|
|
Kağıttan Kaplanın SızıntılarıKategori: Wikileaks | 1 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 06 Aralık 2010 12:20:46 1956'da Amerikalı gazeteci Anna Louise Strong ile yaptığı görüşmede Çin lideri Mao Zedong (isterseniz Mao Tse Tung) Amerikan emperyalizmini şöyle tanımlıyor: "Görünüşe bakılırsa çok güçlü, ama gerçekte korkulacak bir yanı yok. Kağıttan kaplan bu. Dıştan bakıldığında bir kaplan, ama kağıttan yapılmış, rüzgâra ve yağmura dayanamaz".
Bugün Amerikan emperyalizmi tarihte gelmiş geçmiş birçok imparatorluk gibi yalnızca askerî gücüne dayanarak dünyadaki hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor. Ama yine tarihte birçok örneğini gördüğümüz gibi, teknolojik gelişmeler güç dengelerini değiştiriyor. Matbaanın icadı, barutun silâhlarda kullanılması, buhar makinesinin ortaya çıkışı, atomun parçalanması nasıl dünya dengelerini altüst etmişse "iletişim çağı" diye adlandırdığımız bu çağda da internet denen olgu dünyayı hızla değiştiriyor. Bilginin demokratikleşmesi nice rejimlerin sonunun başlangıcı olmuş ve olmaya devam edecektir. Abdülhamid'in telefonu yasaklaması, İncil'in Latinceden, Kuran'ın Arapçadan halkın anlayacağı dillere çevrilmesine karşı direnme hep bilginin demokratikleşmesine gösterilen tepkilerdir. Paul Allen ve Bill Gates 500 yıl önce matbaayı icat eden Johannes Gensfleisch zur Laden zum Gutenberg'in, 19. yüzyılda telefonu icat eden Alexander Graham Bell'in 20. ve 21. yüzyıl temsilcileridir. Eskiden gizli kalan, ekonomik yaşamı ya da politik üstünlüğü bu gizliliğe bağlı olan sırlar bu küresel ağ sayesinde anında dünyaya yayılabiliyor. II. Dünya savaşı sonrası, daha internet falan ortada yokken Amerikan ve Avrupa sanayi ürünlerini parçalayıp inceleyerek sırlarını öğrenip kopyasını yapan Japon sanayii, birçok sanayi alanında dünya lideri konumunda. Çin aynı yolda ilerliyor. Bugün internet yoluyla edinemeyeceğiniz bilgi neredeyse yok gibi. Yaklaşık 6 ay önce Amerikalı asker Bradley Manning'in öyküsünü anlatmıştım. Bildiğim kadarıyla kendisi halâ bir askerî cezaevinde hapis. Birçok kişi geçtiğimiz günlerde Wikileaks'in internette yayınladığı sızıntıların kaynağının Bradley Manning olabileceğini ileri sürüyor. 2006'da ilk kez ortaya çıkan Wikileaks'in "Düzene karşı Çinliler, Amerikalı, Tayvan'lı, Avrupalı, Avustralyalı ve Güney Afrikalı gazeteciler, matematikçiler, bilgisayarcılar tarafından kurulduğu ve sözcüsünün 2007 Ocak ayından bu yana Avustralyalı Julian Assange olduğu ve Wikileaks'te 1200 gönüllünün çalıştığı belirtiliyor. Wikileaks'in yayınladığı sızıntılar özellikle ABD dısişleri ve askerî yetkililerinin yazışmalarını kapsıyor. Karanlıkta tutulan kitlelerin, onların karanlıkta tutulmasında çıkarları olan kişilerin yaptıklarını, söylediklerini, marifetlerini bilmemeleri gerekiyor ki aydınlığa çıkmasınlar. Bilgi güç demektir ve bunu en iyi bilenler bilgileri gizli, saklı tutanlardır. Sızıntılar yoluyla açıklananlar dünya olaylarını az buçuk izleyen kimseyi şaşırtmış olamaz. Dolambaçlı sözlerle, "diplomatik" dille konuşulanların arkasında, kapalı kapılar ardında çok daha açık, çok daha dobra sözler söylendiğinden, açık tehditler savrulduğundan, Çarşamba pazarı benzeri pazarlıklar yapıldığından çoğumuzun zaten kuşkusu yoktu. Ama bunların kağıda -daha doğrusu ekrana- dökülmesi bu tahminleri doğruladı, bilgileri demokratikleştirdi. Julian Assange "İmparator çıplak" diye bağıran yaramaz çocuk oldu. Ve internet öyle bir ortam ki (teşekkürler Bill Gates!) bir siteyi kapatırsanız, köreltirseniz yüz tane yeni site bu bilgileri yayar, bilgileri yüklemiş olan bir kişi binlerce başkasına aktarabilir. Yayınlanan bilgilerin yanlış ya da uydurma olduğunu öne süren ve halkları aptal yerine koyan çok az kişi çıktı. Yöneticilerin ve özellikle de Amerikalı yöneticilerin söylediği "bu bilgilerin açıklanmasının ülkenin güvenliğini tehlikeye soktuğu ve bu yüzden 'sanal tedhiş' (cyber terrorism) sayılması gerektiği" yönünde. Bu mantıkla Assange'ı da terörist ilân ediyorlar, neredeyse kellesine fiyat biçecek 'fetva' çıkaracaklar. Bazıları da bütün bu sızıntıların aslında Amerikan oyunu olduğu, kasitli olarak sızdırıldığını iddia ediyor. Böyle düşünenlerin kafasında Amerika gibi güçlü bir ülkenin böylesi önemli bilgileri koruyamayacak durumda olmadığı varsayımı yatıyor. Amerika istemese bu bilgiler yayınlamazdı düşüncesi ne yazık ki tam bir teslimiyetçiliği yansıtıyor, sokaktaki adamın güçsüzlüğünü, manipüle edilmesinin kaçınılmaz olduğunu, ortalama dünya vatandaşının güçsüzlüğünü savlıyor. Amerika'yı kaplan olarak görüyorlar, oysa Mao'nun tesbitiyle kağıttan aslan. Durumu en iyi anlatan deyim SNAFU! (Situation normal, all fucked up!) Kabaca çevirisi: "Durum normal, herşeyin içine sıçılmış!" Bakalım hangi rüzgâr, hangi yağmur kağıttan aslanın hakkından gelecek.
Yorumlardeniz
{ 06 Aralık 2010 12:37:13 }
ELLERINIZE AKLINIZA SAGLIK!
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|