A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türk misafir işçiler için seyyar cami

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 17 Kasım 2010 02:16:05

Sokakları ve kenti boydan boya ikiye bölen ünlü Berlin Duvarı 1989'da yıkıldı. İşte o duvarın yıkılışı da pek çok ailenin parçalanmasına neden oldu. Pek çok Türk'un Doğu Berlin'de sevgilisi vardı. Duvar ortadan kalkınca Doğulu kadınlar Türklerden olma çocuklarının ellerinden tutup Batı'ya geçtiler ve pek çok Türk ailesini perişan ettiler.

1 – 7 Kasım, 2010
 
 
1 Kasım, Pazartesi
 
1964 yılından ilginç bir haber: “Türk misafir işçiler için” yapılan seyyar cami, dikkat çekici. Alman Devlet Demiryolları bünyelerinde çalışan Türkler için bir vagonu seyyar camii yapmış. Bir vagonun içine halılar koyarak seyyar cami haline getiren Alman Devlet Demiryolları, ayrıca içeri yerleştirilen bir pusula sayesinde namaz kılacak işçilere kıbleyi de göstermiş.
 
Evet, göç sürecinde neler yaşandı neler... Aslında göç ellinci yıla yaklaşırken bunu ortaya çıkarmalı, unutulmak üzere olan yakın tarihi iyi bilmek için.
 
 
2 Kasım, Salı
 
Gazeteci Erhan Merttürk’ün hazırlamak için uğraştığı Yarım Asır, Yarım Vatan  dosyasını karıştırıyorum da şaşıp kalıyorum.
 
Dağlarca’dan Yaşar Kemal’e, Aziz Nesin’den Zülfü Livaneli’ye, Haldun Taner’den Fatih Akın’a, Fatih Terim’den Safiye Ayla’ya, Duygu Asena’dan Mümtaz Soysal’a, Onur Öymen’den Orhan Pamuk’a ve pek siyasetçiye ... uzanan bir röportajlar serisini ayıklamaya çalışmış bu genç gazeteci arkadaş.
 
Berlin’e gelenlerle ilginç söyleşiler yapılmış, hepsi yakın tarihin alanına giriyor ve unutulmamalı bence. Çoktan kapanan ve bir zamanlar çalıştığı Multikultiradio’nun arşivinden unutulan bu röporttajları toplama peşine düşmüş. Coşkuyla da işe koyulmuş. O arada, unutulan pek çok gazete haberini de aralara serpiştirmiş. 
 
Bu dosyadaki bir gazete haberine göre 1973 yılında ilk Türk çocuk doktoru Berlin’de muayenehane açmış. Bu da gazeteye haber olmuş: “Onların dilinden konuşan bir doktor”. Yakın tarihin belgelerinin ortaya çıkmasına seviniyorum.
 
 
3 Kasım, Çarşamba
 
“Sabahattin Ali’nin Berlin’i” ni yazacağım Kültür gazetesine. 1929’da yazdığı “Mufassıl Cermenistan Seyâhatnâmesi”nde Berlin’e gelişinin öyküsünü anlatıyor ağdalı bir dille.
 
Berlin’i şöyle betimliyor bu ilginç Seyahatnâmede: “geniş caddelerle büyük meydanları bir yere topla, Berlin şehri meydana gelir” dedikten sonra sözünü şöyle sürdürüyor:
“mu’azzam binaları da tabii ilâve eylemelidir... Hele bir mağazası var ki nâmı Wertheim’dir, bir ucundan bakıldıkta öbür ucu görülmez, bir mahalleden kebîr bir nesnedir.” Söylentiye göre beş bin kişi çalışıyormuş bu mağazada. Bu mağaza hâlâ varlığını sürdürüyor Berlin’de. 
 
On beş gün Berlin’de kaldıktan sonra Potsdam’a gönderilir ve bir papağan gibi çabuk dil öğrenmesi istenir Sabahattin Ali’den. Balıkesir öğretmen okulunu bitirdikten sonra bir devlet sınavını kazanıp “Berlin Üniversitesi Edebiyat Bölümünde” eğitime başlamadan önce  Potsdam’da pansiyonda kalır dil öğrenmek için. “Oranın görülmemiş çiçeklerle bezeli bir yer olduğunu burada yaşayan insanın muhakkak şair olacağını” söylermiş yakınlarına.
 
Başı öne eğilmeyen bir yazar olur, Sabahattin Ali. Onun 1943’te yayımlanan Kürk Mantolu Madonna romanındaki Berlin betimlemelerinden yola çıkarak oluşturacağım yazımı.
 
 
4 Kasım, Perşembe
 
Ne anlatıyor bu şiir? Bir şey anlatmalı mı bu şiir? Şiir bir şey anlatmak için mi yazılır?  İşte yeni bir şiir:
 
AKSAK
 
Alıştırır senin o ipince gidişin, gelişin
İncinen inciyi boyundur belirleyen
 
İpek seğirme, göçün de kendi dili var
Ölüp ölüp dirilen gölgenin ağzında
Yolum uzun bir düş ama çok kısa bir ân
Gecenin eli sıcak / soğuk, ahali şaşkın
Sen gittin, gün bitmedi, düş duruyor bomboş
Yazık bu kırık dökük dillere çerçevesiz resimlere
 
Dur dedim gidilirse gelinir de
Ölme sen, ölme ki gitmeyelim bir yere
 
 
5 Kasım, Cuma
 
Okumamıştım, daha doğrusu okuyamamıştım Yade Kara’nın Selam Berlin’ini (2004). İki Almanya’nın birleşme öncesinde tam duvarın yıkıldığı günlerin Berlin’ini anlatıyor bu roman.
 
Yazarın ilk romanı ve onun için de neyi var neyi yoksa boca etmiş. Benim için romanın önemi, belgesellik taşıması. Belgesel roman değil,  Selam Berlin. İki kültür arasında sıkışıp kalmış insanların yakıcı dünyaları ve kimlik arayışları öne çıkmış. Çözüm önerileri yapmamış yazar, saptamalarla geliştirmiş öykülerini. Kahramanlarının karakterlerini yerli yerine oturmuş. Duvarın yıkılışıyla dağılan bir aile ve koas ortamının fotoğrafını iyi çekmiş yazar.
 
Başka kitaplarının olup olmadığını merak ettim. “Berlin’de bir tarafı Doğu, bir tarafı Batı Berlin’e ait olan sokaklar vardı. Ben de öyle bir sokakta, sınırın hemen yan başında oturuyordum.”
 
“Onu uzaktan gördüm. Bilinen ihtişamıyla orada duruyordu. Her zaman olduğu gibi. Berlin Duvarı. Benim grafiti duvarım. Sokağımızın ortasında.”
 
Sokakları ve kenti boydan boya ikiye bölen ünlü Berlin Duvarı 1989’da yıkıldı. İşte o duvarın yıkılışı da pek çok ailenin parçalanmasına neden oldu. Pek çok Türk’un Doğu Berlin’de sevgilisi vardı. Duvar ortadan kalkınca Doğulu kadınlar Türklerden olma çocuklarının ellerinden tutup Batı’ye geçtiler ve pek çok Türk ailesini perişan ettiler. Romanın bu konuyu işlemiş olması da önemli. Çünkü büyük acılar ve trajediler yaşandı o dönemde.
 
 
6 Kasım, Cumartesi
 
Brecht’in Günlükler’inin –1913-1941- birinci cildini okuyorum: Nasıl çalışkan bir çocuk küçük Brecht. Okuyor, şiir yazıyor, piyes düşünüyor ve oyunlara gidiyor, satranç oynuyor (satranca bayılıyor). Kalbinden rahatsız ve sık sık hastalanıyor.
 
“Öğleden sonra hemen hemen hiçbir şey yapmadım. Ne yavan bir gün! Sadece yeni şiirler yazıp bitirdim! –Onun dışında her şey uykudaydı!”.
 
 
7 Kasım, Pazar
 
İstanbul doğumlu Türkolog Bulgar komşumla eşi beni Yugoslav lokantasına öğlen yemeğine davet ettiler. Bu yaşlı insanların ve benim dünyamda unutulmaz bir Pazar oldu öğleden sonra.
 
Türkolog hanımın yaşamı çok zengin, dopdolu. Mektuplarını, fotoğraflarını toparlayabilirse, anılarını da, biyografik bir kitaba girişeceğim onun için. İstanbul, Bulgaristan, Komünist Partisi, babası, Varna, akrabaları, Doğu Berlin, Türkoloji ve yazarlar, dostları, yaşadıkları... beni iyi bir kitaba doğru çekiyor.
 
Bir hayat nedir ki zaten? Birkaç mektup, unutulmaz anılar, sarıp solmuş fotoğraflar, çocukluk anıları, çekilen acılar...
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

ANKARA CEBECİ, 30 EYLÜL
AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL

HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum
BU VATAN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git