|
Her Ölüm Erken ÖlümdürKategori: Berlin Günceleri | 0 Yorum | Yazan: Gültekin Emre | 05 Kasım 2010 08:40:49 Arif Damar ağabeyi kaybetmişiz. Üzüldüm. Onunla iki yıl önce "Şiir Ayvalık'ta" etkinliğinde mini bir söyleşi yapmıştım. Akşam gittiğimiz lokantada yan yana oturmuş ve levrek eşliğinde rakı içmiştim. Devrimci düşüncelerinden hiç ödün vermeyen önemli bir şairdi. Şiirini hep geliştirmesini bildi. Yoksulların dünyasında yer aldı hep.
18 – 24 Ekim 18 Ekim Pazartesi Bütün gün Türk Edebiyatında Viyana kitabıma çalıştım. Toplanan malzemeleri, yani fotokopileri dosyaladım sırayla. Kitap gözümde iyice belirginleşmeye başladı; tüm eksikliklerine karşın ele avuca gelir gibi oldu. Kentlerin yazın türlerine yansıması beni büyülüyor neredeyse. Tarih, coğrafya, kültür-sanat, günlük yaşam, yemek kültürü, sanatsal etkinlikler... turistik bakışlar içerseler de izlenimlerle örülü denemeler çoğu bulduğum metinlerin. Anı, günlük, deneme, öykü, şiir, roman... bir kenti ne kadar ele alabiliyorsa o kadarı benim çalışmamın omurgasını oluşturuyor. 19 Ekim, Salı Yarın Zeynep gelecek Bursa’dan. Nilüfer ilçesinin kütüphane sorumlusu Zeynep; Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi’nin. Ona Berlin’deki kütüphaneleri göstereceğim, gezdireceğim, anlatacağım. Buralardan çalıştığı o gencecik kütüphaneye fikirler devşirecek. Olanakları elverdiğince neler yapabilecek, okurlarına daha nasıl verimli hizmet verebilecek, onları araştıracak burada, üç gün boyunca. Ben de Milli Kütüphane’de çalıştığım yıllara gidip geleceğim o buradayken. Çalıştığım süreli yayınlar bölümüne, okuyucu hizmetlerine, bir zamanların yasak deposuna, Türkiye’nin 1977-80 arasındaki can alıcı siyaset dünyasına, ölüm korkusuna, yeni yeni yayımlamaya başladığım şiirlerime, çevirilerime de dönüp bakacağım, anılarıma dalacağım. 20, Ekim, Çarşamba Zeynep geldi. Rakı, Yaşar Kemal’in şiir kitabı Bugünlerde Bahar İndi’yi, Şebnem İşigüzel’in son romanı Kirpiklerimin Gölgesi’ni de getirdi. Yemekten sonra kentin merkezine götürdüm onu. Yürüyerek Yahudi Soy Kırım Anıtını (mezar biçiminde), Bandenburger Tor’u, Unterden Linden caddesindeki tarihi yapıları, Berliner Dom kilisesini, Nikolai Virtel’i (Berlin’in en eski yerleşim bölgesi ve ilk yapılan kiliseyi)... gösterdim, anlattım. O da fotoğraf çekti bol bol. Akşam da rakı içtik ve Berlin’i konuştuk. 21 Ekim, Perşembe Bir yıla yakın her gün gittiğim ve 300 Yıldır Türkler Berlin’de kitabımı hazırladığım Devlet Kütüphanesi’ne götürdüm Zeynep’i. Yüzü bir gemiye benzeyen bu kütüphanede on milyon kitap bulunuyor ve iki milyon da basılı başka materyal. Okurların, araştırmacıların rahat etmesi için ter türü konfor düşünülmüş. Çalışma masasından ışığına, fotokopisinden mikrofilmine, sanal alemdeki okumaya kadar her şey planlanmış. Enfes de bir kafeteryası var. Aylık on yuro, yıllık yirmi beş yuro ücret alınıyor. Kütüphanenin karşısında önemli sergilerin açıldığı Kulturform var. Buradaki sanat kütüphanesini de gezdik, harf sergisini de. Ortodoks Rus kilisesinin önünden Berlin Flarmoni binasına yürüdük. Oradan da Berlin Film Festivali’nin yapıldığı Marlene-Dietrich Alanı’na geçtik. Berlin’i Zeynep’le yeniden keşfe çıktım sanki. 22 Ekim, Cuma Arif Damar ağabeyi kaybetmişiz. Üzüldüm. Onunla iki yıl önce “Şiir Ayvalık’ta” etkinliğinde mini bir söyleşi yapmıştım.Akşam gittiğimiz lokantada yan yana oturmuş ve levrek eşliğinde rakı içmiştim. Devrimci düşüncelerinden hiç ödün vermeyen önemli bir şairdi. Şiirini hep geliştirmesini bildi. Yoksulların dünyasında yer aldı hep. Bir fotoğraf daha geliyor gözümün önünle onunla ilgili. Hayâl yayınları sahibi Özgen Kılıçarslan’la birlikte Ayvalık’ta, Cunda’da, kaldığı otelde onu ziyaret edişimizi de hiç unutamıyorum. İyice zayıflamış, küçülmüş, bir avuç kalmış Arif Damar’a bastığı kitaplarını getirmişti Özgen. Birkaç gün sonra da şiir etkinliğinde birlikte şiir okumuştuk; söyleşi yapmıştım. “Her ölüm erken ölümdür”. Amerikalıların savaştan sonra Berlinlilere armağan ettiği Amerikagenekbibliothek’te görevli arkadaşım Tarık Zeynep’e çalıştığı yerle ilgili bilgiler verirken, ben Arif Damar’ı düşünüyordum. 23 Ekim, Cumartesi Zeynep gitti. Her gidenin ardından bir boşluk olur ya, o gidince de öyle oldu. Rahime’nin abisinin durumu hiç de iyiye gitmiyor. Aklım hep İzmir’de Rahime’de ve abisinde. Nöbetleşe hastanın başındalar. Onlarla birlikte olamamak ne kötü. Akşamüstü yazar Yusuf Ziya Bahadınlı ağabeyle buluştum. Doğduğu Yozgat’ın kazası Bahadın’a bir kütüphane yaptırmasının öyküsünü ve heyecanını paylaştı benimle Yusuf Ziya ağabey. Ömrü boyunca (84 yaşında) roman, öykü ve gezi yazılarının dışında, dergi ve kitap yayınlamış ve hep okumuş bir yazarın geride bırakabileceği en güzel anı, yapıt belki de bir kütüphane olmalı bence de. Yusuf Ziya’nın coşkusunu hiç unutmayacağım, unutulacak gibi değil çünkü. 24 Ekim, Pazar Buket Uzuner’le yüz yüze gelebildik nihayet. Kadın Öykülerinde Avrupa’yı hazırlarken başlamıştı yazışmamız, haberleşmemiz. Kısmet bugüneymiş. Onu almaya gittim gazeteci arkadaşının evine. Kapıdan çıktık, yağmur başladı. Geri dönüp şemsiye alalım dedik. Kapıyı açamadık. Uğraş allah uğraş kapı açılmıyor! Yandaki komşudan yardım istedim. Yardım edemeyeceklerini söyledi yaşlı karı koca. Üst kata çıkan iki hanım yardımcı olmaya çalıştı, onlar da kapıyı açamadılar. Evlerine çağırdılar bizi. Gazetecinin kardeşine ulaşmaya çalıştık; ulaşamadık. Sonra, “siz çıkın dışarı, biz evdeyiz, gazetecinin kardeşini de ararız, şu şemsiyeyi de alın” dediler. Biz de tanışmamızın ilk günü olan bu garipliğe kahkahalarla güldük ve kahve içmeye gittik. Değinmediğimiz konu kalmadı gibi kahvede. Sonra gazetecinin kardeşiyle bağlantı kuruldu Evin önünde buluştuk. Dairenin kapısını açmada o da zorlandı ama sonunda kapı diremekten vazgeçti ve kapı açıldı. Meğersem kapının kafası karışmış üç anahtar deliğini kurcalarken. Yoksa çok basitmiş. Bir kahkaha tufanı da kapının açılışıyla oldu. Buket Uzuner, yarın Gökkuşağı Kitabevi’nde Berlinli okurlarıyla tanışacak, buluşacak ve kitaplarını imzalayacak. Bana da son romanı, benim merak ettiğim ve okumak istediğim İstanbullular’ı imzaladı. Kırmızı yayınlarının yayımlamaya başladığı Yeni dergisiyle Kitap-lık’ın son sayısını getirdi.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|