A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Eğitimde yaradılışçılığın tehlikeleri

Kategori Kategori: Raporlar | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 27 Ekim 2007 12:00:45

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) 17 Eylül 2007 tarihli oturumunda 'Eğitimde Yaradılışçılığın Tehlikeleri' başlıklı rapor ve ona bağlı karar tasarısı ele alındı.

25 aleyhte ve 3 çekimser oya karşın 48 lehte oyla kabul edilen kararlar çerçevesinde, 'akıllı tasarım' gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkan yaradılışçılığın, bilimsel verilere dayanmadığı ve bu nedenle okullarda okutulmasının doğru olmadığı kesin bir dille vurgulandı.
 
Rapor ve ona bağlı kararda şu noktalara dikkat çe­kildi:
 
l.Bu raporun amacı, inancı sorgulamak veya inan­ca karşı gelmek değildir, çünkü inanç özgürlüğü hakkı buna izin vermez. Amacımız, inanci bilim diye "yuttur­maya" yönelik bazi eğilimlere karşıkamuoyunu uyar­maktır. İnancı bilimden ayırmak gerekir. Bunu bir hu­sumet olarak değerlendirmemelidir. Bilim ve inanç bir arada varolmayı öğrenmelidir. Bu bilime ve inanca kar­şı çıkma sorunu değildir; fakat inancın bilime karşi çık­ması kesinlikle engellen­melidir.
 
2.Bazı insanlar için yaradılışçılık, dini bir inanç olarak, yaşama an­lam katar. Ne var ki Parla­menterler Meclisi, eğitim sistemimiz içinde yaradılış­çı fikirlerin yayılmasının olası zararlı etkilerinden ve demokrasimiz için sonuçla­rından kaygı duymaktadır. Eğer dikkatli olmazsak, ya­radılışçılık, Avrupa Konse­yi'nin en önemli yükümlü­lüklerinden biri olan insan haklarina yönelik bir teh­dit haline gelebilir.
 
3.Türlerin doğal seçi­lim yoluyla evrimini redde­den yaradilişçilik, uzun sü­re bir Amerikan olgusu olarak görülüyordu. Bugün yaradılışçı fikirler Avru­pa'ya sızmaya çalışıyor ve bu fikirlerin yayılması Av­rupa Birliği'ne üye pek çok ülkeyi ilgilendiriyor.
 
4.Günümüzün yaradılışçılarının -Hıristiyan veya Müslüman- başlıca hedefi eğitimdir. Yaradılışçılar fikir­lerinin okul bilim müfredatnıa girmesini istiyorlar. An­cak yaradılışçdık bilimsel bir disiplin olma iddiası taşı­mamaktadır.
 
5.Yaradılışçılar, bilginin bazi kısımlarının bilimsel niteliğini sorgularlar ve evrimin yalnızca bir açıklama olduğunu ileri sürerler. Bilim adamlarını, evrim kura­mını bilimsel olarak doğrulamak için yeterli miktarda kanıt bulmadıkları gerekçesiyle suçlar. Aksine, kendi ifadelerinin bilimsel olduğunu savunurlar. Bu iddialarin hiçbiri nesnel analizlerle desteklenmemiştir.
 
6.Doğa, evrim, kökenimiz ve evrendeki konumu­muz ile ilgili yerleşik bilgi dağarcığımıza meydan oku­yan bir düşünce şekli ile karşi karşıyayız.
 
7.Çocuklanmızın kafasında inançları ve bilimi ne­reye oturtacakları konusunda ciddi bir karmaşa riski be­lirmiştir. "Her şey eşittir" tavrı bir hoşgörü belirtisi gi­bi görünse de, aslında tehlikelidir.
 
8.Yaradılışçılığın birbiriyle çelişen pek çok yönü vardır. En sonuncusu olan "akilli tasarim" fikri, yaradı­lışçılığın daha rafine edilmiş bir şeklidir. Ancak kurnaz­ca devreye sokulan akilli tasarim, bilimsel bir yaklaşım olarak sunulduğu için daha büyük bir tehlike oluşturur.
 
9.Meclis sürekli olarak ve inatla bilimin temel alınması gerektiğini vurguluyor. Bilim sayesinde yaşam ve çalışma koşulları büyük ölçüde düzeltilmiş ve geliş­miştir. Ayrıca bilim ekonomik, teknolojik ve sosyal ge­lişmelerde de çok büyük bir rol oynamıştır. Evrim kura­mı gökten inmiş tanrısal bir bildiri (vahiy) değildir, tümüyle gerçeklere dayanır.
 
10.Yaradılışçılık, bilimsel bir temele oturtulduğu­nu iddia eder. Aslında yaradılışçılar fikirlerini savunur­ken üç yöntemden yararlanır. Tümüyle dogmatik iddialar bilimsel alıntıları çarpıtarak ve genellikle çarpıcı fotoğraflar eşliğinde kullanmak az tanınmış ve genellikle bu konularda uzman ol­mayan bilim adamlarının görüşlerine yer vererek destek sağlamak Yaradılışçılar bu yöntemlerden yararlanarak bu ko­nuda yeterli bilgiye sahip olmayanların beyinlerine kuş­ku tohumlarını eker.
 
11.Evrim yalnızca insanların ve toplumlann evri­mini ilgilendiren bir konu değildir. Bu kuramı reddet­mek toplumun gelişmesinde çok ciddi sonuçlar doğu­rur. Eğer evrim reddedilseydi AIDS gibi enfeksiyon hastalıklarıyla mücadele etmek için yapılan tıbbi araş­tırmalar mümkün olmazdı. Ayrica evrim mekanizmala­rı anlaşılmamış olsaydı, biyo çeşitlilik ve iklim değişik­liği ile ilgili risklerin farkına varamazdık.
 
12.Modem dünyamız çok uzun bir tarihe sahiptir. Bu tarihte bilim ve teknolojinin gelişimi çok önemli bir yer tutar. Ancak bazılarının bilimsel yaklaşımı hâlâ tam olarak anlaşılmamıştır. Bu bilgi eksikliği kökten­dincilik ve aşırı akımların beslendiği bir kaynak haline gelmiştir. Bilimin tümüyle reddi insan haklarina yönel­tilmiş en tehlikeli tehditlerden biridir.
 
13.Evrime ve evrim savunucularına karşi savaş açanlar çoğunlukla aşırı dincilerdir. Bu kişiler aşırı sağ­kanat siyasi akımlarla işbirliği içindedir. Yaradılışçı akımlar gerçek bir siyasi güce sahiptir. Ayrıca pek çok kereler tanık olunduğu üzere, yaradılışçılığı en şiddetli şekilde savunanlar demokrasiyi teokrasiye dönüştürme­ye hazırdır.
 
14.Tek tanrılı dinlerin önde gelen temsilcileri çok daha ılımlı bir yol izlerler. Ömeğin Papa Benedict XVI, insanlığın evriminde bilimin rolünü över ve evrim ku­ramının "varsayımdan öte" olduğunu kabul eder.
 
15.Temel bilimsel kuram ola­rak evrim ile ilgili tüm olguların öğ­retilmesi, toplumumuzun ve demok­rasimizin geleceği için çok kritik bir rol oynar. Bu nedenle, evrim kura­mı, bilimsel olarak yanlışlanmadığı sürece, başta bilim derslerinin içeri­ği olmak üzere müfredatta sağlam bir yer edinmelidir. Evrim her yerde karşımıza çıkar. Orneğin antibiyo­tikleri gerekli gereksiz kullanmak, dirençli bakterilerin oluşmasına ze­min hazırlarken, böcek öldürücü ilaçların gereğinden fazla kullanıl­ması böceklerin mutasyon geçirip ilaçlardan etkilenmemesine yol açar.
 
16.Avrupa Konseyi kültür ve din ile ilgili derslerin öğretilmesinin öneminin bilin­cindedir. İfade özgürlüğü ve kişisel inanç adına yaradı­lışçı fikirler kültürel ve dini eğitime ilave olarak okutu­labilir. Ancak bunların bilimsel bir saygmlık talebi ola­maz.
 
17.Bilim, aklı sistematik bir yapıya kavuşması için eğitir. Bilim olguların niçin olduğunu değil, nasıl oldu­ğunu açıklar.
 
18.Yaradilışçıların giderek artan etkisinin neden­leri araştırıldığında, yaradılışçılık ve evrim arasındaki savunmaların entelektüel tartışmaların ötesine geçtiği görülür. Eğer dikkatli olmazsak Avrupa Konseyi'nin önemle üzerinde durduğu değerler, yaradılışçı kökten­dincilerin tehdidi altına girer. Dolayısıyla Konsey'in parlamenterleri çok geç olmadan önlem almalıdır.
 
19.Parlamenterler Meclisi, üye ülkelerin eğitim yetkililerini şu konularda dikkatli olmaya çağırıyor:
19.1. Bilime dayalı bilgiyi savunmak ve teşvik et­mek
 
19.2. Nesnel bilimsel bilginin öğretilmesinin yanı sıra, bilimin temelleri, tarihi, epistemolojisi ve yöntemleri konusundaki eğitimi güçlendirmek
 
19.3. Bilimi daha anlaşılabilir, daha çekici, çağdaş dünyanm gerçeklerine daha yakın bir hale getirmek
 
19.4. Yaradılışçılığın, evrim kuramı ile eşit düzeyde, bilimsel bir disiplin olarak okutulmasına kararlı bir şekilde karşı çıkmak ve genel olarak yaradılışçı fikirlerin din dı­şında herhangi bir disiplin içinde sunulmasına izin vermemek
 
19.5. Okul müfredatında ev­rimin temel bilimsel kııram olarak okutulmasmı teşvik etmek
20. Meclis, Avrupa Konseyi'ne üye 27 ülkenin bilim akademileri­nin Haziran 2006 tarihinde evrimin okutulmasına ilişkin deklarasyonu imzalamasını büyük bir memnuni­yetle karşılarken, bu deklarasyonu henüz imzalamamış olan bilim akademilerini de imzaya davet ediyor.
 
 
TÜRKİYE'DE YARADILIŞÇILIK AKIMI
Başta Türkiye, Fransa, İsviçre Belçika, Polanya, Rusya, İtalya, Yunanistan, Ingiltere, Hollanda, İsveç, Almanya, Ispanya'dan örneklerin yer aldığı raporda, Lüksemburg'un eski eğitim bakanı olan raportör Anne Brasseur, oylamadan sonraki açıklamasında yaradılışçı fikirlerin Avrupa'da kendisine zemin bulmaya çalıştığı­na ve bu fikirlerin yayılmasının pek çok Avrupa Kon­seyi ülkesini etkilediğine dikkat çekti. Hıristiyan yara­dılışçılığının yanı sıra artık Müslüman yaradılışçılığının da giderek etkin bir hale geldiğini ileri süren Brasseur, bu alanda Türkiye'de yaradışçılık fikirlerini yayamaya çalışan Harun yahya'nın (gerçek adı Adnan Oktar) Fransa, İsviçre, Belçika ve İspanya'da Yaradılış Atlası aracılığı ile propaganda yaptığını ileri sürüyor.
Müslüman ülkelerin içinde resmi olarak laikliği savunan birkaç ülkeden biri olan Türkiye'nin İslam bilimsel yaradılışçılığın beşiği olduğunu iddia eden Brasseur, Türkiye'de ders kitaplarında yaradılış fikirlerinin yer aldığına dikkat çekiyor ve lise öğrencilerinin %75'inin evrim kuramına inanmadığını belirtiyor.
 
Brasseur Türkiye'de Yaradılışçılık başlığı altmda yaptığı açıklamada şu bilgileri veriyor: "Gerçek adı Ad­nan Oktar olan Harun Yahya (Adnan Hoca olarak bi­linir) bu akımm en sembolik isimlerinden biri. 50 yaş­larında olan Harun Yahya, 20 yıldır yaradılış veya din ile ilgili çalışmaları kitap haline getirip, basıyor. Global adlı bir yayınevinin de sahibi olan Harun Yahya, 1991 yılında kısa adı BAV olan bir bilim ve araştırma vakfı kurdu. Kuruluşundan bu yana BAV, Türk eğitim siste­minden evrim ile ilgili tüm ifadelerin ders kitapların­dan çıkartılması için sıkı bir şekilde çalışıyor. Ayrıca Türkiye'nin belli başlı yerleşim merkezlerinde yaradılış­çıhk ile ilgili konferanslar düzenliyor. BAV'ın Ameri­kan Yaradılış Araştırmaları Enstitüsü (American Insti­tute for Creation Research - ICR) ile yakın ilişkisi ol­duğu düşünüyorum."
 
"Harun Yahya'nm en son çalışması,'Yaradılış Atla­sı' Aralık 2006 tarihinde piyasaya çıktı. Yedi ciltlik se­rinin ilki olan 772 sayfalık kitap, özetle Darwin'in ev­rim kurammı çürütmeyi hedefliyor. Kitabın çıkarttığı sonuç şu: 'Yaradılış bir olgudur' ve 'evrim bir aldatma­cadır'. Dahası, yazar kesin bir dille 'Darwinizm ile fa­şizm ve komünizm gibi ellerine kan bulaşmış ideolojiler arasmda bir ilişki vardır ve ben bu ilişkiyi kınıyorum' diyor. 2007 yılmm başlarmda Yahya bu atlası Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerine dağıtmak için bir saldırı başlattı.
 
"Yahya'nın bu saldırılarına karşı Türkiye'de bazı ha­reketler de göze çarpıyor. 1998 yılında Yahya'nm eleş­tirilerine cevap vermek ve evrime yöneltilen saldırılara karşı kamuoyunu uyarmak için bir komisyon kuruldu. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve TÜBİTAK da evrim kuramının yanında yer alarak bu karşı akımı ön­lemenin yollarmı arıyor."
 
 
YARADILIŞ ATLASI DİGER AVRUPA ÜLKELERINDE
 
FRANSA- 2007 yılırıın başların­da yaradılışçı Harun Yahya "Atlas of Creation" adlı yaradılış atlasmı çok sayıda Fransız okuluna ve araştırma merkezine gönderdi. Tepki olarak Eğitim Bakanı Gilles de Robien, "Bakanlığın belirlediği müfredat ile uyuşmadığı için okullarda okutula­maz" kararı verdi. Paris Üniversitesi IV'den Evrim Biyoloğu Herve Le Guyader, atlası incelemek üzere bakanlık tarafından görevlendirildi. Kitabın daha önceki Anglosakson kökenli yaradılışçı çalışmalardan daha tehlikeli olduğuna karar veren Guyader, "Bu kitap ilgi çekici resim­leri ve parlak baskısı ile yetersiz bil­giye sahip kişileri etkileyebilir. Ay­rıca kitabın bilimsel içeriği son derece yetersiz" diyor. Atlas ayrıca çok sayıda gazeteciye de gönderildi.
Fransa'daki İslami örgütlerin Yahya'nın atlası ile ilgili görüşleri genellikle evrimin İslam dini ile çelişmediği yönünde. Fransız Müslüman Konseyi adlı kuruluşun başkanı Dalil Boubakeur, "Yahya'nın bu girişimi son derece zararlı. Biz evrimin bilimsel bir olgu olduğunu kabul ediyoruz" diyor. Şubat 2007'de Le Monde'un söyleşi yaptığı sos­yolog Malek Chebel ise "Islam hiçbir zaman bilimden korkmamıştır. Atlas Türkiye'deki aşırı sağcılara yakın bir örgütün ürünüdür" diyor.
 
 
İSVİÇRE-Mart 2007'de yaradılış atlası, ülkenin Fransızca konuşan bölgesindeki çok sayıda okula gön­derildi. Cenevre Kantonu yetkililerinden Georges Schürch, bu kitabın titiz bir incelemeden geçirilmeden okullarda okutulmasının mümkün olmadığını söylüyor. Ayrıca Eğitim Bakanlığı'ndan Jacqueline Horneffer, "Kitap geçerli bilimsel kuramlara yanıt vermiyor ve ay­rıca laik ve dini eğitimin ayrılık ilkesine ters düşüyor" diyor.
 
 
BELÇİKA- Fransa'dan sonra Mart 2007 tarihinde atlas bu sefer de Belçika'daki okullara gönderildi . Sos­yal Gelişme ve Eğitim'den sorumlu bakan Marie Arena şu uyarıda bulundu: "Tüm öğretmenler bu belgelerin yaydığı değerlere karşı uyarılmalı ve bu kitabın öğren­cilerin eline ulaşması engellenmeli."
 
 
İSPANYA- Fransa'dan bir ay sonra Yahya'nm at­lası Barselona Universitesi ndeki biyoloji bölümüne gönderildi.
 
 
KARAR BAĞLAYICI MI?
AKPM kararları bağlayıcı değil ama bu hiçbir gücü yok anlamma gelmiyor. Eğer bir ülke AKPM karar­larına ısrarla uymazsa parlamentodan -atılabiliyor. Bu durum bir sürü sorunu da beraberinde getirebiliyor. Ül­kenin AKPM üyeliği sona ererken, Avrupa Konseyi üyeliği de askıya alınıyor ve söz konusu devlet bu durumda üye olmanın maddi ve siyasi avantajlarını kaybediyor.
 
Derleyen: Reyhan Oksay
 
İslam ve Evrim
 
Prof. Dr. Aslı Tolun
 
 Avrupa Konseyinin bu kararının ülkemizdeki ders kitaplarındaki yanlışların düzeltilmesine vesile olmasını umuyorum. Bilim derslerinde yalnızca bilim öğretil­mesi gerekir. Ayrıca, bilim ile dini birbirine ters gibi gösterme yalnızca bilime değil, dine de zarar verir. Ama en büyük zararı toplum görüyor; çünkü akılcı dü­şüncenin yerleşmediği bir toplum ilerleyemiyor. Bilim, tarih boyunca dincilerin saldırısına uğramıştır. Dünyanın düz olmadığı, hem güneşin hem kendi etrafında döndüğü savları kilise tarafından şiddetle red edilmişti. Kilise uzun zaman evrime de çok karşı olduysa da, sonunda pa­palar evrimi kabul ettiler. Ama başka kuruluşlar evrime saldırıyı sürdürmekte­ler. İşin tuhafı, İslamın evrimle bir sıkıntısı olmamasına karşın, son yıllarda hı­ristiyanların evrim karşıtlığı Türkiye'ye ithal edilmiştir. Örneğin Iran Islam Cum­huriyeti politikacıları İslam dininin evrime karşı olmadığını ve ülkelerinde ders­lerde evrim okutulduğunu açıkça beyan etmektedirler. Üstelik, bilime saldırı hep sürmektedir. Bilim karşıtı savların hepsini kitaplara almayı MEB düşünüyor mu? Politikacılar evrimin "sadece bir kuram (teori)" olduğunu ileri sürmekte­ler. Kuram, tüm bilimsel süzgeçlerden geçerek doğruluğu kanıtlanmış savlara denir.
 
Avrupa'da evrime en az inanan ulusun Türkler olmasının nedeni, genel eğitim düzeyinin düşüklüğü kadar, eğitimin bilimsel temellere dayandırılmama­sıdır. Geçen yıl yüzlerce bilim insanımız, öğretim üyesi, imza toplamış ve yaratılış öyküsünün bilimmiş gibi okullarda öğretilmesinin yanlış olduğunu duyurmuş ancak MEB bunu dikkate almamıştı. Umarız Avrupa Konseyininkini alır. Ama insan düşünüyor da, hataların düzeltilmesi sadece Avrupa'nın kafamıza vurmasıyla mı olacak?
 
Ne kadar üzücü...
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykutyazgan { 28 Ekim 2007 12:09:26 }
benim dikkatimi çeken, harun yahya`nın (adnan hoca) yaradılış atlası ismindeki yedi ciltlik kitabını yavaş yavaş avrupadaki bütün ülkelerin okul ve universitelerine göndererek evrim kuramının aksine bir iddia olan yaradılışçılığa (akıllı tasarım) zemin hazırlaması.

bunun farkında olan avrupa konseyi kitabın dağıtımına ve okutulmasına haklı olarak (yazıdaki gerekçeler çerçevesinde) şiddetle karşı çıkıyor.

boyle bir karşı çıkmanın meclis tarafindan kaleme alınmış olması buraya kadar gayet normal. raporun okunmasından sonra benim dikkatimi çeken husus; adnan hoca gibi fetullah hocanın da ayni yöntemlerle; yani zorla değil fakat planlı ve sabırlı bir şekilde bilimin yerine dini ve inancı, eğitim mekanizmaları aracılığı ile sistematik olarak yayma çalışma ve gayretleri

böyle bir faaliyetin bütün dünyaca laikliği benimsemiş bir iki islam ülkesinden bir tanesi olan türkiye`den yayılması ise son derecede çelişkili bir durum.

yalnız türkiye'nin değil, sanırım bütün dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike sanırım bu. zira bir taraftan 'hilal' adnan'lar, fettullahlar'la kendi inanç sistemleri için bütün dünyada bir zemin hazırlarlarken bir taraftan da abd'de faaliyet gösteren "icr" kuruluşu da hıristiyanlığın kalkanı arkasından ayni propagandayı senelerdenberi sürdürmekte.

bu da şunu gösteriyor:
hac ve hilal'in asırlarca birbirleri ile ve kendileri ile yapmış oldukları anlamsız kılıç kalkan savaşları artık sona eriyor. her iki cephede kazanılacak ve işgal edilecek olan toprakların (ya da insanların) silahla değil sözle ve eğitimle olacağına karar vermiş.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git