|
|
Türkiye'de özürlü olmak..Kategori: Araştırma | 0 Yorum | Yazan: Haberci | 09 Nisan 2011 11:51:33 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk kez 2010 yılı için gerçekleştirilen "Özürlülerin Sorun ve Beklentileri" araştırması sonuçlarını yayınladı. Veriler Türkiye'de özürlülerin eğitimsizlik ve işsizlik sorununun yanı sıra günlük yaşamda büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu gösterir nitelikte. TÜİK'ten yapılan açıklamaya göre, araştırma Özürlüler İdaresi Başkanlığı (ÖZİDA) tarafından oluşturulan "Ulusal Özürlüler Veri Tabanı"nda kayıtlı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilindeki hanelerde yaşayan ve sağlık raporunda en az yüzde 20 özür oranına sahip olduğu bildirilen 280 bin 14 özürlü bireyi kapsıyor.
Araştırma örneklemin büyüklüğü, özür türleri ve özür oranlarına (yüzde 20 ila 39, yüzde 40 ila 69, yüzde 70 ve üzeri) ve “toplam, kent-kır” tahmini verilebilecek şekilde tasarlandı. Buna göre, özürlülerin yüzde 63’ü kentte, yüzde 37’si ise kırda yaşıyor. Katılımcıların yüzde 11’i yüzde 20 ile 39 arası özür oranına sahipken, yüzde 40 ila 69 arasında özre sahip olanların oranı yüzde 39. Geri kalan yüzde 50’lik kesimin ise yüzde 70 ve üzerinde özrü bulunuyor. Araştırma kapsamı içerisinde yer alan özürlülerden yüzde 8’i görme, yüzde 6’sı işitme, binde 2’si dil ve konuşma, yüzde 9’u ortopedik, yüzde 29’u zihinsel, yüzde 4’ü ruhsal ve duygusal özürlü, yüzde 26’sının ise süreğen bir hastalığı bulunuyor. Çoklu özürlülüğe sahip olanların oranı ise yüzde 18. Araştırmaya katılan özürlülerin yüzde 49’unun okuryazar olmadığı, yüzde 15’inin ise okur yazar olmakla birlikte herhangi bir okul bitirmediği görülüyor. Böylece özürlülerin yüzde 64’ünün herhangi bir eğitimden yoksun olduğu ortaya çıkıyor. Katılımcıların yüzde 23’ünün ilkokul, yüzde 8’inin ise ilköğretim ya da ortaokul ve dengi okullardan mezun olduğu bildirildi. Lise ve üzeri mezuniyet derecesine sahip özürlülerin oranı ise yalnızca yüzde 5. Okur yazar olmayan ve okur yazar olup da herhangi bir okul bitirmeyenlerin oranının en yüksek olduğu özürlü grubu ise yüzde 86 ile zihinsel özürlüler. Araştırmaya göre özürlü kişilerde özrün nedeni yüzde 57’lik bir çoğunlukla hastalıklar. Katılımcıların yüzde 16’sı genetik ya da kalıtsal bozukluklar, yüzde 10’u kaza, yüzde 14’ü ise bilinmeyen nedenlerden dolayı özre sahip. Yüzde 3’ünün ise gebelik ya da doğum sırasında yaşanan problemlerden dolayı özürlü olduğu belirtiliyor. Bu veriler, Türkiye’de özürlülerin önemli bir bölümünün sağlık hizmetlerindeki çarpıklıklardan dolayı özürlü olduğu şeklinde yorumlanabilecek nitelikte. Zira süreğen hastalığa sahip olduğunu belirten katılımcıların yüzde 78’inin özür nedeni hastalık. Bu hastalıkların ne kadarının önlenebilir hastalıklar olduğuna ilişkin bir araştırmanın, sorunun boyutlarını daha çarpıcı biçimde ortaya koyabileceği tahmin ediliyor. Araştırmaya katılan özürlülerin yüzde 67’si kaldırım yaya yolu ve geçitlerin özürlülerin kullanımına uygun bir şekilde yapılmadığını belirtirken, yüzde 66’sı oturduğu binanın, yüzde 59’u ise kamu binalarının düzenlemelerinden şikayetçi. Araştırmanın aynı bölümünde “fikrim yok” cevabı veren özürlülerin oranları da oldukça çarpıcı bir tablo sunuyor. Zira araştırmaya katılan özürlülerin yüzde 52’sinin spor tesisleri, yüzde 65’inin tatil yerleri ve oteller, yüzde 34’ünün park ve yeşil alanlar, yüzde 58’inin ise sinema ve tiyatrolar hakkında sorulan sorulara “fikrim yok” cevabı verdiği görülüyor. Bu cevaplar, özürlülerin büyük bir kısmının sosyal ve kültürel faaliyetlerden de uzak olduğunu kanıtlar nitelikte. Araştırmaya göre özürlülerin yaklaşık yüzde 86’sı herhangi bir işte çalışmıyor. Çalışanların ise yüzde 77’si ücretli ya da yevmiyeli, yüzde 15’i işveren, yüzde 8’i ise ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Özürlüler arasında herhangi bir işte çalışmayanların yüzde 51’i özrü nedeniyle çalışamayacak durumda olduğunu belirtirken yüzde 29’u emekli, öğrenci ya da ev işleriyle meşgul olduğu için çalışamadığını belirtiyor. Özrü nedeniyle kendisine iş verilmeyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 17. Açıklanan verilere göre özürlülerin yalnızca yüzde 27’si 2022 sayılı kanun kapsamında devletten özürlü aylığı alabiliyor. Yüzde 11’i Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün ayni ve nakdi yardımlarından yararlanırken, yüzde 6’sı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun ayni ve nakdi yardımlarından, yüzde 4’ü “hayırsever kişiler” tarafından yapılan yardımlardan, yüzde 2’si ise diğer yardımlardan yararlanıyor. Böylece, Türkiye’de özürlülerin yüzde 62’sinin herhangi bir sosyal yardım almadan yaşadığı ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılan özürlülerin yüzde 86’sı sosyal yardım ve desteklerin arttırılmasını, yüzde 77’si sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini, yüzde 40’ı bakım hizmetlerinin iyileştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını bekliyor. Bunun dışında iş bulma olanaklarının arttırılmasını bekleyenlerin oranı yüzde 29, eğitim olanaklarının arttırılmasını isteyenlerin oranı yüzde 26, fiziksel çevre ve ulaşım imkanları konusunda düzenlemelerin yapılmasını isteyenlerin oranı ise yüzde 18. Araştırmaya katılan özürlülerden yüzde 2’si kamu kurum ve kuruluşlardan hiçbir beklentisi olmadığını ifade ediyor.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|