|
|
SEBEBİM; SEVGİMDİR...Kategori: Söyleşi | 0 Yorum | Yazan: Hatice Deniz | 10 Nisan 2011 22:37:30 Bedii Ensari, 1960'ta A.Ü Hukuk Fakültesinden mezun olup; hakimlik, avukatlık yaptıktan sonra uzun zaman reel sektörde inşaat sanayiinde, çimento sanayiinde, döküm sanayiinde kademe yöneticiliği yapmıştır. Şu anda Sermaye Piyasalarının duayeni. Marbaş Menkul Değerlerin Yönetim Kurulu Başkanlığı, Borsa Aracı Kurum Yöneticileri Derneği Başkanlığı, İMKB Disiplin Komitesi Başkanlığı, Finans Kulüp Yönetim Kurulu Üyeliği, Takasbank Yönetim Kurulu Üyeliği ve TOBB Sektör temsilciliği...
Bütün bu faaliyetlerin içinde bir de idealist mücadelesini, çok yönlü kişiliğini anlatmak gerek Ensarinin. Bu amaçla kapısını çaldık. “Memleketinden öğrendiği bir kültür zenginliği...” Anadili Ararpça olduğu için Türkçeyle ilkokula başladığında tanışmış. Bedii Ensari Mardin’li olmanın getirdiği bir kültür zenginliğini taşıyor, bu zenginlikte de en çok Anadolu insanının birbirine bağlandığı sevgi ve barış duygusuna sahip çıkıyordu. Süryanilerin, Alevilerin, Sünnilerin, Arapların Türklerin Kürtlerin bir arada yaşamasının önemini vurgulayarak kutsal kitaplardan, Kuran-ı Kerim’den, İncil’den ayetler okuyordu. Hz. İsa’nın sevgi öğretilerini benimsediğini, sevginin bir üst beyin faaliyeti olduğunu söylüyordu. Alt beyin faaliyetlerinin içgüdüsel yaklaşımları, üst beyin faaliyetlerinin de iradeli yaklaşımları içinde barındırdığını anlattı. “Canlılara, doğaya zarar vermenin insanoğlunun nankörlüğüdür” derken; Kutsal kitaplara ve peygamberlere olan ilgisini “İki Mustafa’yı çok seviyorum, biri ‘Muhammed Mustafa’ diğeri, ‘Mustafa Kemal’... Muhammed Mustafa’dan ‘iyi insan’ olmayı, Mustafa Kemal’den ‘iyi yurttaş’ olmayı öğrendim” diyerek ifade ediyor. Sufi sayılabilecek bir yanı olmasına karşın, devlet yönetiminin olmazsa olmazının “Laiklik” olduğunu vurguluyor. “Kutsal kitaplarda devlet yönetimiyle ilgili tek bir harf bile yok. Bu yüzden din ve devlet işlerinin ayrı yürümesinin önemini anlatmak gerek. Laikliği anlatmanın en basit yolu bu olmalı ama yine de anlamak istemeyene anlatamıyoruz sanırım.” “Mardin’deki sevgi mozaiği büyümeli” Bedii Ensari, memleketi Mardin için bazı çalışmalara imza atmış. Mardin Eğitim ve Dayanışma Vakfını (MAREV), “Mardin’li Başlar” olarak da Marbaş Menkul değerleri kurmuş. “MAREV’in gelişmesini istiyorum, Mardin’deki sevgi mozaiği büyümeli. Onu yüz müslüman, 30 hıristiyan hep beraber kurduk...” dedi. “Hukuk herkese lazım, hukuku katledenlere de bir gün lazım olacak...” Neden avukatlığı seçtiğini soruyoruz, “Hukuk herkese lazım, bu gün hukuk katliamları yapanlara bile bir gün hukuk lazım olacak” diyor. Sonra hukuk fakültesini bitirebilmek için 6 yıl memuriyet yaptığını söyledi. “Çalışarak okudum” dedi ve ekledi: “Eski bateristim, para kazanmak için düğünlere çıktım...” Bu yeteneğini öğrendikten sonra müzik hakkındaki görüşlerini sorunca “Müzik birleştirici bir kültürdür, birleştirici kültürler ulusal birliği sağlar. ‘ada sahilleri’ni; Arapça, Rumca, Ermenice, Tükçe söylediğinizde bir kültür zenginliğiniz var demektir” diye yanıtlıyor. Sermaye piyasalarına tutkusunun nedeni kaynak sıkıntısını aşma ümidi... Ekonomistliğinin, ticaret konusundaki bilgi birikiminin, bankacılığının yanında Avukatlık unvanı hep birinci sırada olan Ensari, sermaye piyasalarının duayeni olarak anılıyor. Hakkındaki bu tezi de sermaye piyasaları konusunda yazdığı bin kadar makale destekliyor. Sermaye piyasalarına ve borsaya olan tutkusunun sebebini sorunca “Türkiye’de kaynak sıkıntısı var ve sermaye piyasalarının büyümesi ile bu kaynak sorununun aşılacağını ümit ediyorum” diyor Bedii Ensari. “En çok öğretmenliği sevdim...” Bu kadar yoğun bir iş geçmişinin olmasıyla ve bu gün de hala etkin şekilde çalışmasıyla ilgili “Bugünkü işlerimin hiçbirine ihtiyacım yok aslında; ama çalışmayı seviyorum, işimi seviyorum, çünkü memleketimi seviyorum. Bu çalışma temposuna devam ediyorum” dedi. Peki bunca işinin arasında en çok hangisini sevmişti? Bir dönem Mardin’de; felsefe, mantık ve sosyoloji öğretmenliği yapmış olan Ensari, “En çok öğretmenliği sevdim” diyor ve ekliyor: “Rahmetli eşim de lise tarih öğretmeni idi...” “her zaman geçerli olan sebebim: sevgimdir!” Son zamanlarda kendisini en çok rahatsız eden konu gündemdeki anayasa değişikliği. “Yargıyı ele geçirdiler. Erkler ayrılığında hiçbirinin, birbirine üstünlüğü yokken yürütme hepsinin başı oldu. Yargı ele geçirilidi, yasa değişikliği de malum... Erkler ayrılığının tek elde toplanması monarşiye doğru gittiğimizi gösteriyor. Bu, bir hukukçu, bir atatürkçü, bir memleketsever olarak beni çok üzüyor. Darbeleri kesinlikle haklı bulmuyorum, bu işin demokrasiyle çözülmesini bekleyeceğiz. Halkıma güveniyorum, düzendeki tıkanıklığın çözüleceğine inanıyorum” dedi. Amaçları ve etkinlikler için kapı kapı dolaşmaya devam edeceğini söylerken “Muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil kanda mevcut” diyerek ekledi “Ben memleketimi, cumhuriyetimi ve Atatürk’ümü seviyorum, onu korumak kollamak için çalışmama; durmak bilmeyen faaliyetlerim için, her zaman geçerli olan sebebim, bu sevgimdir” Fotoğraflar: Hatice Deniz
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|