamıştık da. 
 
Berlin’de hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra on üç yıldır bu işi yapıyormuş soyadı Öztürk olan nikah memuru Türk. Eğlenceli, esprili bir insan, güler yüzlü. Pakistanlı ya da Hintli bir yüzü var. Üst düzeyde bir yerlerde yer alınca yabancılar, geldikleri ülke öne çıkmıyor, ön yargılar işlemiyor bu durumda.
 
 
8 Mayıs, Pazar
 
Dün geceki düğünün yorgunluğundan daha çok düğün heyecanının ve telaşının bitmesine sevindik. Düğüne katılan 90 kişinin çoğu Belinda’nın akrabasıyla Emre ve onun arkadaşlarıydı. Erkek tarafından fazla kimse yoktu. Onun için Temmuz sonunda Ayvalık’ta da bir eğlence yapacağız.
 
Yemeklerle birlikte lokantanın bahçesi ve hava çok güzeldi. Yenildi içildi ve eğlenildi. Güzel, sade bir düğün oldu. Belinda ve Emre mutluydu, düğüne katılanlar da.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git