A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

'Yetmez ama evet' ne demektir?

Kategori Kategori: Medya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 06 Eylül 2010 09:23:20

Milliyet yazarı Kadri Gürsel bugün ki köşesinde "Yetmez ama evet' ne demektir?" diye soruyor ve ilginç bir gözlem yapıyor. Yazısında Kadri Gürsel "yetmez ama evetçi"leri üçe ayırıyor:


1) AKP gemisine eskiden binmiş ve çıkar bağı kurmuş olanlar
2) Solun başaramadığı “müesses nizamı yıkma” işi belki Kürt hareketi ya da İslamcılar tarafından halledilir diye bekleyenler
3) Her iki özelliği aynı siyasi karakterde bütünleştiren “Yandaşlaşmış travmatikler”, yani en fanatikler.
                          
 
Kadri Gürsel ‘in ‘Yetmez ama evet’ ne demektir? başlıklı yazısı şöyle:

“12 Eylül’de referanduma sunulacak anayasa değişikliği paketine “Yetmez ama evet” diyenler herkesi kör, âlemi sersem sanıyorlar.

Genel manada “liberal” ya da kendini solda tarif eden “liberal” ağırlıklı bu kişi ve gruplar, paket için “Yetmez” diyerek, AKP’yle de, AKP’nin siyasi hedeflerinin bir enstrümanı olan bu paketle de araya mesafe koydukları zannını yaratmak istiyorlar. Böyle yaparak, referandumun sonucu ne olursa olsun, ileride mutlaka omuzlarına çökecek olan tarihi sorumluluğu hafifletmek amacındalar.

“Yetmez” dediler ya, guya “şerhli evet” demiş gibi gösteriyorlar kendilerini...
Oysa “şerhsiz, koşulsuz evet” diyorlar; ama mahcup ve utangaç bir şekilde...
Bir kere, “Yetmez” demek, “Daha” demektir.

Bahsimizdeki anayasa değişikliği ihtiyaçlarınıza cevap vermiyordur; “yetmez” dersiniz. Bu bir olumsuzlamadır ve bir tavır alıştır... “Daha fazlası”nı istemeyi içerir.
Sonra “Daha fazlası yoksa ben yokum” da diyebilirsiniz... Mesela, özel ve farklı bir realitenin ürünü olan BDP boykotundaki siyasi tutum tam da budur. BDP, yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesi ve Kürt sorununa ilişkin herhangi bir reformun bu pakette yer almaması nedeniyle referandumu boykot ediyor.

Ama yetmeyeni olumladığınızda, yani “evet” dediğinizde, bundan önce “Yetmez ama” demiş olmanızın hiçbir anlamı kalmaz.

“Yetmez ama evet” demek ikiyüzlü bir tavırdır; bir nevi göz boyamacılıktır.

“10 Aralık Hareketi”nin önceki gün İstanbul’da düzenlediği anayasa değişikliği konulu panelde konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun şu sözlerini not ettim:

“Eğer (anayasa değişikliği paketiyle) yapılanlar kısmen de olsa olumlu olsaydı, olumlu bir adım atılmış ve dahası atılacak olsaydı, olumlu karşılayabilirdik. Ancak,
 
‘Yetmez ama evet’de bu yok. Bütün olarak getirilenler ve götürülenler arasında bir denge kurulduğu zaman, bana götürülenlerin, getirilenlerden daha fazla olduğu izlenimini veriyor. Anayasacılığın gelişmesi siyasi iktidarın sınırlanması oranında olur. Burada tam tersi oluyor.”

“Yetmez ama evet”çiler, anayasa değişikliği paketinin, Kaboğlu’nun ifadesiyle demokrasiden neleri “götüreceğini” görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar.
Birçoğunun gözünde, bugünkü “yüksek yargı” düzeninin tasfiye edilmesi, “yargının demokratikleşmesi” oluyor...

Bu dediğiniz, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesiyle sağlanır. Oysa paketteki düzenleme tam tersine, siyasi iktidara tabi kılınmış, iktidar üzerinde kontrol ve dengeleme görevini ifa etme yeteneğini tamamen yitirmiş, bağımlı bir yargı çıkarıyor karşımıza... Bağımlı yargıyla demokrasi olmaz, iktidar yoğunlaşması olur.
“Yetmez ama evet”çilerin ortak arızası, sadece “yıkılanı” görüp onaylamak, ama yerine neyin kurulduğunu görmeyi istememek ya da görememek... Bu da yıkılanın yerine, sürdürülebilir, özgürlükçü ve çağdaş bir demokrasinin kurulmasına katkıda bulunmalarını engelliyor.

Arıza ortak, ancak arızaya yol açan nedenler farklı... Kimisi, fi tarihinde şu veya bu nedenle AKP gemisine binmiş, yandaş olmuş, gemi yol alırken bunlarla AKP arasında öyle çıkar bağları kurulmuş ki bütün bunları koparıp gemiden inmek, onlar için can yeleksiz suya atlamak gibi bir şey. İsteseler de yapamıyor, güvertede devekuşunu oynuyorlar.

Kimisinin siyasi vizyonu, askeri darbelerde uğranılan yenilgilerin ve çekilen büyük acıların travmasıyla perdelenmiş... Solun başaramadığı “müesses nizamı yıkma” işi belki Kürt hareketi ya da İslamcılar tarafından halledilir diye bekler olmuşlar. Geçmişle ilgili takıntıları, yaklaşmakta olanı görmelerini engellemiş.

Bir de üçüncü bir kategori var. “Yandaşlaşmış travmatikler”, yani her iki özelliği aynı siyasi karakterde bütünleştirenler ki en fanatik olanları da bunlar.”
 
Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/-yetmez-ama-evet-ne-demektir-/kadri-gursel/dunya/yazardetay/06.09.2010/1285590/default.htm

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git