|
|
"Yeryüzündeki En Tehlikeli İslamcı" Pennsylvania'da yaşıyor.Kategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: A Yorum | 09 Nisan 2011 02:47:39 Wikileaks'den açıklanan en son belgeler ABD görevlileri arasında Fetullah Gülen'in Yeni bir İslam Dünyası yaratma girişimleri ve ABD ile tüm Müslüman Dünyasında faaliyet gösteren ayrıcalıklı okullarında eğitim gören öğrencilerin beynini yıkadığı konularında endişelerinin artmakta olduğunu gösteriyor.
2009 yılında ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey tarafından gönderilen telgrafta, Gülen’i her ne kadar Pennsylvania’da “sürgünde” bir dağ kalesinde ikamet ediyor olsa da, Türkiye’de bir fenomen olarak tanımladı. Belgede, Büyükelçi Jeffrey Gülen’in Türkiye Hükümeti’nin kontrolünü ele geçirdiğini ve giderek İsrail ve Amerika karşıtı olan Türkiye politikasını belirleyici rol oynadığını belirtiyor. Belgede ayrica, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de dahil olmak üzere lider kadrosunun Gülen’in kuklaları olarak hizmet verdiği izlenimine de dikkat çekiliyor. Diğer yeni yayımlanan belgeler Gülen’in müritlerinin ülkenin sayıları 200 bine ulaşan ve kendilerini düşman olarak gören orduyla anlaşmazlık içinde olan güçlü polis teşkilatını yönettiğini belirtiyor. Belgelerde; “Son aylarda, Türk Ordusu’nun üst rütbeli komutanları ve AKP’yi eleştiren diğerleri sabahın karanlığında gözaltı merkezlerine götürüldüler. Fetullah Gülen’e geçmişte sağ kolu olarak hizmet veren Nurettin Veren’e göre; “ İmam güvenlik yönetici kadroları bulunmakta; bunlar polis üniformaları giymekteler. Birçok polis müdürü emirlerini imamlardan almakta.” “Türk polisinin Gülen cemaatinin üyelerinin kontrolü altında olduğunu doğrulamak olanaksızdır, ancak bu durumu rededen herhangi bir kişiye biz rastlamadık,” deniyor. Yeryüzündeki en tehlikeli islamcı Gulen, her ne kadar ABD terörle mücadele uzmanları ve ulusal medyanın dikkatini çekmeyi başaramamış da olsa, yeryüzündeki en tehlikeli islamcı olarak nitelendirilmekte. Gülen islamcı Nur hareketinin kurucusu olan ve Sa’id-i Nursi olarak tanınan Şeyh Sa’id-i Kurdi’nin (1878-1960) talebesi ve müridi. Türkiye’nin bağımsızlık savaşından sonra Şeyh Sait yeni meclisteki bir konuşmasında yeni cumhuriyetin islami ilkelere dayandırılmasını talep etmiştir. Hemen ardından da Atatürk’e, onun reformlarına, yeni ve modern, laik cumhuriyete düşman olmuştur. Gülen işte bu militan önderini örnek alarak takipçisi olmuştur. Graham Fuller ve diğer CIA görevlilerince olağanüstü bir eğitici olarak selamlanan dünya işlerinden elini eteğini çektiğini iddia eden Gülen sınırlı okuma yazma becerisi olan ilkokul mezunu bir kişidir. 1999 yılında, laik Türkiye hükümetini devirmeye teşebbüs nedeniyle suçlandığından anavatanı Türkiye’den kaçmak zorunda kalmıştır. Türkiye’yi bir İslam cumhuriyetine dönüştürme ve Yeni bir İslam Dünya Düzeni yaratma hedefleri Gülen vaazlarında bu hedeflerini dile getirmiştir. Bir vaazında şöyle der: “İster maddi güçleri açısından, isterse kendi ülkelerindeki güç kaynakları ve gücü temsil eden güç kaynakları açısından, isterse ilim mahfilleri açısından, isterse toplumun büyük kesimlerine bu duygu ve düşünce ile ulaşmaları açısından, belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar, bu şekilde hizmete devam etmeleri şart, zaruri ve lüzumlu. Yalnız bir şey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleri ile tam bütünleşmeden, gereken mesafe alınmadan, bir kısım erken kuluç diyebileceğim çıkışlar yapılırsa dünya başlarını ezer ve Müslümanlara Cezayir’deki hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar. Suriye’deki 82 yakası gibi bir hecehat yaşatırlar. Her sene Mısır’da yaşanan bir fezaat ve fecaat gibi bir fezaat ve fecaat yaşatırlar.Devam eder: “Bu evlerde metafizik gerilime geçilir, bu evlerde planlar projeler üretilir. Bu evlerde yetişen yüreği pek, imanı pek veya onun sözleri ile diyelim, hakiki imanı elde etmiş adam, kainata meydan okuyan bu adamlar bu evlerde yetişirler. Bu evler doldurma boşaltma yerleridir. İnsanlar burada dolar, sonra gider boşluklara boşalırlar...hususi ile her şeyin kapatıldığı, bütün kapılara kilit vurulduğu bir dönemde bu evler geçmişte olan misyonlarından daha büyük misyon yüklenirler. Çünkü geçmişte bu evlerin yaptığı vazifelerden bazılarını medrese yapar. Bazılarını mektep yapar. Bazılarını tekke yapar. Bazılarını zaviye yapar. Gel gör ki bu evlerin temeline harç atıldığı zaman, dünyanın o dönem itibariyle en şereflilerinden birisinin kutlu eliyle harç atıldığı zaman artık medrese yoktu, mektep misyonlarından uzaklaştırılmıştır. Tekkenin kapısına kilit vurulmuştur, zaviyenin kapısın arkasına sürgü sürülmüştür. O kapıları açmak, o kapılardan içeri girmek mümkün değildir. Bütün bu büyük misyonu, bu çok ağır vazife ve mükellefiyetleri bu evler görecekti. ... Allah bu evlere izin verdi. İzni Allah verdi, cami kapatan zihniyete rağmen, mescitte namaz kılınmasına müsaade etmeyen zihniyete rağmen, Allah şimdilik benim adım bu evlerden yükselsin ve benim adım bu evlerde anılsın, kitaplar okunsun, benden bahisler açılsın, geçmişte camilerde yapılan müzakereler yapılsın, kollektif şuurun müzakereleri, bundan sonra bu evlerde bir araya gelerek müzakere edilir.”Bir diğerinde Gülen şunu beyan eder: “Fakat sancılı bir bahar yaşanıyor. Bir millet yeniden doğuyor. Milyonları ile bir millet doğuyor. inşallah uzun asırlar yaşayacak bir millet doğuyor. Kendi kültürü, kendi medeniyeti ile doğuyor. Bir tek insanın doğumu bu kadar sancı ile olursa işte o milyon üzü, milyonlarca üzü sancısız olmayacaktır. Elbette şakaklarımız zonklayacaktır. Elbette ki ellerimizi kasıklarımıza koyup sancı ile dolaşıp duracağız. Bu okullar, okullar adına çekilen ıstıraplar, bu üniversite hazırlık kursları, o istikamette çekilen ıstıraplar, yokluklar içinde çekilen ıstıraplar, umduğunu bulamamak içinde çekilen ıstıraplar anlattığımız şeylere, karşı koymalar karşısında çekilen ıstıraplar. Dünya kadar ıstıraplar. Büyük bir doğumu gerçekleştirmeye matuf bir şeydir.”Gülen 1998 yılında küçük bir mürit ordususyla birlikte Amerika’ya kaçar ve Pensilvanya’da Pocono dağlarının ortasında uluslararası operasyonlarının üssü olarak kullanacağı 45 dönümlük bir arazi satın alır. 25 milyar doları toplayan Gülen bu üssünden AKP’nin faaliyetlerini ve Orta Asya ve birçok Müslüman coğrafyadaki gelişmeleri kontrol etmeyi sürdürür. Onun önderliğinde her 350 kişiye bir cami düşecek şekilde, dünyada kişi başına düşen en fazla camiye sahip olan bir ülke olarak, toplam 85 bin camiyle Türkiye seküler bir devletten islami bir ülkeye dönüşmektedir. Ayrıca öğretmen ve doktordan daha fazla sayıda 90 bin imama ve devlet tarafından kurulan binlerce din okulları bulunmaktadır. Gülen Orta Asya ve Avrupa’da da yüzlerce okul kurmuştur. Akademisyen Bayram Balcı’ya göre, Gülen okulları İslam yasalarınca yönetilen evrensel bir halifeliğin oluşturulması için “Türklüğün İslamlaştırılması ve İslamın Türkleştirilmesinin sınırlarını geliştirmeye odaklanmışlardır. Rusya ve Özbekistan bu okulları yıkıcı özellikleri olduğu gerekçesiyle kapatmıştır. Dahası, çoğulculuk ve hoşgörüyü benimsemiş hollanda sosyal düzene tehdit oluşturduğundan Gülen okullarına verdiği ödenekleri kesme kararı almıştır. Ancak, Gülen’in Yeni İslam Dünya Düzeni’nin yerleştirilmesinde ilerlemeler kaydeden ABD’deki 140 okulu ulusal çapta çok az dikkat çekmektedir. Bu okullar;Magnolia School, the Beehive (Arı Kovanı) Academy, the Sonoran (ABD'nin güney batısında bir çöl) Science Academy, the Lotus School for Excellence, ve the Pacific Technology School gibi rahatsız edici olmayan, masum adlar taşımaktadır. Tüm bu okullara amerikalı vergi mükelleflerinin vergisinden ödenek aktarılmaktadır. Gülen ve onun çocuklarınıza yönelik planları ve şiddetlenen tehdit konusunda daha fazla bilgi edinmek ister miydiniz? O halde Canada Free Press’i izlemeyi sürdürün! © Canada Free Press | Ayorum için çeviren : Ahmet Güvenç
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|