A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

"Susmayacağız" dediler!

Kategori Kategori: 'Hayır'lı Demokrasi | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Haberci | 04 Mart 2011 22:35:11

25 basın örgütünün oluşturduğu ve dönem başkanlığını Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) üstlendiği Gazetecilere Özgürlük Platformu öncülüğünde çok sayıda gazeteci, İstanbul ve Ankara'da Ergenekon baskınlarını protesto etti. Binlerce gazeteci Ergenekon soruşturması kapsamında meslektaşlarının gözaltına alınması ve tutuklanmasını protesto etti. Enson aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık, Doğan Yurdakul ve Yalçın Küçük'ün de bulunduğu çok sayıda gazeteci ve yazarın gözaltına alınması üzerine eylem kararı alınmıştı.

İstanbul Taksim Tramvay Durağı'nda saat 12:00'da bir araya gelen gazeteciler, buradan Galatasaray Meydanı'na büyük bir yürüyüş düzenledi. Ankara'da ise gazeteciler saat 13:00'da Kızılay'da bir araya geldi. İstanbul'daki eylem, Taksim Meydanı'nda buluştu. Haftaiçi ve mesai saatlerine denk gelmesine rağmen binlece basın emekçisi, meydandan Galatasaray Meydanı'na doğru yürüdü.

Gazeteciler eylem sırasında, üzerinde "AKP elini medyadan çek", "60 gazeteci tutuklu", "2000 gazeteci davalık"  "Gazeteciysen Boyun Eğmeyeceksin, Boyun Eğeceksen Gazeteciyim Demeyeceksin" yazan dövizler taşıdı. Eylem sırasında çok sayıda kişi ağızlarını siyah bantla bantladı.

Meydanda okunan basın açıklamasında "Susmayacağız" denildi. Açıklamada "Eğer Vedat Kurşun 174 yıl hapis cezasına mahkûm olmasaydı, eğer Emine Demir 138 yıl hapis cezası almasaydı, eğer Erdal Süsem'in müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onanıp kesinleşmeseydi, gazeteci meslek örgütleri bugün Taksim Meydanı'nda toplanma ihtiyacı duymazlardı" denildi.

Dün gözaltına alınan gazeteciler dışında bugün itibariyle cezaevlerinde 54'ü tutuklu, 7'si hükümlü toplam 61 basın mensubu bulunduğu belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Bu uygulamalar, basın ve ifade özgürlüğünün açıkça ihlali anlamına gelmektedir. Gazeteciler üzerindeki baskıların giderek artmasından duyduğumuz endişeler artık tahammül edilemez bir noktaya ulaşmıştır".

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği ve gazetecilik örgütlerinin oluşturduğu G-9 platformunun düzenlediği protesto gösterisinde, Kızılay'da Güvenpark yakınında toplanan gazeteciler, "Özgür basın, özgür Türkiye" sloganları atarak, taşıdıkları ve üzerinde "İleri demokrasiyle gurur duyuyoruz. ABD'den daha özgür basınımız var" yazan pankartla Adalet Bakanlığı'na yürüdü.

Bir ülkede basın özgürlüğünün düzeyini, ölçüsünü iktidarlar koyamayacağını ya da tarif edemeyeceğini savunan TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım, "Hele hele halen cezaevlerinde 61 gazeteci tutuklu ve hükümlü olarak bulunmaktayken, cezanın infazı 5 yıl süreyle ertelenmiş olan ya da mahkeme kararı temyiz edildiği için haklarında verilmiş olan cezalar henüz kesinleşmemiş olan 39 gazeteci varken, 3 binden fazla gazeteci aleyhinde açılmış gizliliğin ihlali ve benzeri davalar devam ediyorken, gazeteciler kendini tehlike altında hissedip tedirgin oluyorken ülkedeki basın özgürlüğünün ciddi ciddi sorgulanması gerekmektedir" şeklinde konuştu.

Sanal alemdede tepkiler sürdü

İşte Twitter’da ilk tepkiler

Alper Taş (ÖDP Genel Başkanı): Bu gözaltılar gösteriyor ki, memlekette kitap yazma, haber yapma özgürlüğü yok!

Hasip Kaplan (BDP Milletvekili): Galiba gazetecilerden sonra sıra papaz ve imamlara gelecek. Kürt siyasetçiler alınınca, sendikacılar, işçiler baskı görünce susanlar: sıra sizde.

Kanat Atkaya (Hürriyet yazarı): Ahmet Şık, Nedim Şener... Vay benim köse sakalım! Bu aramaları, tutuklamaları da nefret suçuna bağlayan çıkacak mı? Çıkar, onu da görürüz!
Bu yaşananlar faşizm değil, benim adım Jozefin, 100 metreyi 4 saniyede koşarım, boyum 2.50, rengim yeşil, suya girersen ıslanmazsın.

Ezgi Başaran (Radikal yazarı): Şık’ın evine gelen polisleri okula gitmek üzere olan kızı karşıladı, sonra avukatları geldi. Şener ve Şık’ın da aralarında bulunduğu 8 gazeteci Ergenekon üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek suçu nedeniyle aranıyor. Ahmet Şık’ın basılmamış kopyası OdaTV bilgisayarından çıktığı için mi evi aranıyor? Şık, defalarca kitabı Soner Yalçın’a göndermediğini açıkladı. Demek ki bu kadar kolay... Bu işten bir tek virüs software’leri ve firewall üreten şirketler kârlı çıkabilir...

Onur Caymaz (Edebiyatçı, Birgün yazarı): Yetmez ama allah belanızı versin! Güya Kenan Evren yargılanacaktı. Dışarda adam kalmayacak yazı yazacak!

Özgür Mumcu (Radikal yazarı): İkinci bir emre kadar Gülen cemaatini eleştiren yazı ve kitap yazmak yasaklansın. Biz de ona göre davranalım.

İsmet Berkan (Hürriyet yazarı): Geçen hafta Ahmet aradı, "şu kitap çıksın, bilgisayarımı denize atacağım" dedi. Ben de ona "denize atmak yetmez, önce hard diskini mıknatısla sil, sonra çekiçle iyice kır, öyle at" dedim. Ahmet örgütçüyse, ben de örgüte akıl veren mi oldum şimdi?

Mehmet Demir (gazeteci): Ahmet Şık’ın haberlerini alt alta sıralasan, demokrasi mücadelesinin yakın tarihi diye kitap olur. Ne aradıklarını merak ediyorum!

Levent Üzümcü (Tiyatro Sanatçısı): Ülkemiz terörist gazeteci yatağıymış ya...allahtan terörle mücadele var da bu gece de rahat uyuycaz.

Esra Arsan (Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi): İleri demokrasi üniversitedeki yan odama kadar geldi. Sabah gözaltına alınan Ahmet Şık’ın ofisinde polisler arama yapıyor.

Hale Akay (Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi): Halk için emniyet, adalet için hizmet amacıyla çalışıyormuş polis. Ahmet Şık’ın evinin önünde doğruluğunu test ediyoruz. Nokta’nın önündeki eylemden 3 senede buraya geldik. Şaka gibi.

Aslı Tunç (Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi):
Karşımdaki odada Ahmet Şık’ın odasında polisler arama yapıyor. İleri demokrasilerde üniversiteye polis giremez! Welcome to McCarthy Era in Turkish style!

Gazetelerde tepkilerde sürüyor

Bugün konuya ilişkin tepkiler sürdü. Tepkilerden bazıları şöyle:

Adnan Bostancıoğlu (BirGün Yazarı): Lafı hiç döndürüp dolaştırmanın gereği yok. Ergenekon soruşturması başladığı dönemle en küçük bir alakası kalmamış, genel bir tasfiye planına dönüşmüştür. Ergenekon, AKP iktidarının ‘Reichstag yangını’dır. Artık AKP iktidarının karşısında olan herkes Reichstag kundakçısıdır. Ama unutulmasın, her Reichstag davası kendi Dimitrovlarını çıkarır. Tarih onlardan insanlığın yüzakı olarak söz eder. Komplocular için verilen hükmü söylemeye gerek yok.

Melih Aşık (Milliyet Yazarı): Türkiye’de özgür gazeteciliğin yeni kuralı belli oldu: “Yazma, yazdıkça sıra sana gelecek...” Gazetecinin görevi doğruları yazmaktır. Ama yazma... İktidar partisini ve Başbakanı sorgulama. Eleştirme. Haksızlığa uğrayanları savunma. Karanlık olayların arka planını araştırma... Kafanı kurcalayan konuları kâğıda dökme... Basın özgürlüğünün bittiğini aklından çıkarma... Sadece iktidarı övme özgürlüğünü kullan...

Burhan Ayeri (Akşam Yazarı): Medya çalışanları arasında en önemli espri 'Ergenekon baskını'. Ardından 'Silivri'ye buyurun' gelir. Hedef gösterici yandaşlar dışında, bu tip iğnelemeler hız kesmiyor. Tuhaf olan, 'Beklenen aramalar'ın bu kadar gecikmesi. Örneğin Nedim Şener'inki davul-zurna çalarak geldi. 'Çılgın Hoca' Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün durumu kara mizah. Tinere bağımlı sokak çocuklarına çevrildi. Hem de bu yaşta. 'Ergenekon avcıları', canları sıkıldı mı ya da işsiz kaldılar mı, Küçük'ün evini darmaduman ediyor. Bizim eski mahalle Balat'ın ev temizliğiyle geçinen garibanlarına yevmiye çıkıyor.

Sedat Ergin (Hürriyet Yazarı): Ergenekon terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla dün Ankara’da gözaltına alınan diğer meslektaşlarıma yöneltilen suçlamaları anlamakta da ciddi güçlük çekiyorum. Ergenekon çerçevesinde dün gerçekleştirilen operasyonun Batı dünyasında Türkiye’de basın özgürlüğü hakkında zaten yerleşmiş olan soru işaretlerini, tereddütleri iyice pekiştireceğini düşünüyorum. Dahası, bu hamlenin basın çevrelerinin yabana atılmayacak bir bölümü üzerinde yarattığı tedirginlik duygusunun Türkiye’de basın özgürlüğünün üzerine koyu bir sis perdesi gibi ağır ağır inmekte olduğunu da hissediyorum.

Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet Yazarı)
: Bu soruşturmanın muhalif sesleri cezalandırmak amacına alet edildiği bir kez daha ortaya çıkıyor.

Evrensel Gazetesi Haber Merkezi: Halkın Ergenekon davasının halka karşı suç işlemiş kesimlere ve darbecilere yönelmesi beklentisinin aksine son operasyonda hükümetle ters düşen gazeteciler hedeflendi.

Cüneyt Özdemir (Radikal Yazarı): Dünyadaki hiçbir gazeteci örgütü, Nedim Şener’in aslında terörist olduğuna inanmaz. Nedim ile ilgili gelişmeleri seyrederken bir başka gazeteci ile ilgili haber ajanslara düştü. NTV’den yıllardır tanıdığımız Mirgün Cabas’ın da Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini telefonla arayarak düşürme iddiası ile ‘şüpheli’ sıfatıyla yargılanması istendi. Durumumuza gülmek isterdim, ama ağlamaktan başka çaremiz yok. Ne yapmalıyız, söyleyin! 20 yıldır gazeteciyim. Dün ilk kez mesleği bırakmayı düşündüm. Hâlâ da düşünüyorum.

Altan Öymen (Radikal Yazarı): Ergenekon davasında da, KCK davasında da, iktidar, soruşturmaların ve davaların kendi istediği yönde gelişmesinden yana tavırlar almıyor mu?..
Eğer mahkemeler, o yönde karar almazlarsa, onların kararlarını, kamuoyu önünde ve hem de en ağır ifadelerle eleştirmiyor mu?

Umur Talu (Habertürk Yazarı): Her telefon konuşmasını, savcı ya da polise her eleştiriyi, büyük davalara dair her kuşkuyu, iktidarla ilgili her araştırmayı “zanlı” sayıp evleri, bilgisayarları, araştırmaları, haberleri, kitapları, geçmişleri tarumar edecekseniz… Aha işte, ben de “kendimi” ihbar ediyorum...

Eşi Pınar Doğan ile Balyoz Davası İddianamesi’ndeki çelişkiler ve hatalar konusunda yaptığı çalışmalar ile dikkat çeken iktisat profesörü Dani Rodrik, kendi internet sitesinde paylaştığı görüşünde Ergenekon sürecini yeni dalgalar gelmezse dağılacak bir iskambil kulesine benzetti. Rodrik, bunun iktisattaki piramit şeklindeki saadet zincirleri ile olan benzerliğine dikkat çekerken, “Bu zincirler dağılırken sadece bunlara para yatırmış olanlar değil tüm toplumun bu süreçten olumsuz etkilenir” dedi. Bu zincirlerin yeni yatırımcı gelmezse bir gün içinde çökeceğini söyleyen Rodrik, Ergenekon soruşturmasının genişleyerek devam edemeyeceği gün dağılacağını belirtti.

Taraf’ın yazı işleri müdürü Yıldıray Oğur Twitter’da şöyle dedi. “Ergenekon soruşturması polise terk edilemeyecek kadar önemlidir. Ergenekon davasının eleştirilmesi "teklif dahi edilemez" mi oldu yoksa. Ergenekon zihniyeti ergenekon soruşturmasını da ele geçirdi galiba... Mit’çi Kozinoğlu ile onun Susurluk’ta haberlerini yapmış Ahmet Şık arasında bağlantı kuracak savcı Mahmut Esat bozkurt hukuk ödülünü alır.”


Dokunulmaz Cemaat devam diyor
Zaman gazetesinin Fethullah Gülen’in sözcüsü olarak değerlendirilen yazarı Hüseyin Gülerce, köşe yazısında operasyonlara devam sinyali verdi. Gülerce, özel olarak gazeteci ismi belirtmeyip baskınları ikinci OdaTV dalgası olarak adlandırırken, basın özgürlüğü konusunda sesini yükseltenleri Ergenekon’a destek olmakla suçladı. Meselenin AKP düşmanlığına kaydırılmaya çalışıldığını söyleyen ve yargıya baskı yapıldığını iddia eden Gülerce şöyle yazdı:

“Biliyorum, bugün birileri yine basın özgürlüğünü hatırlayacak. İktidarın, gazetecilere ve muhaliflerine yönelik yeni bir yıldırma hamlesi başlattığını söyleyecek, yazacak. Ergenekon dostları ve dayanışma merkezleri, seslerini yine yükseltecekler. Ergenekon davası başladığından beri, bu ülkede vesayet sisteminin devamını isteyenler, statükoya "zaptiyelik" yapanlar, müthiş bir direnç gösteriyorlar. Payandalıklarını gizleyebilmek için, sureti haktan görünüyor, "muhalif" ayağına yatıyor, "askerî vesayete karşı olmak iyi bir şeydir ama sivil vesayete de karşı olmak lazım." deyip konuyu AK Parti düşmanlığına kaydırıyorlar. Devam eden bir davada yargıya açıkça baskı var. Bir yandan "yargısız infaz yapılmasın" denirken, bir yandan tutuklular için mahkemelerin kararı beklenmeden, "onlar suçsuz, onlar birer kahraman" deniliyor.”

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git