A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kadın Öykülerinde Avrupa

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 24 Temmuz 2010 22:31:57

Umutsuzluk, aşk, kırgınlık, özlem, merak... öykülerin dünyasını oluşturuyor. Göç, göçmenlik öyküleri değil ama göçün yolunda oluşan yeni yaşamları ele aldıkları için yine de belgesellik içeriyorlar.

28 Haziran – 4 Temmuz

28 Haziran, Pazartesi
 
Menekşe Toprak, Kadın Öykülerinde Avrupa kitabımla ilgili bir görüşme yaptı benimle her zaman gittiğim kahvede. Hava güzel, kahvenin bahçesi daha da güzel! Kırmızı şarabın tadı her şeyden güzel!
 
Kadınların öykülere yansıyan dünyasını konuştuk. Kadınların Avrupa’ya öyküler üzerinden bakışlarındaki kırılmaları ve değişiklikleri dile getirdik.
 
Leyla Erbil’in öyküsü “Tanrı”, dönem öykülerinden ve yazıldığı yılın özelliğini yansıtıyor. Göçün yüzünü hemen ele veriyor “Tanrı” öyküsü.
 
Umutsuzluk, aşk, kırgınlık, özlem, merak... öykülerin dünyasını oluşturuyor. Göç, göçmenlik öyküleri değil ama göçün yolunda oluşan yeni yaşamları ele aldıkları için yine de belgesellik içeriyorlar.
 
 
29 Haziran, Salı
 
Zeynep Avcı, Şirin Tekeli’yle Edebiyat Evi’nde buluşacağımı Sem Kaygusuz’la Menekşe Toprak’a da söyledim. Uzun uzun oturduk bu görkemli kültür evinin bahçesinde. Bahçedeki çınar kesileli çok oldu. Bir bakıma eli yüzü ortaya çıktı binanın. Mumlar yandı ve biz şarap içtik, Viyana usulü Apfelsprudel yedik. Dedikodu yaptık, Türkiye’nin siyasetini masaya yatırdık. Sohbete doyamadık.
 
Ah bu Berlin’in doyumsuz gecelerini bölen ambulans çığlıkları.
 
 
30 Haziran, Çarşamba
 
Şiir Günlüğü’nü toparladım hızla. İçimdeki yorgunlukla baş etmeyi başardım ve masama oturdum ve yazdım, yazdım, bir de baktım Şiir Günlüğü çıkmış ortaya!
 
Bir günlük neden yazılır? Kendimle paylaştıklarımı başkalarıyla da paylaşmak için günlük yazıyorum. Bu kolay anlaşılacak bir cümle değil. Aslında kimseyle bir şey paylaşmadan günden süzdüklerimi geçiriyorum defterlerime. Dizeler, kitaplar, gözlem ve yorumlar, izlenimler, değerlendirmeler... bana ait, beni ilgilendiren şeyler. Fakat, yazılan her şey başkalarını da ilgilendirdiğinden yayımlanıyor eninde sonunda. Şiir Günlüğü yayımlanması için yazılıyor.
 
Günlük tutmak kendimi tartmak gibi geliyor bana.
 
 
1 Temmuz, Perşembe
 
Yorgunluk üzerine kitap okumanın bir anlamı yok. Yorgunluk okuyarak gider mi bilmiyorum, ama ben durmadan okuyorum. Yepyeni bir roman ve romancı keşfettim: Dejavu (Sel Yayınları), daha önce hiçbir kitabını okumadığım Sibel Torunoğlu’nun romanı; depresyonları, delirmek üzere olanları ve onların iç dünyalarını benzersiz diyaloglarla anlatıyor. Düş görenlerle hayatı farklı yaşanların sancılarının peşine takılıyor yazar.
 
Delirme aşamasına hangimiz gelmedik? Delirmenin sınırı nedir peki? Bunu kimse bilemez elbette ama küçük şeylerden başlayarak depresyona doğru sürüklenişimize hangimiz tanık olmadık?
 
 “Dejavu, bir yaşantıyı yeniden yaşıyor olma hissidir. Bunun anlamı şudur; hayata yeniden geldiniz, yani öldünüz, sonra yeniden doğdunuz ve daha önce yaşamış olduğunuz hayatı tekrarlıyorsunuz. Kim bilir kaçıncı kez on beş yaşındasınız ve köy evinin penceresinden dışarı kim bilir kaçıncı kez atlıyorsunuz. Peki neden? Nedeni konusunda hiçbir açıklama yok. Ölen canlılar yok olur; çürüyüp giderler; böyle biliyoruz.”
 
“bir kakalağın ölümü nasıl bir şeydir” işte yazar bize bunu anlatıyor. Yani Kafka’nın değişimine başka bakış açıları getiriyor.
 
 
2 Temmuz, Cuma
 
Berlin’deki Türk gazetecilerin yemeğine gittim Nedim Gürsel’le birlikte. On bir yıldır yayın yapan Türkçe radyo FM’in geniş terasındaki gazetecilerin (!) çoğunu tanımıyorum. Bu radyonun stüdyolarını da ilk kez geziyorum. Reklamla yaşayan radyoyu daha çok gençler dinliyor. Almanya’nın başka kentlerine de yayın yapıyorlarmış Berlin’den. % 60’lık ciddi bir dinleyici kitleleri varmış.
 
Hava enfesti. Kuru fasulye, pilavın yanında hoşaf da vardı. Ne yazık ki bunlar çabuk bitti. Mangaldaki köfte ve kanatlardan mezelik yaptım kendime salatayla. Dernek başkanları da gelmişti yemeğe. Daha çok Nedim’le sohbet ettim. Berlin’deki Türklerin tarihiyle ilgili kitap yazdığımdan çoğu gazetecinin (!) haberi bile yoktu.
 
 
3 Temmuz, Cumartesi
 
Hava 37 derece bugün. Sıcak ve bu beni hiç rahatsız etmiyor.
 
Almanya-Arjantin maçını bekledim ben de heyecanla. Maç boyunca beyaz şarap içtim, elma yedim. Arjantin’in başlarda yaptığı hatanın gole dönüşmesi, bir daha onların toparlanamamasına neden oldu. Almanların hızlı ve teknik oyunları onlara dört gol kazandırdı. Arjantin takımının teknik direktörü bir zamanların ünlü oyuncusu Maradona, kahroldu ama, yapılacak bir şey yoktu.
 
Almanlar korna çalarak sokaklara döküldüler. Sevinmek hakları elbette.
 
 
4 Temmuz, Pazar
 
Sıcağı severim dedim ama mayışıp kalıyorum bu kadar fazla olunca; 40 derece oldu Berlin. Bu bir rekor!
 
Çıkıp dolaştım yine de. Atkestanelerinin yaprakları sararmaya başladı. Sıcaktan mı, hastalıktan mı kavruluyor yapraklar. Sanki yaz daha yaşanmadan sonbahar gelmeye başladı buraya.
 
Acem Özler’e gittim. Şarap içtik. Etli pide yedik. Şiirden konuştuk. Şiirden konuşmak iyi geldi. Gece Melike’nin Nely Sachs çevirilerini okudum. Yahudi dünyası değil ruhu şiirlerin yüreğine oturmuş. Melike de bunu yakalamış.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git