AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'de kadınların yüzde 39'unun fiziksel şiddet gördüğünü belirterek kadın-erkek eşitsizliğinin Türkiye'nin AB'ye katılımının önünde büyük bir engel olduğunu bildirdi.
Füle, Avrupa Parlamentosu Üyesi Franz Obermayr'ın "Özellikle Türkiye açısından kadınlara karşı şiddet" başlıklı soru önergesine anlamlı bir güne, "Uluslararası Kadına Karşı Şiddete Hayır Günü"ne denk gelen yanıt gönderdi. Avrupa Parlamentosu'na Avusturya'dan seçilen bağımsız parlamenter Franz Obermayr, önergesinde "Kadınların durumu özellikle Türkiye gibi İslamcı ülkelerde alarm verici bir durumda. Devlet araştırma kuruluşu Tübitak tarafından desteklenen, 1800 kadına sorular yöneltilen bir araştırmaya göre, Türk kadınlarının yüzde 34.2'si en azından bir kez evlilik içi şiddete maruz kalmış durumda" dedi. Türk kadınlarının, evlilik içi şiddete başka kadınlardan daha fazla maruz kaldıklarını kaydeden Vekil, şu soruları yöneltti:
"Komisyon'un kadın hakları üzerine yaptığı çalışma sadece AB üyesi devletlerle mi sınırlı, yoksa Türkiye gibi aday ülkeler de dikkate alınıyor mu?
Dikkate alınıyorsa Türkiye bu sorunla ilgili veri toplama konusunda işbirliği yapıyor mu?
İşbirliğinde bulunduysa İslam faktörünün kadına karşı şiddet içerisindeki yeri ne?
Türkiye'deki kadınların karşılaştıkları aile içi şiddetle ilgili alarm verici durum Türkiye'nin AB'ye katılması konusunda bir engel oluşturuyor mu?"
Füle: Eşitlik Türkiye'nin AB'ye katılımı önünde büyük engel
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise önergeye yanıtında, "Aile içi şiddet, töre cinayetleri ve erken yaşta ve zorla evlendirmeler ciddi sorunlar ve Türkiye 2010 İlerleme Raporu'nun kadın haklarıyla ilgili bölümünde bu şekilde ele alındı" dedi. AB'nin parasal katkısı ve Türk hükümetinin desteğiyle son dönemde gerçekleştirilen bir projenin "Türkiye'de kadınların yüzde 39'unun fiziksel şiddet kurbanı olduklarını ve her dört kadından birinin, gördükleri şiddet sonucu yaralandığını ortaya koyduğunu" belirten Füle şöyle devam etti:
"Cinsiyet eşitliği Türkiye için, ülkenin AB'ye katılımı önündeki büyük bir engel olarak durmaya devam etmektedir. Kadın-erkek eşitliğini ve kadın haklarını garanti altına alan yasal çerçevenin sosyal bir realite haline gelmesi için önemli ek çabalara ihtiyaç vardır. Bu konuda, Türkiye'de kadınlar için pozitif ayrımcılık ölçütlerinin kabul edilmesine imkân sağlayan son anayasa değişiklikleri, doğru yönde atılmış bir adımdır."
Aile içi şiddet ve kadın sünnetine önlem
Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen, 2010-2014 yılları arasında kadın haklarında iyileştirmeler yapılmasını öngören Stockholm Programı'nın, savunmasız bir grup olarak şiddete uğrayan kadınlara, yasal koruma dâhil daha geniş koruma sağladığını belirten Füle, "Bu yıl Nisan ayında kabul edilen Stockholm Programı Eylem Planı (2010-2014), kadın ve çocuklara karşı uygulanan, aile içi şiddet ve kadın sünneti dâhil, şiddete güçlü bir Avrupalı yanıt oluşturacak olan elverişli tüm politika enstrümanlarının bir plana göre yerleştirileceğini belirtiyor" dedi.
İstatistik hazırlanacak
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Avrupa Parlamentosu'nun 2009 Kasımı'nda, Temel Haklar Ajansı (Fundamental Rights Agency - FRA)'na, AB içinde kadınlara karşı şiddetle ilgili kıyaslanabilir istatistikler toplaması ve derlemesi çağrısında bulunan bir karar aldığını hatırlattı. Kolay sonuç çıkarılabilecek formda raporlar hazırlanacağını belirten Füle, FRA'nın AB içinde kadınlara karşı şiddetle ilgili bir çalışma hazırladığını yanıtına ekledi.
Kaynak: Cumhuriyet