Polis öğrencinin karnındaki bebeği tekmelerle öldürdü! Cumartesi günü Başbakan Erdoğan'ın rektörlerle yaptığı toplantıyı protesto etmek amacıyla yapılan öğrenci eylemlerine vahşice saldıran polisin, 19 yaşındaki bir kadın öğrenciyi tekmeleyerek karnındaki bebeği kaybetmesine neden olduğu ortaya çıktı.
4 Aralık Cumartesi günü Başbakan Erdoğan'ın rektörlerle yaptığı toplantıyı protesto etmek amacıyla yapılan eylemler sırasında, çevik kuvvet ekiplerinin tekmelerle hamile bir kadın öğrencinin karnındaki bebeği öldürdüğü ortaya çıktı.
Bayan öğrenci dehşet verici olayı ''Polislere ‘vurmayın hamileyim’ dememe rağmen karnıma tekme ve coplarla vurdular'' sözleri ile anlattı.
Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, Kabataş'ta Genç-Sen, EHP, SDP ve TÖP üyeleri tarafından yapılan eyleme yapılan vahşi polis saldırısı sırasında, çevik kuvvet polisi, hamile bir kadın öğrencinin karnına, kadın öğrencinin hamile olduğunu söylemesine rağmen, tekmelerle saldırdı.
Ağır yaralanan öğrenci Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırıldı ancak karnındaki bebek kurtarılamadı.
Kadın öğrenci saldırıyı Fırat Haber Ajansı'na anlattı:
"O gün Dolmabahçe’ye yürümek üzere Kabataş’ta toplandık. Daha yürüyüşe geçmemiştik ki, çevik kuvvet kitleyi zorla kaldırıma iteklemeye başladı. Ancak, izinli bir yürüyüş olduğundan ve bizden önce başbakan ve rektörler arasında yapılan ilk toplantıyı protesto edenlere müdahale edilmediği için böyle bir saldırı olacağını hiç aklımızdan geçmedi.
Ben arkadaşlarımla kitlenin ortasında yer alıyordum. Dolmabahçe’ye doğru ilerlerken, birden yakın mesafeden gaz sıkmaya başladılar. Ne olduğunu anlamadan birden çevik kuvvetlerin üzerimize doğru geldiğini fark ettim. Geriye doğru kaçmaya çalışırken biri beni yakaladı. Ancak tam darp edecek iken elinden kurtulmayı başardım. Koşmaya başladım. Beni kovalayan aynı çevik kuvvet bir an ayağı takılıp yere düştü. Ancak daha sonra peşimden koşarak beni yakaladı. ‘Dur vurma hamileyim’ dememe rağmen copla karnıma vurdu.
Birden etrafım sarılmıştı, biri arkadan belime ve sırtımı coplarken, diğeri karnıma vuruyordu. Yere yığıldım, ancak bu defa postal darbeleriyle vurdular. Yerde acı içinde kıvranıyordum. Arkadaşlar yardımıma koştu. Beni yerden alarak Kabataş iskelesinin oraya götürdüler.
Yediğim gazdan ve darpların acısına etkisiyle kanama geçirdiğimi o anda anlamadım. Daha fazla dayanamadım ve baygınlık geçirdim. Beni hemen taksiye bindiren arkadaşım Taksim İlk Yardım Hastanesine yetiştirdi.
Ancak zulüm burada da sürdü. Gözaltlıları sağlık kontrolünden geçiren polis, durumum ağır olmasına rağmen hastanesinin acil bölümüne sokmadı. O halde beni iki büklüm taksinin içinde beklettiler. Daha sonra arkadaşım sedye getirdi ve taksicinin yardımıyla acile girebildim.
Hamile olduğumu ve darp edildiğimi söyledim. Acil bölümünde doktor muayenesine yönlendirdiler. Beni ultrason bölümüne yolladılar. Orada benim ve bebeğin sağlıklı olduğunu söylediler. O an çok sevindim. Ne olur olmaz diye sabaha kadar müşahede altında tutacaklarını söylediler. Doktorlar kanamanın büyük ihtimale darpların sonucunda meydana geldiğini belirtiler.
4 saat boyunca serum verdiler. Sonra tekrar ultrasona soktuklarında bebeğimin kalp atışlarının durduğunu söylediler. O anda dünyam yıkıldı. Panikledim, ağlamaya başladım. Yürüyemiyordum olayın şokuyla gaz içinde kalmış olan ellerimi yıkadım.
Sabaha kadar uyuyamadım. Sabah erkenden beni tekrar ultrasona soktular ve bebeğin tamamen hayatını kaybettiğini söylediler. Mahvolmuştum. Ağlamak dışında yapabileceğim bir şey yoktu.’’
Dehşet verici saldırıyı yaşayan öğrenci son olarak "Tekrar bir kadına daha bu acıyı yaşatmalarını istemiyorum. Onun için saldırının emrini verenden uygulayana kadar topluca cezalandırmaları ve görevden alınmalarını istiyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım" dedi.