A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Avrupa'da Yirmi Senem Nasıl Geçti?

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 02 Ekim 2010 11:10:06

Rebia Tevfik Başokçu'nun Avrupa'da Yirmi Senem Nasıl Geçti? (1942) kitabını okuyorum elimden düşürmeden. 1920'li yılların sonuyla otuzlu yılların başlarında Berlin'de kurduğu dikiş atölyesiyle başarılı olmuş bir işkadının yaşamı bana nasıl da çekici, ilginç geldi. Paris'ten 7 Frankla Berlin'e gelen ve azmi sayesinde ayakları üstünde kalarak çevre, dost edinen başarılı olan bu kadının bir de yakın arkadaşı var evlilikte başarı olmamış, Sorbonne'de okumaya çalışırken tanıştığı, Leyla hanım.

23 – 29 Ağustos

23 Ağustos, Pazartesi
 
Okul. Tam bir kaos.
 
Yedinci sınıflar spor salonuna alındı. Okulun orkestrası mini bir konser verdi. Ders programım henüz belli değil. Sınıf öğretmenleri oradan oraya koşturuyor. Bu hafta 12.30’a kadar okulda kalacağız.
 
Okul beni bunaltıyor, bayılacak gibi oluyorum.
 
 
24 Ağustos, Salı
 
Süreya Berfe’nin yeni şiir kitabı Seferis ile Üvez’i okudum bir kez daha okulun kütüphanesinde.
 
Ders programları netleşmedi daha. Fotokopilere falan yardım ediyorum ara ara. Aklım yazılarımda.
 
 
25 Ağustos, Çarşamba
 
Rebia Tevfik Başokçu’nun Avrupa’da Yirmi Senem Nasıl Geçti? (1942) kitabını okuyorum elimden düşürmeden. 1920’li yılların sonuyla otuzlu yılların başlarında Berlin`de kurduğu dikiş atölyesiyle başarılı olmuş bir işkadının yaşamı bana nasıl da çekici, ilginç geldi.
 
Paris’ten 7 Frankla Berlin’e gelen ve azmi sayesinde ayakları üstünde kalarak çevre, dost edinen başarılı olan bu kadının bir de yakın arkadaşı var evlilikte başarı olmamış, Sorbonne’de okumaya çalışırken tanıştığı, Leyla hanım. Rebia hanım da evlilikte aradığını bulmamış bir hanım. İki hanım sırt sırta verip harikalar yaratırlar modada.
 
Rebia hanımın Berlinli hanım ve  beylerin giyimlerine ilişkin gözlemleri de ilgi çekici: Unter den Linden’den “Yukarı doğru yürüdükçe benim dikkatimi çeken cadde ve dükkânlar değildi. Fakat o cadde de yürüyen kadın   erkek halkın kıyafetleri idi. Şişman penbe yanaklı sarışın Alman kadınları, taşkın vücutlarını sıkan entariler içinde yüzde seksen şapkasız ve çorapsız, erkeklerinin yanında hızlı hızlı gidiyorlar. Erkeklerin de gri yahut çizgili tayyör üstüne balarında silindir şapka görülüyordu.”
 
Rebia hanımın gözlemleri şu saptamalarla şöyle sürüyor: “Bu acayip kıyafetlerin sebebini merak ederek sonradan tahkik ettim. Kadınların, Alman parasının daima düşmesinden iktisat için şapka ve çorap giymediklerini, erkeklerin de çuha şapka almamak için evdeki eski silindir şapkalarını kullandıklarını öğrendim.”
 
 
26 Ağustos, Perşembe
 
Rebia hanımın anıları roman gibi. Özensiz basılmış olmasına, dil yanlışlarına rağmen alıp götürdü beni çektiği sıkıntılara, Berlin’in eski haline ve verdiği inanılmaz mücadeleye.
 
Diplomatlarla, konsolos, büyükelçi hanımlarıyla, Türkiye’yi seven Almanlarla, ülkemizde görev yapmış askerlerle sıkı dost olurlar ve karşılıklı birbirlerine gider gelirler tanınmaya başladıkça.
 
Aklı hep ülkesinde ve Kurtuluş Savaşı’nın sonucundadır Rebia hanımın. Ülkemize ve Atatürk’e büyük bir saygı vardır Berlin’de, Rebia hanımın dostları arasında.
 
İkinci Dünya Savaşı’nın ayak seslerinden ürküp Paris’e taşınır bu cesur hanım. Atölyesi orada da harıl harıl işler. Atatürk’ün ölümüyle sarsılır. Paris sinemalarında bir ay boyunca ülkemiz hakkında gösterilen belgesel filme hangi ruhsal sarsıntılarla gittiğini de yazmadan geçemez.
 
Savaş başladığındaysa yakın arkadaşı Leyla’yı kaybeder. Yirmi yıl gurbette kalmanın, verilen mücadelenin iyi bir belgeseli, dökümü bu kitap: Avrupa’da Yirmi Senem Nasıl Geçti?
 
 
27 Ağustos, Cuma
 
Alman Tarih Müzesi’nde bir ulusu var eden ne varsa baştan sona, enfes biçimde sergilenişine şaşıp kalıyorum.
 
Haritalar, ilk kurulan yerleşim birimleri oluşan topluluklar, silahları...
 
Sonra kilise binaları, kilisenin egemenliği... Orduların oluşması... Prenslikler ve aralarında iktidar mücadelesi... Zırhlar, silahlar ve çıkar savaşları...
 
Komşularıyla olan ilişkisi, savaşları... Savaşlarda kullanılan yeni teknikler, silahlar ve askerlerin, halkın giysileri...
 
Kurulan endüstri ve el tezgâhlarından atölyelere, sonra da fabrikalara dönüşen sanayi... Kırsal kesim insanının yaşamı, kullandığı ev aletleri, yaşam biçimleri... Zenginlerin yaşamlarını yansıtan lüks, yatak odalarından yemek odasına, yazı aletlerinden dolaplara, süs eşyasından porselenlere... uzanan bir zenginlik gelinen toplum yaşamının da enfes örneklerini oluşturuyor.
 
Geçmişin nasıl olduğunu ve nereden nereye gelindiğini de gösteriyor çok ayrıntılı bir biçimde Alman Tarih Müzesi.
 
 
28 Ağustos, Cumartesi
 
Dirim’le Türk pazarına gittik. Sebze-meyve aldık, Türk marketinde de kıyma. Ayvalık pazarının satıcılarını aradı gözlerim. Eve gelince niyetim mercimek çorbası pişirmekti ama Dirim kıymalı taze fasulye isteyince vazgeçtim çorba pişirmekten. Pirinç pilavını da hazır edince, Dirim’in keyfine diyecek yoktu doğrusu.
 
Yağmur yağıyor ve ben evde olmanın tadını çıkarıyorum kitap okuyarak.
 
Rebia hanımın anılarından 1939’daki Erzincan depremine yardım için nasıl çırpındığını okuyorum ve gönlü ülkesinde olan bu kadının yayımlanan Paris Cehenneminden Nasıl Kurtuldum?  kitabını da arayıp bulmak istiyorum. Onun bir de arkadaşı Leyla’nın yazdığı Daima Asla, romanı da varmış. Telefonda ve Radyoda  kitabı basılmaktaymış 1942’de. Bir de Güzelleşmek İçin İçtimai Düşünceler kitabını da yazıyormuş o yıllarda. Acaba bu kitap da çıktı mı? İnternette onun hakkında bir şeyler bulabilecek miyim?
 
 
29 Ağustos, Pazar
 
Hava kapalı, yağmurlu. Bütün günü bilgisayarımın başında geçirdim sayılır. Ara ara da kitap okudum. Şairlerden Kürt Sorununa Çözüm Önerileri’nde yar alan (keşke bu kitapta yer alan düşüncelere birileri dikkat çekse) yazılara dalıp gidiyorum.
 
Bir biçimde Yücel Kayıran’ın Kritiğin Toprağında topladığı yazılarına başlayamadım. Orasından burasından karıştırdığım kitaba zaman ayırmalıyım. Üstünde düşünülecek yazılar yazıyor Yücel Kayıran. Eleştiride de farklı bir yol izliyor. Daha çok araştırmacı gibi çalışıyor ve kendince gözlemler, düşünceler geliştiriyor ele aldığı şairler üzerine.

 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git